Hürriyet yazarı Verda Özer bugünkü yazısında Başbakan Davutoğlu'nun İran gezisinde ne tür anlaşmaların yapıldığını yazdı. Yeni dönem ilişkilerin çok iyi olacağını ifade etti.
İşte o yazı:

Geçtiğimiz Nisan’dan bu yana önce İran Temmuz’da Batı’yla nükleer anlaşma imzaladı. Üstüne 26 Şubat’ta ülkede seçimler yapıldı. Ve Batı’yla anlaşmayı kotaran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin temsil ettiği reformcu ve yenilikçi kanat güç kazandı.
İRAN'DA REFORMCU EĞİLİM KALICI

Türkiye’de ise önce 7 Haziran, sonra 1 Kasım seçimleri yapıldı. Bir diğer deyişle, hem Ankara ve Tahran artık önünü görüyor. Hem de Türkiye İran seçimleriyle birlikte, reformcu eğilimin kalıcı olduğunu anladı.
RUHANİ NİSAN'DA TÜRKİYE'DE

Bununla birlikte Rusya’yla yaşadığımız krizin ticaret, turizm ve enerjide açtığı boşluğu da İran büyük oranda doldurabilir.
İşte tüm bunlar Türkiye-İran ilişkilerinin önemini bir anda arttırdı.
Ve Nisan’ın 2. yarısında Cumhurbaşkanı Ruhani Ankara’ya ayak basacak. Eşzamanlı olarak de Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplanacak.
MUTABIK KALINAN NOKTALAR

Peki bu ziyarette bölgesel konular hiç mi gündeme gelmedi? Tabii ki gelmiş.
Malum Türkiye ve İran’ın köklü fikir ayrılıkları var. Ankara’ya göre Suriye savaşının sebebi Esad. Çözüm ise Esad’ın gitmesi. İran içinse savaşın sebebi Esad’a karşı savaşanlar. Ve çözüm Esad’ın güçlenmesi.
BÖLGESEL KONULAR AYRI TUTULMALI

Farklılıklar bu kadar derin olunca da, ister istemez fikir ayrılıkları tespit edilmiş. Ancak iki ülke bunlara değil, ortak noktalara odaklanmayı tercih etmiş. Ve ikili ilişkileri geliştirmek, yani “ambargo sonrası yeni İran”dan azami pay alabilmek için bölgesel konular tamamen ayrı tutulmuş.
Kaynaklarım karşılıklı mutabık kalınan 5 noktayı da özetliyor: Suriye'nin toprak bütünlüğü korunmalı. Ateşkes sürmeli. PKK ve IŞİD’e karşı işbirliği sağlanmalı. Bölge sorunları bölge ülkeleri tarafından çözülmeli. Ve gelecekte Suriye kapsayıcı olmalı.
Ezcümle Türkiye “yeni İran”ı rakip değil, bir fırsat olarak görüyor. Ve zamanın ruhuna uyarak, fırsatları ve sorunları birbirinden ayrı tutuyor.
İki ülke birlikte kazandıkça, orta vadede bölgesel konularda da birbirlerine yaklaşma ihtimalleri ise hiç de zayıf değil.