Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan eski Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Arslan'ın Paşakapısı cezaevinden çıkmasının ardından avukatı Prof. Dr. Ersan Şen bir açıklama yaptı.
Şen, diğer şüphelilerin de tahliyelerinin sevindirici olduğunu belirterek “Başka yargılananlar bu kapsamda olanlar da bir an önce tahliyelerinin gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Türkiye de maalesef tutukluluk ceza gibi algılanıyor. Biz ciddi deliller ve tanıklar dinlettik ve dinletmeye de devam edeceğiz. Herkes şunu düşünmesin, "Efendim bir arama yapıldı, şu kadar insanın evinden para elde edildi, şu oldu, bu oldu" Bunların savunmasını, dayanağını dinlemek gerekir hukuk devletinde“diye konuştu.
Şen açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Şen, gazetecilerin "Adli kontrol şartıyla serbest kaldığı yönünde ifadeler var." Bu doğru mu ?" sorusuna "İlk başta değerlendirmeler noktasında biz taleplerimizi yaparken bu bir Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 104/1 tahlilyesidir bize göre. O da şu istediğimiz zaman şartlar oluştuğunda değişen durumlarda, avukatlar hatta şüphelinin kendisi de tahliyesini talep edebilir. Çünkü, tutuklu yargılanmak esas değildir, tutuksuz yargılanmak esastır ve bir haktır. Siz bu soruşturmanın ne zaman biteceğini biliyor musunuz, bilmiyorsunuz. Dava açılırsa ne kadar süreceğini bilmiyorsunuz. Yıllarca sürebilir. Bu o insanın suçsuzluğunu ispat etmek zorunda olmayan, iddia edenin o insanın suçlu olduğunu ispat etmek zorunda olduğu bir sistemde insanların tutuksuz yargılanması, ya da adli kontrol tedbiri altında yargılanması gerekir. Bir hakkın herhangi bir adli kontrol tedbiri dahi tatbik edilmeksizin serbest bırakılmasıydı. Savunmalarımızın ışığında bunu söylüyoruz. Tabii soruşturma gizli olduğu için siz bunları göremiyorsunuz. Esas olan budur. Sayın hakimin, mahkemenin takdiri de bizim açımızdan bu şekilde tecelli etti. İnşallah tutuksuz yargılanmanın önü açılır. Eğer varsa bir iddianın ciddiliği, yeterli şüpheye ulaşılırsa savcılık makamı davasını açmak için iddianame düzenler. Yoksa takipsizlik kararı yani kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda çıkabilir. Bunların hiç birisi süpriz değildir. İnsanlar görmek istedikleri şekilde görmek için sonuç beklemesin. Yanlış olan bu" diye yanıt verdi.
Şen, Arslan'ın tahliye kararınına nasıl tepki verdiğine ilişkin bir soruya "Tabii ki sevindi. Eşi de oradaydı. Çok mutlu oldu. İnsanın aksi yönde bir tepki gösterebilmesi için aklından zorunun olması lazım. Çünkü siz tutuklu olduğunuzda açık cezaevlerinde veya tutuk evlerinde kalamıyorsunuz. Bu imkanlar yok. Türkiye'de kapalı cezaevlerinde kalıyorsunuz" yanıtını verdi.
Şen, Arslan'ın "tahliye olurken görüntü vermek istemedi mi?" sorusuna "Vermek istemeyebilir. Onun takdiridir. Şimdi 2 ay içeride tutuklu kalan insanın birden bire serbest bırakıldığı aşamada ilk açıklamaları son derece duygusal olabilir. Belki farklı şeyler konuşabilirdi. Onlara engel olmak istedi. Daha sonra gerekirse açıklama yapabilir. Şu aşamada beklenen bu insanın kişilik haklarına, aile hakkına saygı göstermek olsa gerek. Onun için de görüntü vermemesi doğaldır" şeklinde yanıt verdi.
Şen, "Soruşturma savcısı değişmeseydi eğer tahliye olurmuydu?" sorusuna "Şimdi soruşturma savcısının değişikliği ile ilgili de konuşamıyorum. Yürüyen inceleme, soruşturma olduğu için. O noktalarda aydınlanacaktır. Türkiye'de her şey tartışılıyor, artık başlandı. Ama biz yargısız infazlar yapıldığını Türkiye4de söyledik. sayın Süleyman Aslan'ın başına gelende bunlardan birisidir. Türkiye'nin önemli sorunlarından biri de uzun süren yargılamalardır. Şu anda biten bir şey yok. Devam eden bir soruşturma, yargılama süreci var. Bunun ne zaman sonuçlanacağını bizler de göreceğiz. Esas olan adaletin süratli işlemesidir. Biz de biran önce soruşturmanın sonuçlanmasını, eğer hakkımızda dava açılacaksa davaya, açılmayacaksa da en azından aklanmak istiyoruz. Süleyman Arslan'ın da talep ettiği de bu olsa gerek. Ama siz onun içeride kapalı kaldığı için kendisini bizzat savunamadığı için bizzat düşüncelerini öğrenme imkanına kavuşamadınız. Bir gözden baktınız soruşturmanın başından bu tarafa. Biz de şunu söylüyoruz. İnsanların korunması gereken kişilik hakları, şüphelilerin sanıkların hakları var.Tutuksuz yargılanma hakkı, makul sürede, süratli yargılanma hakkı da her insanın olması gereken doğal hakkıdır. "diye yanıt verdi.