MALATYA'daki Zirve Yayınevi'nde 18 Nisan 2007'de 1'i Alman 3 kişinin boğazlarının kesilerek öldürülmesiyle ilgili davanın 91'inci duruşması görüldü. Duruşmada, Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, bir önceki celsede İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden talep ettikleri Ergenekon Davası'nın kısa kararının kendilerine ulaştığını ve belgelerin dava dosyasına eklendiğini söyledi.
Zirve Yayınevi davasında 91. duruşma öncesi, sabah erken saatlerden itibaren Malatya Adliyesi önünde geniş güvenlik önlemleri alındı. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, 'terör örgütü yöneticisi' olmakla suçlanan emekli orgeneral Hurşit Tolon katılmadı. Davanın diğer sanıkları Malatya eski Jandarma Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil, Astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adem Gedik ve Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ile Levent Ercan Gelegen, Aykut Saka, Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir ve Hamit Çeker duruşmada hazır bulundu. Sanık Varol Bülent Aral ise Adıyaman Cezaevi'nden video konferans sistemiyle duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanıklardan Hüseyin Yelki’nin de hazır bulunduğu davaya müdahil ve sanık avukatlar ile öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Susanne Geske de katıldı.
Kimlik tespitleri ile başlayan duruşmada Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, bir önceki celsede İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden talep ettikleri Ergenekon Davası'nın kısa kararının kendilerine ulaştığını, gerekçeli kararın ise yazım aşamasında olduğu için gönderilmediğini belirtti. Kısa, Malatya’ya gönderilen kısa kararın dava dosyasına eklendiğini söyledi.
Mahkeme Başkanı Kısa, yine istekte bulundukları İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Balyoz Davası dosyasının ise gerekçeli kararının henüz mahkemeye gönderilmediğini belirtti.
SANIK HÜSEYİN YELKİ: ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİM
Duruşmada daha sonra söz alan tutuksuz sanıklardan Hüseyin Yelki, daha önce verdiği ifadeler nedeniyle can güvenliğinin olmadığını ileri sürerek iki sayfalık ifadesini okudu.
Yelki, Cumhuriyet savcılığına verdiği ifadeler nedeniyle tutuklu sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger ile İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat’ın kendisini cezaevinde ölümle tehdit ettiğini öne sürerek, "Koğuştayken bir gün doktor 'Seni hastaneye götürelim' diye geldi. Ben de 'Ancak tam teşekküllü bir hastaneye giderim' dedim. Bunun ardından Malatya Devlet Hastanesi’ne gittim. Bu sırada baskıyla dilekçe yazdırdılar. O dilekçede daha önce verdiğim ifadeleri geri aldığıma yönelik beyanlar var. Bunları baskıyla yazdırdılar. O dilekçe mahkemeye gelirse, ifadeleri kabul etmediğimi belirtmek istiyorum" diye konuştu.
MAHKEME BAŞKANINDAN SANIKLARA UYARI
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Adıyaman Cezaevi'nde bulunan tutuklu sanık Varol Bülent Aral’ın 9- 14 Kasım tarihleri arasında kendi talebi üzerine Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle yetkili Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy’a 16 sayfalık ifade verdiğini hatırlattı. Daha sonra Aral’ın yazılı ifadesi Cumhuriyet Savcısı Zafer Hazar tarafından duruşma salonunda okunmaya başlandı. Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin hazırlanan iddianameyi destekleyen ifadelerde bulunan Aral, savcı tarafından okunan ifadesini yarıda keserek okunan ifadelerinin kurgudan ibaret olduğunu söyledi. Aral, ifadesinin Cumhuriyet savcısının yönlendirmesiyle yazıldığını iddia ederek duruşmalardan bağışık tutulma talep etti. Mahkeme heyetinin onayıyla duruşmadan ayrılan Aral’ın kurgu olduğunu söylediği ifadesi, daha sonra okunmaya devam etti. Ardından söz alan sanıklardan emekli Albay Mehmet Ülger, Varol Bülent Aral’ın ifadesinin savcının yönlendirmesiyle yazıldığını ve savcının kendi şahsına yönelik ideolojik tutumlar sonucu kin beslediğini öne sürerek yargılamanın adil olmadığını savundu. Ülger, daha sonra mahkeme heyetinden davaya bakan savcının soruşturmadan el çektirilmesini talep etti.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Varol Bülent Aral’ın kendi isteğiyle ifade verdiğini ve diğer sanıkların da aynı şekilde kendi talepleriyle Cumhuriyet Savcılığına ifade verdiklerini belirtti. Zirve Yayınevi Davası’nın şahsileştirilerek mecrasından çıkartılmaya çalışıldığını ifade eden Kısa, "Sanıklar, kendi iradeleriyle başvurarak ifade vermeye gidiyor. Zorla çağrılan yok. Dosyaya kişisel bir şeyler katılmak istense ifadelerin sonuna ekleme yapılır. Bırakın o işleri. İfade veriyorlar sonra savcı verdirdi diyorlar. Varol Bülent Aral da Levent Ercan Gelegen de kendisi gitti ifade vermeye. Duruşmada herkese mikrofon veriyoruz. Burada niye konuşmuyorsunuz? Kendiniz ifade veriyorsunuz sonra 'Söylemedim' diyorsunuz. Kimse ne söyleyecekse burada söylesin. Neden burada konuşmaktan imtina ediyorsunuz?" diyerek sanıklara uyarıda bulundu.
Duruşmaya daha sonra ara verildi.

MP(MP/SS)