KÜFÜRSÜZ KOMEDi  YAPTIK!

Birbirine yapışık doğan iki kardeşin hikayesini anlatan ‘Yapışık Kardeşler’ filminin başrollerinde İlker Ayrık ve Hakan Bulut yer alıyor. İlker Ayrık’ın aynı zamanda ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu filmini     konuşmak için Ayrık ve Bulut’la     bir araya geldik.

‘Yapışık Kardeşler’ fikri nasıl ortaya çıktı?
İlker Ayrık: Film çekmeyi zaten istiyordum. Kısa film ve klip de çekmiştim. ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’deki oyunları yazan arkadaşlarım (M. Serdar Fırat, Serhat Sarı) bir gün senaryo getirdiler. Senaryoyu okuyunca aşık oldum, çok güldüm. “Hemen çekelim, yapımcılığını da yapalım” dedim.

 Filmin yönetmenliğini üstlenmeye nasıl karar verdiniz?
İ. A. : Başta oynamak istemiyordum, sadece yönetmenlik yapacaktım. Sonra olaylar bu noktaya geldi, kendimi oynarken buldum.

 Yapışık olmaya nasıl karar verdiniz? ‘Seksenler’ dizisinde mi tanıştınız? 
Hakan Bulut: İlker’le 12 yıllık geçmişimiz var. Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde tanıştık. Ahbaplığımız ‘Seksenler’ dizisinde arttı. Herkes İlker ’e bir yapışmalı. Uzun süredir bu işin içinde olduğu için zaten ustam. Ondan çok     şey öğrendim.
İ. A. : “Kime yapışacağım?” derken en çok güldüğüm adamlardan biri, Hakan’a yapışmaya karar verdim. Hakan’ı aradığımda, rolünü sormadan kabul etti. 
Onunla oynamak her an sürprizle karşı karşıya kalmak gibi. Bu projeyi Hakan’la paylaşmak istediğimi söyleyince arkadaşlarım; “Bu büyük bir proje Hakan olur mu?” dedi. “Canına okur” dedim, öyle de oldu.

 ‘Yapışık Kardeşler’ nasıl bir film?
İ. A. : Çok komik, ailece seyredilebilecek bir film. Muhteşem     oyuncu kadrosuna sahip; kadrosuyla dört film daha çıkar. Gözünüzü de gönlünüzü de doyuracak.

 Projelerinizi daha çok ailelerin izlemesine mi önem veriyorsunuz?
İ. A. : İnsanlar beni “Evimizin çocuğu” gibi görüyor. Haftanın en az iki günü evlere misafir oluyorum. ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’in güzel yanı; evde kimsenin itiraz etmeden izleyebileceği bir program olması. Filmimiz de içinde küfür olmayan ailece izlenebilecek bir komedi. 
Küfür etmeden de komedi filmi olabildiğini gördük. Son dönemdeki filmlere bakarsanız, eleştirmek için söylemiyorum ama küfürsüz olması az buz fark değil. 
Yapışık olduğumuz için iki kat komedi, iki kat kahkaha var.

 Oyuncu seçiminde nelere dikkat ettiniz?
İ. A. : İyi aktörlerle çalışmak istedik. Bu aktörler 15 yıldır piyasada biriktirdiğim dostlarım, öğretmenlerim, öğrencilerim. 
Hocam Müjdat Gezen oynadı, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden öğrencilerim oynadı yani üç     kuşak filmde yer aldık. 
Bundan daha mutluluk     verici bir şey yok.

‘Saçımı kestirince erkeğe benzedim’
Saçınızı bu film  için mi kestirdiniz?

İ. A. : Evet, köyde büyüyen  çocuğun saçı kısa olur. Ben   de o ‘muhteşem’ topuzdan  kurtulmak istiyordum.  Saçımı kestirince erkeğe  benzedim. Kadınlar  depresyona girince  kuaföre gider ya sebebini  anlıyorum. Yapılabilecek  en pratik, hemen sonuç  alabileceğiniz değişiklik.

 Eşiniz kısa mı uzun mu  saç seviyor?
 İ. A. : Eşim beni seviyor.

 Hayalini kurduğunuz bir projeniz var mı?
 İ. A. : Bir tiyatro salonu  açmak. Tiyatroyu  çok seviyorum.  
 H. B. : İlker’in tiyatrosunda  onunla sahneye  çıkmak. Rezervasyonumu yaptırdım bile.

 Hobileriniz neler? 
 H. B. : İki vosvosum var.  Onlarla uğraşıyorum.  Bakkala bile  vosvosla gidiyorum. 
 İ. A. : Bisiklete binmeyi  çok seviyorum  öyle ki, arabanın arkasına  asıyorum, çekimlerden sonra arkadaşlar  Bostancı Deniz Otobüsü  İskelesi’ne bırakıyor. Oradan Kadıköy’e  bisikletle dönüyorum.

YAPIŞIK OLSAK DA ZIT KARAKTERLERiZ

 ‘Halim’ ve ‘Selim’ nasıl karakterler?
H. B. : ‘ Halim’ ve ‘Selim’ zıt karakterler. ‘Halim’ efendi, içe dönük, ‘Selim’i frenlemeye çalışıyor, daha olgun.
İ. A. : ‘Selim’, fırlama bir tip. Kalbiyle hareket ediyor, ‘Halim’ ise aklıyla. “Hadi oğlum şunu yapalım” diyen ‘Selim’, “Dur, önce bir düşünelim” diyen ‘Halim’.

 Yönetmenlik deneyimini ilk kez yaşamak nasıldı?
İ. A. : Sürpriz yumurtadan çıkan parçaları birleştirince ortaya bir şey çıktı diye sevinirsin ya, sinema bunun çok daha büyüğü. Büyü yapmak gibi heyecan verici, muhteşem. Seyirci takdir ederse film çekmeye devam edeceğim.
H. B. : İlker oyunculuktan geldiği için her halimizi iyi biliyor, çalışması kolay. Zorlayan tek durum yapışık olmak, korseyle oynamaktı.

 Tiyatro çalışmalarınıza devam ediyor musunuz?
H. B. : En son Ali Poyrazoğlu Tiyorosu’ndaydım. Birkaç senedir tiyatro yapmıyorum. Tekrar sahneye çıkmak istiyorum. 
İ. A. : Film için yarım sezondur oynamıyorum ama mezun olduğumdan beri 12 yıldır sahneye çıkmadığım sezon yok. 
Genelde insanlar film, magazin ve televizyon olunca ilgileniyor; konu tiyatro gelince hak ettiği değer verilmiyor.

 ‘İvana’nın kaprisi yok’

 ‘Vahşi Cazibe’ rolü için İvana Sert’i oynatmak kimin aklına geldi?
İ.A.: Toplantıda “‘Vahşi Cazibe’ kim olur?” diye düşünürken hepimizde aynı anda ampul yandı. İvana Sert’i aradım; tanımıyordum, teklifi yapınca, “Sen yaparsan çok iyi olur, tabii ki varım” dedi. Böyle profesyonel,  işine saygılı, kaprissiz, iyi arkadaş olamaz.

 Devam filmi gelir mi?
İ.A.: Seyirci severse yaparız, senaryo hazır. İki, üç, beş çekeriz ama seyircinin; “Çok güzelmiş, bir daha yapın” demesi gerekiyor.