Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 998 gün aradan sonra yeniden genel başkan olacağı bugünkü olağanüstü kongrede, bin 370 delegenin imzasıyla Genel Başkanlığa tek aday oldu. Partililere seslenmek üzere kürsüye gelen Erdoğan, bir süre partililerin tezahüratları nedeniyle konuşmadı.
Kadınlara özel olarak teşekkür eden Erdoğan'ın sözleri sık sık sloganlarla kesildi. Erdoğan, "O günü hatırlarsınız. 998 gün sonra yine aynı salonda, 'Evet, nerede kalmıştık' diyerek yeniden bir aradayız. O gün bunun bir Fatiha olduğunu söylemiştik." dedi.
FETÖ konusunda net mesaj veren Cumhurbaşkanı "Kendi milletine karşı ihanet içine giren kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan gereğini yerine getirmek sorumluluğumuzun icabıdır. İsterse babamın oğlu olsun karşısında yer alırım. Ucu en yakınlarımıza dokunursa bile bu mücadeleye destek vermeye çağırıyorum." dedi.
Millete de çağrı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan helallik isteyerek "Tayyip Erdoğan'ın milletinin hayrına olmayan bir icraatını bir sözünü duyarsanız, bugüne kadar yaptığı her şeyi bir kenara bırakın ve gereğini yapın. Böyle bir yanlışın içine düşen Tayyip Erdoğan'ın tüm hakları size helaldir. " dedi.
OHAL ile ilgili de konuşan Erdoğan, "Durum huzura kavuşuncaya kadar OHAL kalkmayacak" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

"Sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Allah'ın selamı, rahmeti bereketi, hepinize, hepimize olsun. Partimizin 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nin tüm dost kardeşlerimizi için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Ankara'ya hoş geldiniz diyorum.
"HANIM KARDEŞLERİM, SİZLERE AYRI BİR HİTABIM OLACAK"

AK Parti teşkilatında görev almış, genel başkanlarımıza, kurucularımıza, MKYK üyelerimize, bakanlarımıza, milletvekillerimize, il, ilçe belde başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza, üyelerimize, köy, mahalle temsilcilerimize burada ifade edemediğim tüm gönüldaşlarımıza şükranlarımı sunuyor, her birini ayrı ayrı selamlıyorum. Hanım kardeşlerim, sizlere ayrı bir hitabım olacak. Türkiye'de hanımları siyasetin asli unsuru haline getirmiş bir partinin kurucusu olarak ilk günden beri, siz hanım kardeşlerimle beraber yol yürüyor olmanın memnuniyeti ile şükranlarımı sunuyorum. Sizlerin emeğinin bu parti için ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyorum ve hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
"EN BÜYÜK TEŞEKKÜR MİLLETİMİZE"

AK Parti; yolu da, kaderi de, ülkemizle, milletimizle bütünleşmiş bir partidir. Bizim huzurumuz için görev yapan polislerimize teşekkür ediyorum. Terör örgütleri ile mücadelemize önemli katkı sağlayan korucularımıza teşekkür ediyorum. Hangi kurumda nerede görev yaparsa yapsın, milletimizin büyümesi için emek veren tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Tabii en büyük teşekkürü, en büyük takdiri 80 milyonun tamamıyla milletimiz hak ediyor.
"NEREDE KALMIŞTIK?' DİYEREK YENİDEN BİR ARADAYIZ"

