İZMİR Karabağlar'da 2012 yılında, parkta oynarken, tabancayla rastgele açılan ateş sonucu ölen 6 yaşındaki Umut Ceylan’la ilgili davanın görülmesine devam edildi. 32 yaşındaki sanık Can K. olay yerine hiç gitmediğini, olayda kullanılan silahı ise kendisine Rize'nin Ardaşen İlçesi'nden kargoyla Bülent Beşikçi ile eşi Meral Beşikçi’nin gönderdiğini öne sürdü. Beşikçi çifti ise sanığa tabanca değil Anzer balı gönderdiklerini iddia etti.
Davaya konu olay, Karabağlar ilçesinde 27 Ağustos 2012 tarihinde meydana geldi. Tabancayla rastgele açılan ateş sonucu, parkta kaydıraktan kayan ve beline isabet eden kurşunla ağır yaralanan Umut Ceylan, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Yapılan balistik incelemede uyuşturucu kullanmak, yaralama, hırsızlık gibi 8 ayrı suç kaydı bulunan ve İzmir Açık- Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda başka suçtan yatan Can K.'nin olayın faili olduğu tespit edildi. Temmuz ayında yapılan ikinci celsede sanık Can K. bu suçtan tahliye edildi, başka bir olayda 'Cinayete teşebbüs ve ruhsatsız silah bulundurmak' suçlarından 7 yıl 6 ay hapse hükümlü olduğundan cezaevinde kalmaya devam etti. Can K. kendisinin olayın olduğu bölgeye bile gitmediğini, küçük çocuğun ölümüne neden olan silahın kendisine daha sonra kargo ile geldiğini öne sürdü.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜRBOYU İSTENİYOR
İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dördüncü duruşmaya, 'Çocuğu ya da beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi öldürmek' suçlamasıyla hakkında ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istenen tutuklu sanık Can K., avukatı Ersin Gülsoy ile Aile ve Sosyal Polikalar Bakanlığı adına Avukat Emine Şentüfekçi Tezcan ve gönüllü avukatlar Hatice Pınar Büyükçınar, Özge Yavuz, Melek İnce ile Umut Ceylan'ın annesi Gülhan Ceylan katıldı.
BENİ TEHDİT ETTİ
Tanık olarak ifade veren Coşkun Talipler, daha önceki duruşmada verdiği ifadenin ardından, olayda kullanılan silahı kargoyla gönderdiği iddia edilen Bülent Beşikçi'nin kendisini telefonla arayıp, 'Bu senin yaptığın yanına kalır mı?' sözleriyle tehdit ettiğini öne sürdü.
'EŞİM ANZER BALI GÖNDERDİ'
Bir önceki celsede zorla getirilmesine karar verilen tanıklardan Bülent Beşikçi ise tabanca ile bir ilgisinin bulunmadığını, sanığı tanımadığını, sanığa tabanca satmadığını, vermediğini, telefonla hiç görüşmediğini, Coşkun Talipler'i tanıdığını, fakat kendisini tehdit etmediğini anlattı. Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, eşiyle sanık arasında geçen telefon konuşmalarına dair telefon kayıtlarına ilişkin sorusu üzerine Beşikçi, eşinin sanığa Ardeşen'den Anzer balı gönderdiğini ileri sürerek, "Ben sanıkla telefonda görüştüğümü hatırlamıyorum. Ancak Coşkun ile görüştüğümü hatırlıyorum. Sanığın numarasından Coşkun'la görüşmüş olabilirim. Coşkun ile normalde de konuşuyorduk. Genellikle bal konusunda görüşüyorduk" dedi.
Coşkun Talipler ise, "Tanık yalan söylüyor. Sanığın telefon numarasından bir defa huzurdaki tanığı arayarak geçen duruşmada bahsettiğim şekilde silah konusunda görüşmüştük. Onun dışında sanığa ait telefon numarasından ben huzurdaki tanık ile hiç görüşmedim" karşılığını verdi. 
Zorla getirilme kararıyla dinlenen tanık Meral Beşikçi ise, sanığın kendisini arayarak bal istediğini söylediğini, 3 kilo bal karşılığında bin 200 lira para aldığını, sanıkla bir bal siparişinde, bir de adres bilgisi için iki kez telefonla görüştüğünü, iki kez de mesajlaştığını anlattı.
YALAN SÖYLÜYORLAR
Sanık Can K. ise, tanık olarak dinlenen Beşikçi çiftinin yalan beyanda bulunduğunu iddia ederek, "Ben tanık Bülent ile hiç yüzyüze gelmedim, ilk defa bugün görüyorum. Kendisiyle ve eşiyle telefonda görüştüm. Ben hayatımda hiç Anzer balı görmedim. Tanıklar doğruyu söylemiyor, kendilerini temize çıkarmaya çalışıyorlar" dedi.
Mahkeme heyeti, tanık Meral Beşikçi'nin babasının bal ticaretiyle uğraşıp uğraşmadığının araştırılmasına, kargo şirketinden sanığa gönderilen kargonun kolileme işlemi nedeniyle ne kadar ağırlığa ulaşabileceğinin sorulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.