Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, düzenlediği basın toplantısında, yayıncılık alanında yeni düzenlemelere gidilmesi, kamu yayıncılığı ile özel sektör yayıncılığının ayrı kurallara tabi tutulması gerektiğini söyledi. Burhan, "YSKve RTÜK kanununda özgürlükçü bir düzenleme talep ediyoruz. Bütün siyasi partiler bir araya gelmeli, Çağdaş yayıncılık ilkelerini hayata geçirmelidir" dedi.

Özel televizyon kanallarına uygulanan cezaların kaynağının 1961 yılında çıkan 298 sayılı kanun olduğuna işaret eden Burhan, "1994'lü yıllarda özel televizyon yayıncılığı gelişmişken, yine aynı yıllarda RTÜK kurulmuşken, 1961 yılında çıkan bir kanunla televizyon kanalları cezalandırılmamalıdır" diye konuştu.Türkiye'de 1 Kasım seçimlerine gidilen süreçte televizyon kanallarına verilen toplam cezanın 402 olduğuna dikkati çeken Burhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cezalardan 195'i uyarı 207'si ise yayın durdurma cezasıdır. Bu cezalar arasında yorumcuların yapmış olduğu yorumlar nedeniyle verilen cezalar da vardır. Yorumcunun ne söyleyeceğini, ne söylemeyeceğini belirleyecek kuruluş ne YSK'dır ne de RTÜK'tür. Yorumcu hür olmalıdır. RTÜK ve YSK tarafından ortaklaşa verilen cezalar yayıncılık alanını daraltmaktadır."

Yayıncılık alanında verilen cezaların çağdaş iletişim uygulamalarına ters düştüğünü savunan Burhan, yazılı ve sosyal medyada denetleyici bir otoritenin var olmadığını öne sürerek, sadece televizyon kanallarına yaptırım uygulanmasının 'çifte standart' olduğunu vurguladı.

Kanunların en kısa zamanda çağın koşullarına adapte edilmesi gerektiğini ifade eden Burhan, "Özel sektör yayıncılığının sorumluluğu, yükümlülüğü, karı ve zararı özel sermayeye aittir. Özel sektör yayıncılığına ayrı bir tarif ve tanımlama getirilmesi şarttır.

Biz YSK ve RTÜK kanununda özgürlükçü bir düzenleme talep ediyoruz. Bütün siyasi partiler bir araya gelmeli. Çağdaş yayıncılık ilkelerini hayata geçirmelidir" değerlendirmesinde bulundu.