Magazin

Metin Akpınar'ın kızı: Annem korkutulduğu için konuşamıyor

Metin Akpınar'ın 36 yıl sonra ortaya çıkan kızı Duygu Nebioğlu, katıldığı canlı yayında yaşadıklarını anlattı. Akpınar'ın bahsettiği gibi tek gecelik bir ilişki olmadığını söyleyen Nebioğlu, annesinin korkutulduğu için konuşamadığını söyledi.

Usta oyuncu Metin Akpınar'ın tek gecelik ilişkiden olduğu iddia edilen ikiz kızları ortaya çıktı. Bugün Kanal D ekranlarında yayınlanan Neler Oluyor Hayatta programına konuk olan Duygu Nebioğlu yıllar içinde yaşadıklarını anlattı. Gözyaşlarına hakim olamayan Nebioğlu, canlı yayında annesine seslenerek "Korkma, çık konuş artık" dedi.

"ANNEM KORKUTULMUŞ"

Annesinin korkutulduğu için konuşamadığını söyleyen Nebioğlu, "Biyolojik annem çok zorluklar çekmiş bir insan. Konuştuğumuzda bana 'Size hamileyken yiyecek bir şey bulamıyordum. Komşularım getirirdi' dedi. 4 aylıkken hamile olduğunu öğrenmiş... Metin Akpınar, Suphiye Ormancı'nın hamile olduğunu kesinlikle biliyordu. O döneme tanıklık eden gazeteci var. Bize şahitlik de yapacak. Annem Metin Akpınar ile konuşmaya gittiğinde öyle bir korkutulmuş ki bugün bile konuşmaya korkuyor" dedi. Canlı yayında gözyaşları içinde annesine seslenen Nebioğlu, "Her şeyi boşver, unut. Ne yaşadıysan ben her zaman senin arkandayım. Seni hiçbir zaman suçlamadım. Her zamanda seni korumaya devam edeceğim. Bir şekilde bunları artık kabullen ve çık. Çık ve gerçekleri anlat. Benim kimseye bir kinim, öfkem yok" ifadelerini kullandı.

 

Yıllar içinde yaşadıklarını ve neden Metin Akpınar'a ava açtığından bahseden Duygu Nebioğlu, şunları söyledi: "Nebioğlu Ailesi 1994 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan bizi kurtarıyor. Bu insanlar bize evlatlık olduğumuzu unutturdular. Müthiş baktılar.10 yaşımızdayken de doktor kontrolünde evlatlık olduğumuzu, ailemizin trafik kazasında vefat ettiğini söylediler. Anlatılanlardan sonra çocukluğumu hatırlamaya başladım. Çok karanlık, güneşsiz odalarda kaldık. Küçük bir pencereden, insanların ayaklarını görüyordum. Anne ve babamın trafik kazansında öldüğüne inanmadım. Çok çok isterdim Nebioğlu'nun gerçek ailem olmasını."

 

"Gerçek ailemi 18 yaşıma geldiğimde öğrendim. Gidip Çocuk Esirgeme Kurumu'ndan soy kütüğümü aldım. Öyle bir hakkım var. Dayımı buldum, görüşmeye başladım. Öz dayımla, Cumhur Ormancı! Metin Akpınar'ın gerçek babam olduğunu şöyle öğrendim; Dayım, bana 'senin baban bir komedyen' dedi. Ben de 'Metin Akpınar mı?' dedim. 'Sen bunu nasıl biliyorsun' diye sordu. Ben de; Kardeşimle aramızda boy farkı var birbirimize 'Metin ile Zeki' diye takılırız o yüzden aklıma direk Metin Akpınar geldi cevabını verdim. Sonra Metin Akpınar'a ulaşmaya çalıştım."

 

Beş yıl boyunca kendisine ulaşamadım. Koruması beni Metin Akpınar'a yaklaştırmadı. TRT'de bir programı vardı. Bir arkadaşım vesilesiyle programı izlemeye gittim. 'Babamla tanışırım' diye düşünüyordum. Kendisi beni gördü 'hanımefendi yüzünüz neden asık' diye sordu. Ben de kendisine 'neden suratım asıktı acaba' dedim. İlk kez yüz yüze geldik. Kendisi benim kızı olduğumu biliyordu ama yansıtmamaya çalıştı. Benimle bir fotoğraf çektirdi ve gitti.

 

"Bu olaydan sonra inat ettim. Bu sefer vaatler dönemi başladı. Bir strateji uyguladı. 14 yıl boyunca sürdü bu taktik. En sonunda ben kendilerini mahkemeye vereceğimi söyledim. Onun üzerine bir görüşme ayarlandı. Antalya'da bir otelde 12 saat boyunca karşılıklı konuştuk. Ben hikayemi anlattım. Bir yandan da bana `karım bunu öğrenirse size zırnık koklatmaz' diyordu. Ben kendisinden ne maddi, ne de manevi destek görmedim. Verdiği parayla sadece hayvanları besleyebiliyorum. Kendim için hiçbir şey almadım. Bana araba mı aldı, ev mi aldı? Son birkaç yıldır, ödeme yapılıyor. 0 da kendisi için bir akşam yemeği kadar para."

