Türkiye onu Kurtlar Vadisi'ndeki Muro karakteri ile tanıdı. Mafya çetelerinin içinde tatlı bir figür olarak gönüllere girdi. Şimdi Merhamet Dizisinde Sermet rolüyle gönüllerdeki yerini sağlamlaştırıyor. 
Hürriyet Gazetesi'nden Ayşe Arman'a konuşan Mustafa Üstündağ, baba olmak için gün sayıyor.  Samimi bir röportaj veren Üstündağ, ailesinin yaşadığı bir dramı da ilk kez anlattım. Meğer bir ablası varmış.. Yıllarca bitkisel hayatta kalmış... 

İşte o söyleşiden kısa bölümler;

HAYATINDAKİ DRAM

Ablam vardı. Üzücü bir hikâye. 10 aylıkken ateşleniyor. Yanlış tedavi uyguluyorlar, sekiz yıl bitkisel hayatta kalıyor, sonra rahmetli oluyor. Ben beş yaşındaymışım, hayal meyal hatırlıyorum. Ablama, daha çok ilgi gösterilmesine rağmen, ona hiç zarar vermemişim. Öyle bir kıskançlığım olmamış. Ablamın üzerine titremişler, beni ise sokağa attılar. Hani “Birinin üzerine titredik, böyle oldu, diğerine olmasın” hesabı… Ablamı kaybetmemize, büyük bir acı yaşamamıza rağmen, mutlu bir aileydik. Varlıklı değildik ama kimseye muhtaç da değildik. Hiçbir zaman bir şeyin fazlasını istemedik. İyilik, güzellik, huzur, kahkaha olsun yeter…

EVLEN BENİMLE OĞLUM

Ve evlilik… Ecem’le ne zaman tanıştın?
- ‘Cümbür Cemaat’ diye bir dizi çekiyorduk. Altıncı bölümde tanıştık. Gördüm ve bitti...
Gördüğüm an âşık oldum. Gerçekten durum bu. O kadar güzeldi ve tatlıydı ki, gözlerimi ayıramıyordum. Anlaşılmasın diye de bakmamaya çalışıyordum. Rahatsız olacak diye…
Çok sürmedi! Demek ki o da ilgisiz değilmiş. Tanıştık, önce arkadaş, sonra sevgili olduk. Üç ay sonra da evlendik.
O, sana evlenme teklif etmiş. Sen edemedin mi?
- Ya o da enteresan oldu. Konuşurken, “Evlen oğlum benimle!” dedi. Ben de kaldım öyle… Bir kere daha hayran kaldım. “Evet ya bu” dedim. Hemen kabul ettim, hiç ikiletmedim yani. 

MÜJDAT GEZEN'E ÇOK BORÇLU

Müjdat Hoca’yı sırtımda hacca götürsem hakkını ödeyemem! Beş para almadan bizi okuttu, kolumuza altın bilezik taktı, meslek sahibi yaptı. Büyük insandır! Müjdat hoca ön ayak oldu ama Savaş Dinçel, Mustafa Alabora, Engin Alkan, Erol Keskin, Güngör Dilmen, Şebnem Sönmez… Hepsi ayrı ayrı değerlerdir ve bize çok şey kattılar…