Bize destek verdiği, en zor zamanda dahi yanımızda yer aldığı için milletimin her bir ferdine yürekten teşekkür ediyorum. 19 Mayıs'ı geride bıraktık, 8 gün sonra İstanbul'un Fethi'ni 564. yıl dönümüne ulaşacağız. Süleyman Şah'tan, Osman Gazi'ye, Fatih Sultan Mehmet Han'dan, Gazi Mustafa Kemal'e kadar tüm abide isimler rahmetle anıyorum. Bundan yaklaşık 3 yıl önce 27 Ağustos 2014'te yine bu salonda sizlere 'Her bitiş yeni bir başlangıçtır' diyerek, helalleşerek ayrılmıştık. Bu sadece hukuki bir ayrılıktı. Gönüllerimiz hiçbir zaman ayrı düşmedi. Sevinçlerimizi de hüzünlerimizi de hep tek yürek, tek kalp olarak yaşadık. İşte şimdi de tam 998 gün sonra yine aynı salonda, 'Evet, nerede kalmıştık' diyerek yeniden bir aradayız. Cumhurbaşkanlığına aday olurken bunun bir hatime değil Fatiha olduğunu, yeni bir başlangıç olduğunu ifade etmiştik. Bugün bir kez daha besmelemizi çekiyor, Fatihamızı okuyor, daha büyük hedefler için, daha çok çalışmak üzere yeni bir başlangıç yapıyoruz
"MİLLETİN DUDAKLARINDAN DÖKÜLEN DUALARA DEĞER VERDİK"

16 yıl önce çıktığımız kutlu yılda sadece Rabbimizden yardım, milletimizden destek talep ettik. Milletimizin dudaklarından dökülen hayır dualarına en az sandıktan kullandığı oy kadar değer verdiğimiz için güçlenerek, büyüyerek bugünlere geldik. Gönül kazanmayı oy kazanmaktan önemli gördüğümüz için onca saldırıya rağmen dimdik ayakta durabildik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışına sıkı sıkıya sarıldığımız için tüm zor zamanlarımızda milletimizi yanımızda bulduk. Bu ülkede güvenlik kaygılarıyla demokrasi taleplerinin aynı anda karşılanabileceğini gösterebildiğimiz için tek parti olabildik. Kentinden köyüne, en mütena semtinden en mütevazı köşesine kadar ülkemizin tamamına hizmet ettik. Hangi il olursa olsun ulaştık, ayrımcılık yapmadık. Hepsine hizmet götürdük. Bundan sonra da götürmeye devam edeceğiz.
"HALA AK PARTİ NEDİR DİYE SORARLARSA İŞTE BUDUR"

Herkesi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı haline getirdik. Türkiye'nin gücünün ve imkanlarının kendi vatandaşlarıyla birlikte dünyanın her yanındaki mazlumlara kucak açtığımız için nereye gitsek muhabbetle karşılanıyoruz. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmış Türkiye idealinin kültürümüze, geçmişimez sahip çıkmakla olduğuna inandık. 16 yıl sonra hala AK Parti nedir diye soranlar varsa AK Parti işte budur. Büyük kongrelerimiz hasret giderme, parti organlarında görev alacak arkadaşlarımızı belirlemenin yanında muhasebe ve murakabe yapmanın da vesilesidir. Kuruluşumuzdan bu güne kadar 188 ay geçti.
"EKMEK, GAZYAĞI, BENZİN KUYRUKLARINI HATIRLAYIN"

AK Parti'yi kurarken isminden ve programından başlayarak partimizi her şeyiyle milletimize hizmetkâr olacak anlayışla dizayn ettik. Kuruluşu tepeden tabana doğru değil tabandan tepeye doğru gerçekleştirilmiş ilk ve tek parti AK Parti'dir. AK Parti milletin partisidir diyoruz. Kuruluşumuzdan bu yana geçen 16 yılda milletimizin emanetinin hakkını vermenin gayreti içinde olduk. Normal demokratik düzen içinde faaliyete başlamasından 16 ay gibi kısa bir süre sonra çok güçlü bir şekilde iktidara gelen dünyada pek az bir örnek vardır. Milletimizin AK Parti'yi kısa sürede, güçlü bir şekilde sahiplenmesinin sebebini bizden önceki dönemlerde yaşanan hadiselere baktığımızda daha kolay anlayabiliriz. 1990'lı yıllarda ülkemizin demokrasisi, ekonomisi üzerinde oluşturulan o yıkıcı tahribatlar yol açmıştı. Üstüste yaşadığımız krizler sebebiyle ekonomimiz batmıştı. Benzin kuyruklarını, gazyağı, yağ, ekmek kuyruklarını hatırlayın.
"MİLLETİMİZ DEVLETİNİN VESAYETE DEĞİL KENDİSİNE HİZMET EDİLMESİNİ İSTİYORDU"

