İZMİR'in Gaziemir ilçesinde, kurşun üreten fabrikanın faaliyette olduğu dönemde radyasyonlu atıklarının toprağa gömüldüğü iddialarına ilişkin açılan 6 sanıklı davaya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Mahkeme, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği'nin (EGEÇEP) davaya müdahil olarak katılmasına, gelmeyen sanık ve tanıkların zorla getirilmesine karar verip, duruşmayı erteledi.
İzmir'in Gaziemir İlçesinde, kurşun üreten fabrikanın faaliyette olduğu dönemde radyasyonlu atıklarının toprağa gömüldüğü iddialarına ilişkin 2008 yılında 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmış, mahkeme fabrika sahibi Hasan Yavaş'ı 4 yıl 2 ay hapis ve 100 gün adli para cezasına çarptırmıştı. Yargıtay 4'üncü Ceza Dairesi kararı bozarak, davanın, 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde fabrika müdürü Yıldırım Mustafa Irvana'nın yargılandığı dava ile birleştirilmesini istenmişti. 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, geçen Kasım ayında bu iki dava dosyası ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin suç duyurusu üzerine açılan üçüncü davanın birleştirilmesine karar vermişti.
Üç ayrı dosyanın birleştirildiği davanın bugünkü duruşmasına 'Toprakta, suda veya havada kalıcı özellik gösterecek, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek şekilde çevreyi kasten kirletme' suçundan 5 yıl hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan 6 sanık katılmazken, avukatları Selahattin Seymen, Refik Uzun, Ceyhun Yıldırım ile avukat Arif Ali Cangı, Halil Dönmez ile EGEÇEP Derneği Başkanı Prof.Dr. Ali Osman Karababa ve avukatı Hatice Hande Atay katıldı. 
Avukat Arif Ali Cangı, mahkemeye TAEK'in de tespit ettiği 'Europium 152 (Eu-152)' izotoplarına ilişkin dünyaca tanınmış uzman nükleer fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç'ın hazırladığı bilimsel incelemeyi sunduklarını belirtti.
ATIK, YASADIŞI NÜKLEER TİCARET YOLUYLA MI GELDİ?
Avukat Cangı, Europium izotoplarının doğada bulunmayan, sadece nükleer reaktörlerde zincirleme füzyon (çekirdek bölünmesi) reaksiyonları sırasında nükleer yakıt demetlerinde ve kontrol çubuklarından yaratılan insan yapısı izotoplar olduğu, bu izotopun radyoaktif yarılanma ömrünün 13 yıl, beta partiküleri ve yüksek enerjide gama ışınları yayarak yaklaşık yüzyıl radyasyon yaymaya devam ettiklerini belirterek, şunları anlattı:
“İlk akla gelen atığın 'yasadışı nükleer atık ticareti' yoluyla gelmiş olmasıdır. Dava dosyasına TAEK'den gelen bilgi notuna göre; son yıllarda çeşitli ülkelerde hurda metalin yeniden çevrimi sırasında radyoaktif kaynakların da kaza ile yüksek fırınlara gönderilmesi, özellikle demir ve çelikte radyoaktif bulaşmaya yol açan sayısı gittikçe artan olayların meydana gelmesine neden olmuştur. Bureau of Internation Recycling (BIR) verilerine göre 1983-2009 yılları arasında 26 ülkede 113'ten fazla radyoaktif kaynak ergitme olayı meydana gelmiştir. Bunun anlamı şudur; yasadışı uluslararası nükleer atık ticareti bütün dünya için, insanlık için yaşamsal bir tehdittir. Davaya konu suçun benzer bir yasadışı nükleer atık ticaretinin uzantısı olma olasılığı bulunmaktadır. Açılmış davada sanıkların bu atığı nereden, hangi yollardan, ne zaman getirdiklerinin araştırılması gerek maddi olayın tüm boyutu ile ortaya çıkmasını sağlayacak diğer yandan ülkemizin nükleer güvenliğinin sağlanmasına önemli katkı sağlayacaktır."
BİLİRKİŞİ KİRLİLİĞİ TESBİT ETMELİ 
Cangı, ayrıca alandaki kirliliğin bilimsel olarak tespiti için nükleer, kimya, jeoloji, halk sağlığı, ziraat ve çevre bilimi konularında uzmanlardan oluşacak bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını; radyoaktif kirliliğe yol açan nükleer reaktör kontrol çubuğu atıklarının nereden, nasıl, hangi yollarla, ne zaman getirildiğinin araştırılmasını talep etti.
EGEÇEP Derneği Başkanı Prof.Dr. Ali Osman Karababa da o çevrede oluşan radyoaktif kirlenmenini boyutunun tespiti ve daha sonra da bundan kaynaklanan çevredeki yasayan insanlar üzerindeki rahatsızlık ve tedavi süreci ile ilgili olarak araştırma yapılmasını, ardından da radoaktif kirliliğin en kısa zamanda ordadan kaldırılması için bilimsel çalışmalar yapılmasını ve davaya katılmalarıın kabulünü istedi.
EGEÇEP Derneği Avukatı Hatice Hande Atay da derneğin amaçlarından olan çevre kirlliliğiyle ilgili olarak davayı takip edeceklerini ve katılma talebinin kabulüne karar verilmesini istediklerini söyledi.
Cumhuriyet Savcısı Zeynel Çicek, sanık Ayşe Gül Yavaş Budau ve gelmeyen tanıklar Bekir Çağlayan, Tahir Vatansever, Bekir Vatansever ve Murat Dönmez'in zorla getirilmesine, EGEÇEP'in davaya katılma talebinin, dernek tüzüğünün incelenmesinden sonra karar verilmesini talep etti.
Sanık avukatları, derneğin katılma ve olay mahallinde keşif taleplerinin reddini isterken, avukat Selahattin Seymen, “Biz katılan tarafın ileri sürdüğü hususları kabul etmiyoruz. Bizim müvekkillerimiz de en az katılanlar kadar bu işten ızdırap duymaktadır. 2013 yılına kadar ülkemiz ve dünyada nükleer atıkların ne şekilde etkisiz hale getireleceği ya da bertaraf edileceği konusunda henüz bir yöntem yoktu. Sonradan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısında da belirtildiği üzere bu konuda bir bilidirimde bulunuldu ve şirket gerekli çalışmayı yaptı. Kesinlikle müvekkillerimiz bu işten kurtulmak için ellerinden gelen her türlü gayreti göstermektedir. Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi'ndeki bir uzmandan yardım alarak, buradaki atıktan en kısa zamanda nasıl kurtulacağımız konusunda araştırmalarımız devam etmektedir. Bir şirketle de ön anlaşma yaptık, kısa sürede atığı oradan bertaraf edeceğiz" dedi.
Mahkeme Başkanı Ömer Faruk Ceylan, sanık Ayşe Gül Yavaş Budau ve gelmeyen tanıklar Bekir Çağlayan, Tahir Vatansever, Bekir Vatansever ve Murat Dönmez'in bir dahaki duruşmaya zorla getirilmesine, EGEÇEP Derneğinin davaya katılmasına, eksik evrakların tamamlanmasına ve olay yerinde keşif yapılma isteminin bir dahaki celsede karar verileceğini belirtip, duruşmayı erteledi.

BK(İÖ/AAA) (FOTOĞRAFLI)