MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, Kutsal vatan topraklarını kanları pahasına savunurken gazilik unvanını hak eden kahramanlarımızın yaralanma derecesine ve yaralanma tarihine bakılmaksızın terör yüzünden yaralanmış tüm gazilerimize, gazilik unvanın verilmesi hem hukukî hem de vicdanî açıdan bir zorunluluk olduğunu belirterek, terörle mücadelede yaralananlara gazilik unvanı verilmesi için yüzde 40 maluliyet şartı aranmasının yarattığı haksızlığı gidermek için Meclis'e kanun teklifi verdi.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, 15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında yaralanan vatandaşlara yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı veriliyorken terörle mücadelede yaralananlara gazilik unvanı verilmesi için yüzde 40 maluliyet şartı aranmasının yarattığı haksızlığı giderecek bir kanun teklifi hazırladı. 

675 sayılı KHK ile hain darbe girişimi sebebiyle yaralanan tüm vatandaşlarımıza yaralanma derecesine bakılmaksızın gazi unvanı verilirken, terörle mücadelede yaralanan kahramanlara gazi unvanının verilmesi için daha fazla kıstas aranmasının eşitsiz bir durum ortaya çıkardığını savunan Aksu, bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması için hazırladığı kanun teklifini TBMM Başkanlığı'na sundu. 675 sayılı KHK'da değişiklik öngören kanun teklifinin gerekçesinde şu tespitlere yer verildi: 

"675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler sebebiyle malul olan kamu görevlileri ve siviller ile bu eylemlerin devamı niteliğindeki eylemlerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan kamu görevlileri ve sivillere, yaralanma derecesine bakılmaksızın gazilik unvanı verilmesine hükmetmiştir.

Öte yandan, 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen hain darbe teşebbüsü ve terör eylemi ile bu eylemin devamı niteliğindeki eylemler dışında kalan terör eylemleri nedeniyle, terörle mücadelede sırasında yaralananlar veya bu görevleri yapmalarından dolayı görevlerinden ayrıldıktan sonra terör eylemlerine muhatap olarak yaralananlar ya da terör eyleminin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı oldukları sırada yaralanan sivillerin gazi sayılması ise yaralanma derecelerine bağlı olarak değerlendirilmektedir.

Düzenlemelerin bu şekilde olması, 15 Temmuz 2016 hain darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinden kaynaklı olarak yaralananlar ile diğer terör eylemlerinden dolayı yaralananlar arasında, gazi sayılma bakımından eşit olmayan bir durum yaratmaktadır.

Oysa gazilik; vatan, millet ve mukaddesat uğruna canını ortaya koymuş olmak anlamına gelmektedir. Türkiye yıllardır başta PKK olmak üzere terör örgütleriyle mücadele etmektedir ve bu süreçte birçok vatan evladı şehit düşmüş, birçoğu da gazi olmuştur. Ancak, aynı amaç uğruna aynı mücadeleyi verdiği halde yaralanma derecesi dikkate alınarak bazı kahramanlara bir şeref payesi olan gazilik unvanı verilememektedir. Bize göre bu durumun ne vicdanî ne de hukukî bir geçerliği bulunmaktadır. 

Bu itibarla, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (h), (i) ve (j) bentleri kapsamında sözü edilen er, erbaş, gönüllü köy korucularının yanı sıra terör eyleminin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı oldukları sırada yaralanan sivillerin de yaralanma derecesine bakılmaksızın gazi sayılması hakkaniyete uygun düşecektir."

Ayrıca Aksu, "Vatanını ve milletini korumak için gözünü bile kırpmadan mücadele eden kahramanlarımız "gazi" olarak anılmayı fazlasıyla hak etmektedir. Kutsal vatan topraklarını kanları pahasına savunurken gösterdikleri üstün cesaretle gazilik unvanını hak eden kahramanlarımızın bu fedakârlıkları mutlaka ödüllendirilmeli, uğradıkları haksızlık giderilmelidir.

Yaralanma derecesine ve yaralanma tarihine bakılmaksızın terör yüzünden yaralanmış tüm gazilerimize bu gazilik unvanın verilmesi hem hukukî hem de vicdanî açıdan bir zorunluluktur. Bu çelişkili durumun yok edilmesi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak gazilerimize duyduğumuz saygının bir gereğidir" ifadelerinde bulunmuş ve Teklifin diğer partilerce de desteklenerek süratle yasalaşması gerektiğini belirtti.