28 Şubat müdahalesinde demokrasimiz ağır yaralar aldı. Vesayetin kıskacındaki siyasi partilerin milli iradeyle irtibatları neredeyse tamamen kesilmişti. Devletle siyaset, siyasetle ahlâk arasındaki ilişki kirlenmişti. Bu yüzden milletimiz istikrar, güven, huzur istiyordu. Milletimiz inancından kıyafetine, dininden meşrebine her konuda özgürlük, hizmet, yatırım istiyordu. Çöp dağlarından geçilmeyen İstanbul'u hatırlayın. Hava kirliliğinden, susuzluğa mahkum olmuş İstanbul'u hatırlayın. Bunların çilesini yaşayanlar iyi bilir. Milletimizin yarınından kaygı duymak değil geleceğinden emin olmak istiyordu. Devletinin vesayet güçlerine değil kendisine hizmet edilmesini istiyordu.
"14 YILDA DEĞİŞMEYEN TEK PARTİ AK PARTİ GERÇEĞİDİR"

AK Parti milletimizin tüm bu taleplerinin, beklentilerinin, umutlarının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. İlk günden beri siyasetteki yerini hep milletin durduğu yer olarak tarif etmiştir. 3 Kasım seçimlerinde partimizin yüzde 34 oyla Meclis'te 365 milletvekilini elde ettiğinde milletimizin neredeyse tamamını rahatlamış, geleceğine ümitle bakmaya başladığını gördük. O günden bugüne her seçimde milletimizin bu umudunu tazeleyerek girdik. AK Parti'yi var eden de bu umuttur. Bu umudu diri tutmasıdır. 15 yılda Türkiye'nin gündemi, öncelikleri, sıkıntıları, beklentileri değişmiştir. Değişmeyen yegane şey tüm bunalrı karşılayan tek partinin AK Parti olduğu gerçeğidir. AK Parti demokrasinin, değişimin teminatı, reformun adresidir.
"BU YOLDA YORULANLAR OLDU YOLUNU KAYBEDENLER OLDU"

Sürekli hedeflerimizin çıtasını yükselttik. Kerameti hiçbir zaman kendimizde değil işin sırrının yaptığımız hizmetler olduğumuzun bilinciyle mücadeleden mücadeleye koştuk. Hep ilk günkü heyecanla çalıştık. Bu uzun, meşakkatli, sabır gerektiren yolculukta elbette yorulanlar oldu. Elbette yolunu kaybedenler oldu. Elbette çeşitli sebeplerle geride kalanlar oldu. AK Parti olarak bizim ne menzilimiz değişti, ne kararlılığımız eksildi ne de milletimizle aramızdaki rabıta zayıfladı. Rabbim ömür ve imkan verdikçe milletimize hizmet yolunda hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Çünkü bu kutlu, hayırlı bir yoldur. Çünkü bu kendimizle birlikte çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini de şekillendirecek bir yoldur. Onun için kim dönerse dönsün biz dönmeyiz yolumuzdan.
"TAYYİP ERDOĞAN'IN BİR YANLIŞINI GÖRÜRSENİZ GEREĞİNİ YAPIN, SİZE HAKKI HELALDİR"

İster partimizi kapatmaya çalışsınlar, ister sokakların altını üstüne getirsinler, ister 15 Temmuz'da olduğu gibi canımıza kastetmeye çalışsınlar, ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz. Allah'a can borcumuzdan, milletimize hizmet borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur olmayacaktır! Yarın milletimizin karşısında boynumuz bükük mahçup durmaktansa, bugün içeride ve dışarıda alçakların karşısına dimdik dikilir kaderimiz neyse ona rıza gösteririz. Ölümden öte yol olmadığını biliyoruz. Bugüne kadar Allah'tan herşeyin hayırlısını istedik. Rakibin bile hayırlısı için dua ettik. Şu saatten sonra da ülke, millet, ümmet için, insanlık için hayırlı olmayan hiçbir şeyin bizim nezdimizde yeri yoktur, olammaz. Eğer bu kardeşiniz Tayyip Erdoğan'ın ülkesinin ve milletinin hayrına olmayan en ufak bir davranışını, sözünü, icraatını duyarsanız, bugüne kadar yaptığı her şeyi bir kenara bırakın ve gereğini yapın. Böyle bir yanlışın içine düşen Tayyip Erdoğan'ın tüm hakları size helaldir. Ben de şimdi milletimden helallik istiyorum.
FETÖ MESAJI:
BABAMIN OĞLU OLSUN, YANLIŞI VARSA KARŞISINDA YER ALIRIM

