Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, 16 Nisan’dan sonra yaşanan mühürsüz zarf tartışmalarından, başkanlık sistemine dair önemli açıklamalarda bulunarak, tek adamlık, diktatörlük eleştirilerine de ‘’Aynı manşetler babamla ilgili de çıktı’’ diyerek yapılan senaryonun aynı olduğunu söyledi. Ahmet Özal özetle şunları kaydetti:

16 Nisan’daki referandum sonucunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çeşitli söylentiler oldu, mühürsüz zarflar gibi... Ben hile yapılmış olduğunu düşünmüyorum. Çünkü yüzde 51 küsürle ‘evet’ kazanılmış. Böyle bir hile yapılacak olsaydı bu yüzde 60-65 olurdu. 

CHP’NİN İŞİ ZOR!
Rahmetli Özal ısrarla Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığının var olduğunu savunuyordu? Yeni sistemde de en çok tartışma konusu olan ‘tek adamlık’ meselesi...
Şimdi Erdoğan için ‘tek adam’ olmak istiyor, ‘diktatör’ olmak istiyor diyorlar ya, arşivlere bakıldığında aynı manşetlerin babam için de atıldığını görüsünüz.
Türkiye’de solun en önemli problemi özellikle CHP’nin bundan sonra herhangi bir şekilde bir koalisyon olmayacak. Koalisyon olmayınca hükümet olabilmeleri, cumhurbaşkanı olabilmeleri için yüzde 51 almaları lazım. Ama Türkiye’de şu anda bakıyoruz ki CHP yüzde 25’e kitlenmiş vaziyette. Ne iniyor ne de çıkıyor. CHP’nin esasında bunu analiz etmesi lazım. 
1950’ye kadar olan İnönü döneminde yaşanan sıkıntılar da ortada. CHP bugün şunu diyebilir; O dönemi o güne göre değerlendirmek gerekir ama o yapılanlar bugünkü değerlerle yanlıştı. Onun için bundan dolayı ‘özür dileyelim’ desinler, oylarını artırırlar.

KARARLAR SİYASİ
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının vermiş olduğu notlar, ekonomiye ve bankacılık sektörüne nasıl yansıyor?
Kredi derecelendirme kuruluşları sadece ekonomik değerler ile karar vermiyor. Dolayısıyla kredi derecelendirme kuruluşları özellikle Avrupa kaynaklı olanlar, siyasi gelişmeleri işin içine katarak biraz da menfi yönde hareket ettiklerini görüyorum.  Bunu iş dünyası da takip ediyor. Özellikle yabancı yatırımcılar… Ben çok etkili olamayacaklarını düşünüyorum, zaten bunu da gördük.