ABD, Türkiye'nin karşı çıkmasına rağmen terör örgütü YPG ile birlikte Rakka operasyonunu yapıyor. Pentagon, şimdiye kadar teröristlere yüzlerce TIR'lık silah, zırhlı araç ve askeri mühimmat verdi. AA'nın verilerine göre, son teslimatla birlikte sayı 909 TIR'a ulaştı.

Bugün Milliyet Yazarı Serpil Çevikcan, Habertürk yazarı Serdar Turgut ve Yenişafak yazarı İbrahim Karagül, Rakka operasyonundan sonra Türkiye'yi büyük bir tehlikenin beklediğini yazdı.

TÜRKİYE'DEN NET TAVIR

Türkiye, Suriye’deki iç savaşla ilgili kırmızı çizgisini dünyaya uzun süre önce ilan etti. Sınırında PKK’nın Suriye kolu PYD-YPG tarafından kurulacak bir devlete izin vermeyeceğini, oldubittilere müsaade etmeyeceğini açıkça vurguladı.

ABD’nin Irak’ta dağıttığı silahların Türkiye’nin güneydoğusunda tetiklediği terörü düşününce Suriye’de olanlar ve olacaklar dejavü gibi.

YPG SURİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN DE BİR SORUN

Elbette ABD’nin silahıyla, lojistiğiyle, tedarikiyle beslediği, düzenli ordu vasfını kazandırdığı 50 bin kişilik silahlı YPG gücü Suriye’nin politik geleceği açısından da bir problematik.

Kuşkusuz sahadaki bu güç masaya da taşınacak. Dün yansıyan haberlere göre, ABD, Rakka sonrası için de kolları sıvamış durumda.

ABD HAZIRLIK YAPIYOR

Suriye’de savaş sonrası gerçekleştirilecek seçimlere yönelik şimdiden bir hazırlık yapılıyor. O seçimlerde kazanılacak başarı, Suriye’nin kuzeyindeki YPG varlığının statü kazanması için de yol oluşturacak.

ABD’li danışmanlar gözetiminde ele geçirdiği bölgelerde idari yapılanma kuran YPG’nin hedefi de o statüyü kazanmak. Sahadaki güncel gelişmeler gösteriyor ki ABD ve Türkiye arasındaki PKK odaklı sorun asıl Rakka operasyonundan sonra yaşanmaya başlanacak.

Ankara’nın önünde, tıpkı ABD’nin Irak’a müdahalesiyle başlayan 30 yıllık sorun gibi Suriye kaynaklı 30 yıllık bir sorunu en az zararla yönetmekten başka seçenek bulunmuyor.

TÜRKİYE'YE İKİCİ DALGA SALDIRI HAZIRLIĞI

FETÖ saldırıları durdurulmuş olabilir. Bu konudaki milli hassasiyet, mücadele, duyarlılık her tehdidi ortadan kaldırmıyor. Türkiye içindeki müttefiklerini kaybedenler, güneyimizde yepyeni bir tehdit inşa ediyorlar. “İkinci dalga” saldırının hazırlıklarını yapıyorlar. PKK üzerinden, terör üzerinden Suriye sınırı boyunca yeni cephe kuruyorlar. Aylardır yapılan yüzlerce TIR silah sevkiyatı Suriye ile sınırlı değil.

Kuzey Irak’tan Akdeniz’e bir harita çiziyorlar, bütün bu bölgeyi Türkiye ve coğrafyayı paramparça edecek garnizona dönüştürüyorlar. PKK’yı “etnik” bir mesele gibi bize yutturanlar, bunu da öyle yutturuyor ve maalesef bazılarımız buna inanıyor.

İKİNCİ 15 TEMMUZ GÜNEYDEN GELECEK

Açık ve net bir şekilde not edelim, tarihe kayıt düşelim: Bu silahlar Türkiye Cephesi’ni açmak içindir. “Üçüncü Cephe”yi açmak içindir. O silahlar, Suriye’deki harita oluşur oluşmaz Türkiye’ye saldırı içindir.

Bu yüzden yığınak devam edecektir. Bu projeyi yürütenler de, FETÖ üzerinden Türkiye’ye saldıranlar da aynı güçlerdir. 15 Temmuz’da FETÖ’yü ülkemize saldırtan ABD ve ortakları, bu sefer saldırıyı güneyden, Suriye’nin kuzeyinden yapacak. İkinci 15 Temmuz planıdır bu.

BU DEFA DOĞRUDAN SALDIRI

Bu tehdit 15 Temmuz’dan bile büyüktür. Varsa bu ihanet 15 Temmuz’dan bile büyüktür. Çünkü bu seferki saldırı doğrudan bir saldırı olacak, planın patronları açıktan cephede yer alacaktır! Türkiye için yeni ve yakın tehlike budur!

MCGURK TÜRKİYE'YE OPERASYONU AĞZINDA KAÇIRDI

McGurk geçtiğimiz gün yaptığı açıklamasıyla Türkiye aleyhine yürütülen çok kapsamlı bir operasyonu da açığa çıkarmış oldu. ABD, esas amacı Türkiye’yi “terörizme yardımcı devlet” olarak tanımlamak olan bu operasyonu tüm hızıyla sürdürüyor.

Amerika’nın ulusal güvenlik camiasının her biriminde Türkiye aleyhine bir hava var ve hepsi de “acilen bir şeyler yapılması gerektiği” düşüncesinde.

Her biri kendi tavrına bir kılıf da bulmuş.

Örneğin, Savunma Bakanlığı, Rusya’dan alınacak S-400 füze savunma sistemini kendi karşı tavrının gerekçesi olarak öne sürüyor.

CIA, Obama döneminden devredilen dosyaları da devralmış, ayrıca bugünlerde Suriye sahasında YPG militanlarına verilen talimatta yakalanan her cihat bağlantılı kişiden Türkiye aleyhine bilgi toplanmasını ve bunların görüntülenmesini istemiş.

NSA ise dinleme kayıtlarıyla destek veriyor bu çabaya.

Özel kuvvetler de Kürt sevgisi yüzünden neredeyse kör olmuş durumda.

Dışişleri Bakanı’nı ise dinleyen yok.

Anlayacağınız, tüm ulusal güvenlik birimleri, Türkiye’yi teröre destek veren devlet konumunda göstermek için faaliyet gösteriyor