Rabbimin yardımıyla 40 yıllık siyasi hayatımızda inancımıza ve milletimize ihanet noktasına düşmedik. Hatalarımız elbette olmamıştır ama ihanetimiz asla vaki değildir. Türkiye'nin FETÖ, PKK, DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadelesini, bölgesindeki envai çeşit güçlerle mücadelesini bu anlayışla yürüttük, yürütüyoruz. Bizim kimseye karşı kişisel bir husumetimiz asla yoktur. Ama bu milletin hakkının, hukukunun yenilmesine asla rıza gösteremeyiz. Kendi ülkesine, kendi milletine karşı ihanet içine girer kim olursa olsun gözünün yaşına bakmadan gereğini yerine getirmek milletimize karşı sorumluluğumuzun icabıdır. İsterse babamın oğlu olsun, kimin yanlışı varsa karşısında yer alırım. Ucu en yakınlarımıza dokunursa bile bu mücadeleye destek vermeye çağırıyorum. Kimseye diyet borcumuz da bulunmuyor. Elbette mazlumun, mağdurun hakkını korumak görevimizdir.
"15 TEMMUZ'DA BUNLARIN GERÇEK YÜZÜ ORTAYA ÇIKMIŞTIR"

Mazlum kılığına girmiş zalimlere teslim olmayacağız. Takiye, yalan, dolan iftira ile yıllarca milletimizin tertemiz duygularını istismar edenlerin yüzlerindeki maske düşmüştür. Milletimizin saygı duyduğu tüm değerleri kullanarak adeta insanımızın kanını, iliğini sömürenlerin oyunu 17-25 Aralık'ta ve sonra da 15 Temmuz'da tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Buraya bir günde gelmedik. 17-25 Aralık'tan sonra bu yapının tüm mensuplarına çağrı yaptık. İlginizi bunlarla kesin dedik. İlgisini kesenler kendilerini kurtardılar. Özel haberleşme programını kullanarak, sendikalarına, derneklerine, vakıflarına üyeliklerini sürdürerek bankasına para yatıranlar için yapacak bir şey kalmadı.
"FETÖ'YLE MÜCADELE ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE KARARLILIKLA SÜRECEK"

Örgütün mensubunu tanıyanlar çok iyi bilir ki, 15 Temmuz'a rağmen bu yapı içindekilerde samimi bir pişmanlık hissi yoktur. Kamudan yapılan ihraçlar, gözaltılar, soruşturmalar, tutuklamalar birer mecburiyettir. Türk Milleti'nin bu örgütünün bir başka ihanet teşebbüsüne daha tahammülü yoktur. Bu mücadele güçlü yürütülmezse ülkemiz çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacaktır. Avukatlar aracılığıyla yürütülen gizli pazarlıklar, itirafçılık oyunlarıyla bu mücadelenin sulandırılmasına izin vermeyeceğiz. FETÖ ile mücadelenin maşeri vicdana halel getirmeyecek yöntemlerle sürdürülmesi şarttır. Önümüzdeki dönemde çok daha kararlı bir mücadele yürütülmesini temin edeceğiz. Dünyanın 160 ülkesinde eğitim, yardımlar istismar edilerek aynen nasıl ülkemizde devletin kurumlarına sızdıysalar oralarda da o ülkenin kurumlarına sızıyorlar. Nasıl o ülkelerin ileri gelenlerin çocuklarını da ele almak suretiyle. Onlara enteresan şeyler aşılayarak ve söyledikleri nedir? Kainatın imamı kim? Feto...
"KÜRT KARDEŞLERİM KENDİSİ İÇİN FEDAKARLIK YAPANIN DEVLET OLDUĞUNU GÖRMÜŞTÜR"

