İKİ çocuk annesi Günnur Özgen'in 'emekli maaşını alabilmek için' kendisinden 46 yaş büyük, 85 yaşındaki kayınpederi Selahattin Özgen ile yaptığı evliliğin iptali için açılan davada 12'nci yıla girilmesine rağmen henüz karar verilemedi. Mahkeme, nikahtan 4 ay sonra 85 yaşında ölen Selahattin Özgen'in akıl sağlığının araştırılmasına karar verdi.
Adana'daki Pamuk Araştırma Enstitüsü'nde muhasebe müdürü olarak çalışırken emekli olan Selahattin Özgen, eşi Semiha 1997 yılında ölünce, Mersin'in Çamlıyayla İlçesi'nde yalnız yaşamaya başladı. 1999'da evi yanıp, felç olan Selahattin Özgen'in küçük oğlu 60 yaşındaki Bahadır Özgen, iddiaya göre, babasının emekli maaşını alabilmek için nikahsız yaşadığı 2'nci eşi, o zaman 39 yaşında olan Günnur’u (Güllüler), babasıyla resmi nikah kıydırıp, evlendirdi. Nikahı, ilçeye bağlı Darıpınar Köyü muhtarı 8 Ağustos 2000 tarihinde kıydı. Ruh sağlığı yerinde olmadığı öne sürülen Selahattin Özgen, gelini Günnur ile evlendikten 4 ay sonra 85 yaşında öldü.
KARDEŞİ DAVA AÇTI
Ardından da gelin- kayınpeder evliliği nedeniyle ölen kişinin çocukları arasında tartışma çıktı. Bu evliliği kabullenemeyen ve ailece rencide olduklarını öne süren kardeşlerden inşaat mühendisi 64 yaşındaki Salih Arpat Özgen, 2001 yılında Mersin 2'nci Aile Mahkemesi'ne 'Evliliğin mutlak butlan ile sakat, geçersiz olduğunun tespiti, iptali' istemiyle dava açtı. Salih Arpat Özgen dilekçesinde, yengesi Günnur'un sahte evrak ve belgelerle felçli babasıyla evlendirildiğini öne sürerek, "Kardeşim Bahadır, nikahsız yaşadığı 2 çocuğunun annesi Günnur'u mirasçısı yapabilmek için felçli ve akli melekeleri yerinde olmayan babamla hukuken geçersiz işlemlerle evlendirmiştir. Bu evlilik ailemizi rencide etmiştir" diyerek evliliğin iptalini istedi.
"EŞİM NİKAH YAPMAYINCA BÖYLE OLDU"
Kayınpederi ile emekli maaşı için evlendiği iddia edilen Günnur Özgen, avukatı aracılığı ile mahkemeye verdiği dilekçesinde, eşi Bahadır'ın kendisine nikah kıymaması nedeniyle zorunlu olarak kayınpederi ile nikahlandığını belirtti. Günnur Özgen, şöyle dedi:
"Türk aile yapısı gereğince ailenin bir ferdi vefat ettiği zaman evdeki bekar bir kardeşe gelinin nikahlandığı inkar edilemez. Kaldı ki bu olayda anne ve çocuklarının onurunun kurtulması için yapılmış bir evliliktir. Tamamen hukuka uygundur" diyerek davanın reddini istedi.
Yerel mahkeme 23 Ekim 2008'de davayı karara bağladı. Mahkeme hakimi, kardeş Özgen'in dava açmaya yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, kayınpeder- gelin evliliğinin iptali için açılan davayı reddetti.
YARGITAY'DAN DÖNDÜ
Yargıtay 4'üncü Hukuk Dairesi, Salih Arpat Özgen'in de hazır bulunduğu 8 Haziran 2010'da yapılan duruşmada, 'Evlenmenin butlanı' davasını reddeden yerel mahkemenin verdiği kararı bozarak, dosyanın tekrar görüşülmek üzere Mersin 2'nci Aile Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verdi.
Yargıtay'ın bozma ilamında davanın, "Evlendikten 4 ay sonra ölen Selahattin Özgen'in, yaşı ve akıl sağlığı itibarıyla bu evliliği yapabilecek durumda olmadığı iddiasıyla" açıldığı hatırlatılırken, şöyle denildi:
"Tarafların mutlak butlan sebebiyle ilgili delilleri toplanarak, bu çerçevede değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığından söz edilerek hüküm kurulması doğru bulunmamıştır."
ÖLEN KİŞİNİN AKIL SAĞLIĞI BELİRLENECEK
Dosyayı yeniden ele alan Mersin 2'nci Aile Mahkemesi, 'Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının babasının evlilik sırasında evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunup- bulunmadığı hususunda rapor düzenlenmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmesine' karar verdi.
Hukukçular, ölen bir kişinin akıl sağlığının belirlenmesinin ancak dosyadaki tanık ifadeleri ve diğer bilgilerle raporlaştırılabileceğini, mezarın açılması ile elde edilebilecek bir veri aranmasının söz konusu olmayacağını belirtti.