ESKİŞEHİR Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’e, Uluslararası Lions Kulüpleri'nin en prestijli ödülü olan "Melvin Jones Fellow Dostluk Ödülü" verildi.
Kadıköy’de bulunan Büyük Kulüp’te, Uluslararası Lions Dernekleri 118Y İstanbul Anadolu Yakası Yönetim Çevresi Federasyonu 12’inci Bölge Kulüpleri tarafından verilen Melvin Jones Fellow Dostluk Ödül'ü için tören düzenlendi. Ödül töreni öncesi konuşma yapan, Melvin Jones Dostluk Ödülü ile ilgili programın sorumlusu 118Y Yönetim Çevresi Geçmiş Dönem Genel Yönetmeni Banu Tuzgiray, "Ülkemiz için çok değerli olan Yılmaz Büyükerşen’e, gençlerimize, Eskişehir’e ve ülkemize yaptığı katkılardan dolayı, bu zor süreçte bütün zorluklara rağmen Atatürk ilkelerinden asla taviz vermeden, çalışmalarına ilk günkü heyecan ve temposuyla devam ettiği için Melvin Jones Dostluk Ödülü getirmeye karar verdiler. Bunun için bütün kulüplerimizi kutluyorum" dedi.
Tuzgiray’ın konuşmasının ardından sahneye çağrılan Büyükerşen’e, 118Y Yönetim Çevresi Genel Yönetmeni Selva Ülgen ve kulüp yöneticileri tarafından plaket verildi ve Melvin Jones rozeti takıldı.
"BU ÖDÜLÜ ALMAK BENİM İÇİN AYRICALIK"
Ödül töreninin ardından konuşan Büyükerşen, "İnsanlığa hizmet ödülü olarak aldığım ikinci Melvin Jones Ödülü. Sanıyorum 6 yıl önce yine burada beni Melvin Jones Dostluk Ödülü’ne layık görmüştünüz. Biyografim okunurken o kadar iş yapmış olmama şaşırdım. İnsan bir takım hizmetler yaparken farkına varmıyor. Bunları nefes alır gibi, günlük yaşantımda yaptıklarım gibi yapıyorum. Bu benim için yaşam tarzı, biraz farklılık arz ediyor. Melvin Jones Ödülü’nün sahibi olamak benim için ayrıcalık" diye konuştu.
KULÜP ÜYELERİNE PROJELERİNİ ANLATTI
Kulüp üyelerine yaptığı projelerden örnekler veren Büyükerşen şunları söyledi:
"Atatürk ve İsmet İnönü öğrencilerimize kendi hareketleriyle, kendi sesleriyle canlı hissi vererek neden hitap etmesin, Kurtuluş Savaşı’nı neden anlatmasınlar derken, 'Canlı Tarih Sahnesi' projesi ortaya çıktı. Bizim projelerin biri biterken biri başlıyor. Avrupa'da örneği yok, Amerika'da var. Türkiye'de ise sadece Eskişehir'de var. Eskişehir'e gelince görürsünüz Atatürk ve İsmet Paşa'yı. Silikonludur, android hareketleri doğal insan gibi, canlı gibidirler. Hem de kendi seslerinden izleyeceksiniz. Pek çok insan cezaevinde yatıyor. Kader mahkumları var. Trafik kazasından dolayı mahkum olanlar var. Borcunu ödeyemediği için mahkum olanlar var. Bunların büyük bir bölümünün aileleri ve küçük çocukları var. O küçük çocuklara sokakta, mahallede, 'baban kim' ve 'nerede' dedikleri zaman 'cezaevinde' diyorlar. Öbür çocuklar onlara, 'katilin oğlu', 'hırsızın oğlu' yahut 'dolandırıcının çocuğu' gibi ifadelerle hitap ediyorlar. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi olarak 'sessiz sedasız basına da duyurmadan, böyle bir kreş kuralım ki, bu çocuklara varlıklı ailelerin çocukları gibi bakalım eğitelim' dedik. Çok büyük bir itinayla orada çocukları yetiştiriyoruz. Kişilik kazanıyorlar, şahsiyet kazanıyorlar. Ayrıca, öğretmenlerine, kursiyerlerine bunlara nasıl davranacaklarını da öğretiyoruz. Bu hizmete adliyeden ve savcılıktan da destek görüyoruz. Varoşlarda çok çocuklu oldukları için, kız çocuklarını okutamayıp orta okuldayken çekip alınan, bir an önce kısmetini bulup başımızdan savalım denilen genç kızlarımız için turistik eşya üretme kursları açtık. Çeşitli el işleri yapabileceklerinin kursunu verdik. Öğretip o aletleri ellerine verdiğiniz zaman, onların neler ürettiğine aklınız durur. Bu bakımdan sizin kulüplerin bu tür faaliyetlerini önemsiyorum. Küçücük yardımlar insanlara bazen çok büyük yardımlar sağlıyor. Başta eşim olmak üzere bana, 'Bu yaşa geldin hala akıllanmadın, dur durak yok' diyorlar. İçimde bir çocuk var, durmadan beni bir yaramazlığa teşvik ediyor. Dolayısıyla verdiğiniz bu ödül aslında, beni teşvik ediyor, tahrik ediyor."