Pensilvanya'da bu şahıs niçin orada yaşıyor hiç soruyor muyuz? GÜneydoğumuzda uzun zamandır yaşanan sıkıntılarımızı çözmek için attığımız adımlara samimi karşılık verenlere sevgimiz ne kadar derinse uzattığımız eli ısıranlara tepkimiz o kadar da sert olmuştur. 2015 yılındaki çukur eylemlerinin üstesinden bölge halkının desteğiyle gelebilmemizde yaşadığımız tecrübenin çok büyük katkısının olduğuna inanıyorum. Binbir vaat ve yalanla yanına çekmeye çalışılan Kürt kardeşlerim kendisi için fedakarlık yapanın örgüt değil devleti olduğunu bu dönemde açıkça görmüştür. Kendilerine demokratik zeminlerde her türlü imkan tanındığı halde iradelerini örgüte teslim edenlerin esamisi artık hiçbir yerde okunmuyor.
"BU MİLLETİN NELER YAPACAĞINI MERAK EDENLER TARİHE BAKSIN"

Türkiye terör prangasından kurtulmak için emin adımlarla ilerlemektedir. İnlerine gireceğiz dedik, şu anda inlerine girdik, giriyoruz. Ülkemin sınırları içinde Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de 65'i aşkın mağaralara girildi. Bu mağaralardan neredeyse 600'i aşkın terörist etkisiz hale getirildi. Silahlar ifade edemeyeceğim kadar yüklü. Buralara kadar bunlar nasıl girdiler? İşte şimdi bundan sonraki süreç tamamıyla bunları yok etme sürecidir. Çekinmeden, yılmadan, asker, polis, güvenlik korucularımızla şimdi bu hayata geçiyor. Güney sınırları boyunca terör oluşumu organize etmeye çalışanlar bu milletin istiklali ve istikbali için neler yapabileceğini görmek istiyorlarsa dönüp tarihe baksınlar, 15 Temmuz'da kalksınlar. İfademizi anlamayanlara karşı meramımızı er meydanında ifade etmekten başka çaremiz kalmıyor demektir. Namert kaçar, mert döğüşür.
"TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELEMİZİ HUKUK İÇİNDE YÜRÜTTÜK"

Terör örgütleri, ihanet şebekeleriyle meselem şahsi değilir. Milletimizin istiklali, istikbali, bekası meselesidir. Ortada şahsi bir mesele olduğu için benim kimseyi affetmem sözkonusu olamaz. Türkiye yaşadığı tüm badirelere rağmen hukuk devletinden taviz vermemiş, geriye adım atmamış bir ülkedir. Ne kadar ihanet içinde olursa olsunlar, ne kadar alçalırlarsa alçalsınlar terör örgütüyle mücadelemizi hukuk içinde yürütüyoruz. Böyle bir terörle karşı karşıya kalıp da bu kadar hukuk içerisinde olabileceklerini sanmıyorum.
"BİZE OHAL NE ZAMAN KALACAK' DİYORLAR! KALKMAZ"

Fransa'da 15 terörist ayağa kalktı OHAL ilan edildi. Benim ülkemde devlet yıkılmaya çalışıldı. 249 şehit verdik siz bize hangi yüzle OHAL'in kaldırılmasını soruyorsunuz. Kalkmayacak! Ne zamana kadar? Huzura, refaha ulaşılıncaya kadar. Neyiniz eksik, işlerinize mi gidemiyorsunuz, okullar mı kapalı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Fabrikalar, işyerleri sorunluydu. Doğru dürüst kimse ekonomik olarak durumunu düzeltemiyordu. Bize OHAL'i kaldırın dediler. Gelince 1 ayda OHAL'i kaldırdık. Şimdi ise daha dün bir bugün iki. Biz OHAL'i ülkemizin huzuru için uzattık, uzatıyoruz.
"BU DEĞERLERE UZATILAN ELİ KIRMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR"

Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Kimse alternatef devlet üretmeye kalkmasın. Üretenler bedelini öderler. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Her kim bunlardan herhangi birine sataşırsa doğrudan milletimizin namusuna, şerefine, haysiyetine el uzatmış demektir. Önemli olan kimsenin bu değerlerimize el uzatamamasıdır. Bu değerlere uzatılan eli kırmak bizim boynumuzun borcudur.
"8 YILLIK EĞİTİM SİSTEMİ KALDIRDIK, KATSAYIYI KALDIRDIK"

İktidara gelirken "Türkiye'yi dört temel üzerinde yükselteceğiz" dedik. Eğitim, Sağlık, Adalet ve Emniyet dedik. Eğitimde atılan adımlar Cumhuriyet tarihinde görülmemiş adımlardır. Milli bütçenin ilk sırasına eğitimi yerleştirdik. 2002 yılında eğitime harcanan 7,5 milyar liraydı. 11 kat artışla bu yıl harcanan 85 milyar liraya ulaşmıştır. Nereden nereye? Ders kitaplarını yavrularımıza ücretsiz veriyoruz. Okullar açılırken sıraların üzerinde ders kitaplarını artık yavrularımız görüyor. Göreve geldik, Türkiye'de 76 üniversite vardı şimdi 184 üniversite var. Okullarda tablet bilgisayarlar dağıtılıyor. Etkileşimli tahtalarla donatılmaya başlandı okullar. 270 bin derslik inşa ettik. 561 yeni öğretmenle kalabalık sınıfıları ortadan kaldırdık. 28 Şubat ürünü 8 yıllık kesintisiz öğretim yerine şartlarımıza uygun 4+4+4 sistemini getirdik. Katsayı eşitsizliğini kaldırdık.
"EĞER BUYSA ÖZGÜRLÜĞÜN ÖNÜNE GEÇMEK, GİT ANSİKLOPEDİYE BAK"

Başörtülü öğrencilerimiz giremiyordu. Biz bunu kaldırdık. İsteyen istediği şekilde girebiliyor. İşte özgürlük budur. İkna odalarında kızlarımızı inim inim inletenler, hüngür hüngür ağlatanlar sizleri unutmadık. Siz değil miyd iniz imam hatiplerin orta kısımlarını kapatanlar? Biz sizi iyi tanıyoruz. Biz sizin cemayüzülevvelinizi biliyoruz. Eğitime adaletsizliği getirdiniz. Şimdi sahip çıkınca sizler bağırıp çağırmaya başladınız. Neymiş, özgürlük yokmuş. Eğer buysa özgürlüğün önüne geçmek, kusura bakma sen git de ansiklopedileri karıştır özgürlüklere bak. Artık bunlar geride kaldı. Ne katsayı endişesi ne okullarımızda ayrım var. Bir de tüm okullara Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi dersi seçmeli olarak kondu.
"BU HASTANELERDE ANNELERİMİZ NELER ÇEKTİLER"

Öğrencilerimizin ailelerine yük olmadan yükseköğrenimlerini sürdürmek için harç, harç. İnşaatta kullanılan harç değil. Harçları kaldırdık. Kredi ve bursları bire 10 kat çıkardık. Sağlıkta reformu gerçekleştirdik. Ülke genelinde geçenlerde bir televizyon programında rahmetli Savaş Ay'ın programını izlediniz mi? Ana muhalefetin başındaki zatı SSK Genel Müdürü olduğu yılları izlediniz mi? Bu hastanelerde neler çektik, analarımız neler çekti? Ülke genelinde tüm vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine kolayca erişebilmesini temin ettik. Hastanelerimizdeki nitelikli yatak sayısını 19 binden 153 bine çıkartarak vatandaşlarımızın buralarda birinci sınıf sağlık hizmeti alabilmelerini sağladık.
"İHTİYAÇ SAHİPLERİNE DEVLETİN ŞEFKAT ELİNİ UZATTIK"

