Son olarak Palladium Ataşehir’de herkese açık ücretsiz bir konser veren usta sanatçı Harun Kolçak, 25. sanat yılını kutluyor. Kolçak, sağlığı el verdikçe sahnelerde olacağının müjdesini verdi. Ünlü müzisyen “Star olmayı değil halkın parçası olmayı seçtim” sözleriyle sevenlerinin gönlünü bir defa daha fethetti. İşte Kolçak ile söyleşimiz...
Hastalığınızı atlattıktan sonra maneviyatınızda bir değişiklik yaşadınız mı?
 Hastalık sürecinde kendimle çok baş başa kaldım, düşündüm, yüzleştim, kısaca kendimi daha iyi tanıdım ve en önemlisi barıştım. Dünyaya bakışım değişti. Her şeyin aslında bir illüzyon olduğunu görmeye başladım. Manevi derinliğim beni en çok hayata bağlayan yanım oldu.

Hastalık dönemlerinizde yanınızda kimler oldu?
O süreçte yanımda çok kişi oldu, hatta hiç ummadığım ziyaretçilerim oldu. Kimseye gönül koymadım, vefasızlıkla suçlamadım.

Sağlığınızı korumak için nelere dikkat ediyorsunuz?
Sağlığımı korumak için özellikle huzurlu, sade, tabiatla bütünleşerek yaşıyorum. Çevremde enerjimi düşürecek kişileri barındırmıyorum. Uykuma dikkat ediyorum.

Değiştirdiğiniz bir huyunuz oldu mu?
Elbette değiştim. Hiçbir şeyi kafaya takmadan, elimden geldiğince pozitif düşünerek yaşıyorum.

“Yaşadıklarım benim suçum” demiştiniz, gerçekten öyle mi düşünüyorsunuz?
Kendisi ile yüzleşemeyen insanlar suçu daima başka kişilere ya da olaylara bağlarlar. Ben, tam tersi başıma gelenleri sorguladığımda tek hatanın bende olduğunu gördüm.


Hiç tanımadığınız birine yardım ettiniz mi? 
Hepimizin aslında bir bütünün yansımaları olduğunu biliyorum. Bu yüzden tanımadığım biri de olsa, iyilik yapmanın verdiği huzuru yaşarım.

Yeniden alkış toplamak neler hissettirdi size?
Yaşadığımı ve hayatın güzelliğini bir tek sahnede idrak ediyor ve yaşıyorum. Negatif düşüncelerden uzak yaşayan biriyim.
Sanattan anlamayanlar beni yıprattı
Bundan sonra sizi sahnelerde sık sık görecek miyiz?
Evet; sağlığım ve koşullar el verdiğince hep sahnede olacağım...

Sizin yetiştirdiğiniz kişiler var mı?
Yardımcı olduğum birkaç arkadaş var; evet.

Müzikle uğraşmasaydınız ne olmayı planlıyordunuz?
Arkeolog olurdum…

Hiç dinlemediğimiz yeni şarkılardan oluşan bir albüm çalışması var mı?
Yeni besteler var. Ama “Çeyrek Asır” projesinin ikincisini de yapmayı düşünüyorum.

Sayfalara sığmaz ama kısaca ‘neler sığdırdınız’ bu 25 yıla?
25 yıla bol aşk, beste, söz sığdırdım.


Şöhret olduğunuzu ilk ne zaman anladınız. O zaman nasıl bir duyguya kapıldınız?
Şöhret olma gibi bir hırsım hiç olmadı. İlk anladığımda korktum. Çünkü bu, sorumluluk getiren bir durum.

Sizi ilk tanıdığımız ”Gir Kanıma” şarkısı ile birlikte o meşhur dansınız da yer etti hafızalara. Sizi içimize sindiren ne oldu sizce?
Her zaman içten oldum. Bütün şarkılarımı da böyle yazdım. Bir de star olmayı değil, sanat yapan halkın bir parçası olduğumu seçtiğim için sanırım.

Şöhretin zorluklarını yaşadınız mı?
Elbette yaşadım. Yalan haberler beni başta çok yıprattı. Sonradan bunları zamanla halkın da anlayacağını düşünerek kafamdan sildim. 

En büyük sevinç elbette ki sağlığınıza kavuşmanız fakat bunun dışında sizi mutlu eden bir şeyler var mı?
Müzik yapabildiğim için, albümün bu kadar beğenilmesinden çok mutluyum.

Sektörde ne gibi zorluklar yaşadınız?
Sanattan anlamayan, para için iş yaptığını sanan kişiler beni çok sıktılar. Bir de organizasyon bozuklukları var ki, hâlâ devam ediyor. O disiplin bir türlü yerleşmedi kafalara...