AYDIN'da, 17 Aralık'taki rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından izinsiz gösteri düzenledikleri ve bu yürüyüşte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan CHP Gençlik Kolları yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 29 kişinin yargılanmasına başlandı.
Geçen 25 Şubat'ta, Adnan Menderes Bulvarı'nda, 17 Aralık'taki rüşvet ve yolsuzluk operasyonun ardından düzenlenen 'Yolsuzluğa hayır' yürüyüş ve eylemine katılan, aralarında CHP Aydın İl Gençlik Kolları Başkanı Kemal Güneri'nin de bulunuduğu 29 kişi hakkında 'Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen dağılmama' suçlarından dava açıldı.
Aydın 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davanın ilk duruşması bugün yapıldı. Duruşmaya tutuksuz sanıklar CHP Aydın İl Gençlik Kolları Başkanı Kemal Güneri, CHP Gençlik Kolları Efeler İlçe Başkanı Kemal Öztürk, CHP Efeler İlçe Ana Kademe Yöneticisi Enver Delioğlan ve CHP Parti Eğitmeni Bülent Salih Doğan'ın yanı sıra bazı CHP, TKP ve EMEP üyeleri ile üniversite öğrencilerininde aralarında bulunduğu 29 sanık ile aileleri katıldı.
Davada, sanıkları CHP Aydın İl Başkanı Barkan Kalınomuz, CHP Aydın İl Başkan Yardımcısı Süleyman Bülbül'ün de aralarında bulunduğu 20 avukat savundu. Sanıklar ifadelerinde, kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmedi. Hakim, ifadelerin alınmasının ardından dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
CHP Aydın İl Başkanı Barkan Kalınomuz, duruşma sonrası adliye önünde yaptığı açıklamada davaya tepki gösterdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği birçok emsal karara göre bu tür yürüyüşlerin anayasal bir hak ve özgürlük olduğunu belirten Kalınomuz, "Biz de bunun yasaya aykırı bir yürüyüş olmadığını iyi biliyoruz. Türkiye'nin farklı illerinde buna benzer yargılamalar daha önce de yapıldı. Yargılamalar neticesinde birçok insan beraat etti. Burada arkadaşlarımızın da beraat edeceğini tahmin ediyorum. Savcılık, yürüyüş sırasında atılan bazı sloganları Başbakan'a hakaret olarak değerlendirmiş. Hakaret kastının oluşabilmesi için suçun manevi unsuru olan kast unsurunun oluşması lazım. Hakaret suçundan ceza alabilmeniz için hakaret etme kastınızın varlığı aranır. Burada arkadaşlarımızın hakaret etme kastı yok. Aksine protesto kastı var. Demokratik toplumlarda ve ileri demokrasilerde başbakanlar, bakanlar ve il başkanları protesto edilebiliyor. Toplumsal olaylar içinde atılan sloganlar hakaret kastı içermediği için bir cezaya yer olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.
25 Şubat 2014 tarihinde Sevgi Yolu'nda toplanan grup Adnan Mendes Bulvarı'na kadar yürüyüp, 17 Aralık'taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu protesto etmiş, yol boyunca, Başbakan'ı suçlayan sloganlar ile 'Polis simit sat onurun satma' sloganları atmış, ardından olaysız dağılmıştı.

FOTOĞRAFLI