20 şehir hastanemizin tamamını 1,5 yıl içinde hizmete açıyoruz. 8 hastanemizin inşasına en kısa sürede başlıyoruz. 32 şehir hastanemizi ülkemize kazandırmış olacağız. Sporda 27 şehrimize toplam koltuk kapasitesi 720 bin olan stadyum kazandırmak için çalışmalarımız sürüyor. Bunların hepsini hikmete sunduk. Sosyal yardımlarda 15 yılda 235 milyar lira kaynak kullandık. Çocukların eğitiminden eşi vefat etmiş yakınlarımıza, yaşlılarımıza, hastalarımıza kadar tüm ihtiyaç sahiplerine devletimizin şefkat elini uzattık. Kadınlarımıza her alanda pozitif ayrımcılık uyguladık. Toplu konutta bizden önce 43 bin konut üretilmişken bit 779 bin yeni konutu milletimize kazandırdık. Şimdi ciddi yıkıma uğrayan yerleşim bölgelerimizi yeniden ayağa kaldıracak çok önemli projeleri hayata geçiriyoruz.
"EDİRNE-KARS HIZLI TREN HATTI GELİYOR"

Hedefimiz tünel uzunluğumuzu 700 kilometreye yükseltmiktir. Şu anda 1213 km. Hızlı tren hattında milletimize hizmet veriyoruz. Şimdi Çin'de son seyahatimde görüşmelerimizi yaptık. İnşallah bu görüşmeler sayın Çin Devlet Başkanı'nın vereceği kararla yeni bir adımın atılmasına vesile olacaktır. Bunun için en önemli hat Edirne-Kars Hızlı Tren hattı olacaktır. Marmaray, Avrasya Tüneli İstanbul Boğazı'nı boğazın altından birleştiren iki dev proje. Yavuz Sultan Selim, Osmangazi Köprüsü ve şimdi 18 Mart'ta Çanakkale'de, Çanakkale 18 Mart Köprüsü'nün temeli atıldı. İnşallah 2022 gibi onun da açılışını yapacağız. Bir diğeri de yine boğazın altında üç katlı tüp geçidi gerçekleştirmiş olacağız.
"İSTANBUL'DAKİ HAVALİMANI DÜNYANIN İLK ÜÇÜ ARASINA GİRECEK"

Havalimanlarımızın sayısını 26'dan 55'e çıkardık. Şimdi İstanbul'da yapılan havalimanı dünyanın ilk üç havalimanından bir tanesi olacak. 7 yeni havalimanı onunla birlikte yapılıyor. Gemi üretiminde önemli bir marka haline geldik. Haberleşme sektöründe Türkiye tam bir devrim yaşadı. Savunma sanayinde hızla ilerliyoruz. Mobil telefonda 28 milyon olan abone sayısı 75 milyonu geride bıraktı. Sanayi alanında devrim yaşıyoruz. 197 olan organize sanayi bölgesi 299'a çıktı. İstihdam sayısı artıyor 1 milyon 700 binin üzerine istihdamı çıkardık. Hedefimiz 65 yeni organize sanayi bölgesini faaliyete geçirmek. Ticaret hayatını canlandırmak için çok önemli hibe destekleri, kredi imkanları sağladık. Esnaf sanatkarlarımıza uygun şartlarda kullandığımız bu destekle birlikte kredi miktarı 65 milyonu buldu.
"İŞSİZLİĞİ EN KISA ZAMANDA DÜŞÜRECEĞİZ "

Geçtiğimiz 14 yıl içinde 7 milyondan fazla vatandaşımıza istihdam imkanı sağladık. İşsizliği en kısa zamanda tek hanelere düşüreceğiz. Geçtiğimiz 14 yılda TİKA'nın soyut ve somut kültür varlıklarımızı desteklemek için doğrudan yürüttüğü 20 bin proje için 20 milyar doların üzerinde kaynak kullandık. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı, Kızılay gibi örgütlerimizle bu alanda önemli çalışmalar yürütüyoruz. Geçtiğimiz 14 yılında ülkemizi üç kat büyüttüğümüzü görüyoruz.