"Yaptığı açıklamada 'bunları yaşadığınız için çok üzgünüm' dedi ama o şekilde davranmadı. Sadece söylemde kaldı. Biz kardeşimle çok zorluklar yaşadık. Ben çok zor ameliyatlar geçirdim, kendisi beni bir kez bile aramadı. Bizi bildiğini en başından beri inkar ediyor Metin Akpınar, 'bilmiyordum' diyor. Kendini savunmak için inkar ediyor. Metin Akpınar ile Suphiye Ormancı arasında yaşananlara bir günlük hikaye denilmiş, öyle değil."

 

"Annemin anlattığı; 'Ben karşıdan karşıya geçiyordum, bir kaza geçirdim. Metin Akpınar da oradaydı. Alıp hastaneye götürdü ve bir tanışma süreci yaşandı' şeklinde. Ortada bir ilişki var ama bir günlük bir şeymiş gibi algı yaratıldı. Çünkü kendisi inkar üzerine bir savunma yapıyor. Babam benden bugüne kadar özür dilemediği için davayı açtım. Kendi eşini korurken bizi korumuyorsun. Bu sürecin başına geleceğini biliyordu, her şeyden haberi vardı. Çok güzel oyunculuk yaptı. Eşiyle de muhatap oldum. Birkaç saat görüştük, ilk başta çok iyi davrandı. Sonra çok ama çok kötü davrandı. 'Gel bakalım sen, neden Metin Abi'nin üzerinden prim yapıyorsun. Git ananın yanına' diye tepki gösterdi."

"Ben üç kez DNA testi yaptırdım. Üçünü de kabul etmediler. Bir keresinde kendisi saç telimi kopartıp aldı. DNA testi yaptırdı. Sonra sonucun ardından yine inkar etti. DNA testi yaptırmadım, yalan söylemem' dedi. Ben de test yaptırdım yüzde 99.9 kızı çıktım. Kesinlikle Akpınar soyadını taşımayacağım, benim soyadım 'Nebioğlu'dur. Yalancı insanların soyadını alamam."

 

Bunların yanı sıra Duygu Nebioğlu, Zeki Alasya'nın kendisine dayısı üzerinden hakkını araması gerektiğini de söyleyerek "Zeki Alasya, dayım aracılığıyla Duygu hakkını arasın; çünkü Metin ona hakkını vermez haberini gönderdi" ifadelerini kullandı.

 

36 yıl sonra evlilik dışı birliktelikten ikiz kızları ortaya çıkan Metin Akpınar ise yaptığı ilk açıklamada şunları söylemişti: "Bu duyuru son gelişmeler üzerine sevgili halkıma, sevenlere kızanlara duyurudur. 36 yıl önce Antalya'da bir sanatsal etkinlikte tanıştığım kişiyle sadece bir gecelik beraberliğim oldu. Bu olaydan sonra bir daha ne görüştük ne de haberleştik. 24 yıl sonra, bir gün ikiz kardeşler bana ulaşıp babalarının ben olduğumu söylediler. Elbette çok şaşırdım ve sarsıldım."

 

"Kızlarımdan öğrendiğime göre bir yetiştirme yurdunda kalmışlar, 6 yaşındayken de Nebioğlu ailesi tarafından evlat edinilmişler. 20 yaşına geldiklerinde ise biyolojik ailelerini bulmak istemişler. Kendilerini ilk tanıdığımdan itibaren çocuklarım olarak kabul ettim. Hepimiz açısından en sağlıklı şekilde ilişkimizi sürdürmek için karşılıklı çaba sarf ettik. Bu şekilde yolumuz kesiştikten sonra onlara, eşim Göksel ile birlikte elimizden geldiğince maddi ve manevi destek olmaya çalıştık. Bunca yıldan sonra gelen bu haberin ardından onların beklediği ve umduğu baba olmam kolay değildi. İlişkimizi kendimize bir yol bularak sürdürmeye çalıştık. 2023 yılına geldiğimizde aramızdaki bağı resmiyete kavuşturmayı tercih ettiler. İtirazım olmadı ve kamuoyunu meşgul eden dava süreci başladı. Bu dava sırasında davayı zora sokacak herhangi bir çabam olmadı."

 

"Hukuki prosedürler tamamlandıktan sonra 13 Ekim 2023 günü itibariyle Duygu, benim nüfusuma geçti, hukuki işlem tamamlanınca kardeşi de geçecek. Kızlarımı tanımamdan itibaren bugüne kadar onları kabullenmemde ve onlara karşı duygularımda bir değişiklik olmadı. Bu dava sürecinin de buna olumsuz bir etkisi yoktur. Varlıklarından haberdar olmadığım çocuklarımın çektiği acılardan dolayı çok üzgünüm. Ayrıca eşim Göksel Akpınar'ı üzdüğüm için özür diliyorum. En önemlisi anlamsız bir şekilde üzdüğüm halkımdan özür diliyorum. Ne yazık ki hayat geriye doğru yaşanmıyor."