GAZETECİ-yazar Taha Akyol Eskişehir'de düzenlenen söyleşiye katıldı, Rumeli'ye Elveda adlı kitabını okurlarına imzaladı.
Hürriyet Gazetesi yazarı Taha Akyol, Eskişehir'de 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşiye katıldı. Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi'nde gerçekleştirilen söyleşi öncesinde 'Rumeli'ye Elveda' adlı belgesel filmin gösterimi sunuldu. Çok sayıda kişinin katıldığı söyleşide konuşan Taha Akyol, söyleşinin konusunun 'Balkan faciası' olduğunu söyledi. Akyol şöyle devam etti: "Konumuz Balkan faciası. Bu faciaya sadece neler kaybetmişiz diye bakmak yanlıştır. Etnik milliyetçilik nasıl bir şeydir, bunu anlamak için ve bir devlet bir millet kendi içinde nasıl çöker? Ve düşmanları karşısında 400 yıl idare ettiği 400 yıl elinde tuttuğu toprakları 15 gün içerisinde nasıl kaybeder? Bundan ne ders çıkarmamız lazım diye bakmak gerekir. Bizim tarihimizde 3 büyük felaket vardır. O 3 büyük felaket bizim belimizi bükmüştür, bileğimizi bükmüştür. Bunlardan birincisi Gazi Osmanpaşa ve Plevne kutsal adlarıyla andığımız 93 harbi. Bu savaşlarda Tuna vilayetini kaybettik. Namık Kemal 'Tuna vilayetini kaybedersek Rumeli'yi elimizde tutamayız' diye yazmıştır, 1850'lerde. Hakikaten öyle oldu. Plevne savaşındaki kahramanca direnişimize rağmen savaşı kaybettiğimizden dolayı Tuna vilayetini kaybettik. Bu tarihimizin birinci büyük felaketidir. 1877-78 Rus savaşından 1922 yılında Türk ordusunun İzmir'e girişine kadar Türkiye hem toprak kaybetti hem o topraklardaki Müslümanlar katliama uğradılar ya da bütün birikimlerini orada bırakarak Anadolu'ya göçtüler. Plevne savaşıyla 232 bin kilometre kare toprak kaybettik. 1912-1913 Balkan savaşında da 172 bin kilometre kare toprak daha kaybettik. Kazan ve Kırımdan 3 milyon, Rumeli'den de 4 milyon kişi Anadolu göç etti."
BU TOPRAKLAR BİZİM SON GEMİMİZ
Taha Akyol, Anadolu'ya göç edenlerin tarım başta olmak üzere çeşitli teknikleri de beraberinde getirdiklerini söyledi. Akyol, "Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki bu topraklar bize büyük facialardan sonra kaldı. Bizim son gemimizdir. Bu toprak tüm Osmanlı coğrafyasında hepimizin gelip sığındığı son yerdir. Temennimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişen, güçlenen, hür, demokratik bir ülke olarak yarın daha güçlü olmasıdır" dedi. ESKİŞEHİR ŞEHİRLEŞMEYİ BAŞARMIŞ
Söyleşinin ardından basın mensuplarının da sorularını yanıtlayan Taha Akyol "Eskişehir benim çok duyarlı olduğumu bir ilimizdir. Bunun birkaç sebebi var. Kurtuluş savaşında Eskişehir son derece stratejik öneme sahipti. Eskişehir çok göçmen almıştır. Eskişehir şehirleşmeyi son 10-15 yılda başarmıştır" diye konuştu.
BALKAN SAVAŞININ TÜM YÖNLERİ İNCELENİYOR
Taha Akyol daha sonra okurlarına 'Rumeli'ye Elveda 100. Yılında Balkan Bozgunu' adlı kitabını imzaladı. Taha Akyol'un kitabında; tarihçilerin 'Birinci Dünya Savaşı'nın provası' olarak değerlendirdiği Balkan Savaşı tüm yönleriyle inceleniyor. Balkan Savaşları'na giden yolda Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi yapısını, açmazlarını ve giderek güçlenen Balkan milliyetçiliklerini ele alıyor, Osmanlı İmparatorluğu'nun Rumeli'deki son dönemine ışık tutuyor. Balkan Savaşları'nın Türk milliyetçiliğinin dönüm noktası olduğunu, Balkan Savaşları'ndan I. Dünya Savaşı'na kadar yani 1912-1922 yılları arasında, Türkiye'nin bu uzun ve yıpratıcı 10 yılda büyük acılar çektiğini, bu dönemde 3 milyon Müslüman'ın yaşamını yitirdiğini belgelerle ortaya koyuyor. Akyol, Lozan Mübadelesinden önce söz konusu olan karşılıklı zorunlu göçleri de ele alıyor. Yazar, ordunun Balkan Savaşları'nda uğradığı bozgunun askeri ve siyasi sebeplerini araştırıp, çıkarılacak derslerin altını çiziyor. Şükrü Hanioğlu, Richard Hall, Vasilis Nikoltsos gibi tarihçilerin analizlerinin yanı sıra; Ömer Seyfettin'den Aram Andonyan'a, Stephane Lausanne'dan Fevzi Çakmak'a, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'dan Gustav Von Hochwachter'a, Kazım Karabekir'den Gustave Cirilli'ye döneme tanıklık edenlerin anılarına da yer veriliyor. Osmanlı-Rus Harbi'yle başlayan Kafkasya ve Rumeli'den Anadolu'ya Müslüman göçü, Bulgar-Yunan ve Sırp milliyetçiliklerinin doğuşu, Balkan komitalarının ortaya çıkışı ve kamuoyunu savaşa hazırlama taktikleri, İttihat ve Terakki hükümetinin baskısıyla çıkarılan askeri tensikat ve emeklilik kanunlarının zaten siyasete batmış olan Osmanlı ordusunda yarattığı kaos, Arnavut isyanının perde arkası, Balkan ülkelerinin Osmanlı'ya karşı ittifak yapmaları inceleniyor.