Erkek şiddeti, geçen seneye göre artış gösterdi. Medyaya yansıyan haberlerden derlenen rakamlara göre, erkekler 2014’te en az 268 kadın öldürdü. 2013 yılında 214 kadın çevresindeki erkekler tarafından katledilmişti. Yılın son cinayeti, İstanbul Sancaktepe’de meydana geldi. Merdan K. adlı adam, 25 yaşındaki eşi Meltem K.’yı kendisini aldattığı gerekçesiyle öldürdü.

Çifte ölümler planlı cinayetler
Türkiye Psikiyatri Derneği Kadın Ruh Sağlığı Çalışma Birimi Koordinatörü Prof. Dr. Şahika Yüksel, eşini öldürdükten sonra intihar eden erkeklerin ruh sağlığının bozuk olmadığını, aksine cinayetleri planladıklarını belirterek, şöyle dedi:
“Kendisini öldürmeden önce eşini de öldüren erkekler ‘çok aşık’ ve ‘tutkulu’ olarak sunuluyor. Neredeyse bu aşk öyküsüne imreneceğiz. Çifte intihar olarak sunulabilen bu durumlar apaçık planlı cinayetler. Kaynaklarda, çifte ölüm olaylarının sıklıkla 55 yaş üstünde kişiler tarafından uygulandığı ve bu yaş grubunda gençlerden 2 kez daha yüksek olduğu belirtiliyor. Eşini öldürüp ardından kendisini öldüren erkeklerin dosyalarını inceleyen araştırmacılar olayın kendini kaybeden kişiler tarafından yapılmadığını, planlanarak yapıldığını belirtiyor. ‘Cinnet getirme’ değil, uzun zaman önce tasarlanarak gerçekleştirilmiş olaylar. Eşinin kendisini terk etmesini ‘kaldıramayan’ veya kendisini öldürmeye karar veren erkek, eşini de birlikte götürüyor. Karısını öldürüp intihar edenlerin geçmişinde uzun zamandır şiddet oluyor ve sıklıkla güç bulabilen kadın ayrılmak istiyor.”
Yasa ve uygulama umut verici değil
Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği’nden Şehnaz Kıymaz ise, 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan maddelerin uygulanmasına yaşanan sıkıntılara dikkati çekti. Yüksek lisans tezini sözleşme üzerine yazan Kıymaz, şöyle dedi:
“Sözleşmenin ilk imzacısı olan Türkiye’de uygulanmasına dair atılan adımlar umut verici olmaktan uzak. Sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra yayınlanan kadına yönelik şiddeti ele alan 6284 sayılı yasa, Türkiye’nin uygulamayı taahhüt ettiği hükümlerin ancak bir kısmını ele alıyor. Geçtiğimiz birkaç haftadır sözleşmenin uygulanmasını izleyecek olan GREVIO uzmanlar grubuna Türkiye’nin aday göstereceği kişilerin belirlenmesine dair Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından koordine edilen süreç şeffaf olmayan, bürokratik dayatmalarla bağımsız kadın ve LGBTİ örgütlerini sürecin dışında bırakmaya çalışan bir şekilde devam ediyor. Geldiğimiz noktada aday ya da adayları belirleyecek kurulda yer alan tüm sivil toplum kuruluşları hükümete yakınlığı ile bilinen, kadına yönelik şiddet alanında son derece kısıtlı denetimleri olan kuruluşlar.”

Bahaneler sınır tanımıyor

Cinayet işleyen erkeklerin öne sürdükleri bahanelerden bazıları:
l Kayseri’de Fatih Vanlı, boşanma davası açtığı Firdevs Vanlı’yı öldürdükten sonra, “Öldürme hakkımı kullandım. Böyle bir hakkı yeni öğrendim” dedi.
l Gaziantep’te eşini öldüren Mehmet Şahin, gazetecilere, “Her şey Fatma Şahin yüzünden oldu. Kadınlar için çıkardığı kanunlar yüzünden oldu” dedi. İfadesinde ise “Akşam üzeri eve geldim. Yemek bile hazırlanmamıştı” dedi.
l Sarıyer’de gelini Shell&Turcas Kurumsal İletişim Müdürü Yankı Özkan’ı silahla vurarak öldüren Kemal Yıldırır (78), “Eşimle aramız bozuktu. Gelinimden barışmamızı sağlaması için yardım istemiştim. Olay günü ‘Ne oldu bizim barışma işimiz’ dediğimde, ‘Eh yeter artık’ dedi. Kendimi kaybedip ateş ettim” dedi.
l Adana’da Sevgi Dinçer’i ruhsatlı tabancasıyla öldüren emekli polis Cemal Dinçer, “‘Geçmişi unutalım, seni çok seviyorum’ dedim. ‘Bir sürü erkek var’ dedi. Kanım dondu, gözlerim karardı. Ne yaptığımı hatırlamıyorum. Şeker hastasıyım” dedi.
l Balıkesir’de eşi Naime Yılmaz’ı yastıkla boğarak öldüren Hasan Erkan Yılmaz, “Evlilik bana zor geliyordu. Benim ruhsal durumum iyi değil” dedi.