Bahri KARATAŞ/İZMİR, ()- İZMİR'deki 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında, ek iddianamenin okunmasının tamamlanması ardından tutuklu sanık ve avukatlarının savunmalarına geçildi. Mahkemeye gelen TÜBİTAK raporunu tarama ve çoğaltma işlemi için her bir avukattan Baro tarafından 1780 lira ödemesi istendi. Avukatlar buna büyük tepki gösterdi.
TMK 10. maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın 'Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istendi. İddianamede adı geçen 831 mağdur arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından "fişlendiği" iddia edildi.
Çete elebaşı olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'Suç işleme amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından ömür boyu ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki tutuksuz yargılanan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise, 'Suç işleme amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2- 6 yıl hapis cezası istendi. TMK 10'uncu maddesiyle görevli İzmir 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2013 yılı nisan ayında görülmeye başlanan davada bugüne kadar tutuklu 69 kişi tahliye edildi. Aynı maddeyle görevli 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenleme ardından İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi kararlaştırıldı.
TÜBİTAK RAPORU 1780 LİRA
İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinde 10 tutuklu sanıktan 9'u ve avukatları katıldı. Davanın 1 numaralı sanığı Bilgin Özkaynak'ın avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, davanın tek kanıtı  olan ve 'Büyük bir komplonun parçası olarak' değerlendirdikleri digital verilerin kendilerine ve sanıklara verilmediğini, başından bu yana ele geçirildiği öne sürülen flash disklerde DNA ve parmak incelemesi talep ettikleri halde fakat reddedildiğini söyledi.
Sakarya, kanıtların İTÜ, ODTÜ gibi üniversiteler tarafından incelenmesini istediklerini, zira raporlarına güvenmedikleri TÜBİTAK'ın raporu tamamlamadığını söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, TÜBİTAK raporunun geldiğini bildirdi. Kızıltaş, raporun 60 küsur sayfa ve 16-17 ek klasörden oluştuğunu, taranması için İzmir Barosu'na verildiğini, isteyen avukatların oradan alabileceğini söyledi. Avukat Nevzat Güleşen, baronun TÜBİTAK raporunu tarama ve çoğaltma işlemi için her bir avukattan 1780 lira talep ettiğini, raporu kendilerine verme yükümlülüğünün mahkemede olduğunu CMUK'da da sanıkların bu tür masraflar yapmamasının belirtildiğini söyledi.
ŞİFRE KIRILMADI MI?
Avukat Murat Ergün de, davanın ek iddianamesinin hem kendi içinde hem de ana iddianame ile çeliştiğini belirterek, "İkinci idianamenin 141'inci. sayfasında 'Pandora' veri tabanının şifresinin kırılarak tamamının açıldığı, 143. sayfasında ise 'dosya çözme çalışmaları devam ediyor' denilmekdir" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun 18 Haziran günü içtihat niteliğinde bir karara imza attığını vurgulayan Ergün, bu kararda gerekçe olarak 'Digital deliller konusunda hak ilhlali olmasının' gösterildiğini söyledi. Ergün, şöyle devam etti:
"Özkaynak'ın evinde o hard disk çıkmamıştır. 'Çıktı' diyen, bu iddiasını ispatlamalı. Bu digital deliller hukuka uygun elde edilmiş diye değerlendirme yapıldı mı? Anayasa Mahkemesi işte tam da bu nedenle Balyoz davasında o kararı vermiştir. Gazeteci Mehmet Baransu Milli Güvenlik Kurulu'nun ek kararını yayımladı, suç ortada, ikrar var ve elini kolunu sallayarak serbest dolaşıyor. Bizikmilerle ilgili delil yok, hepsi inkar ediyor ama 774 gündür tutuklular."
"O TARİHTE CEZAEVİNDEYDİM"
Sanık Onur Süer'in avukatı Nevzat Güleşen, sanık Bilgin Özkaynak'a soru yöneltmek istediğini belirterek, "2012 mayıs ayında tutuklandınız, iddianamede evinizden ele geçirildiği iddia edilen ki bir belgenin oluşturulma tarihi 12 Eylül 2012. O tarihte neredeydiniz?" dedi. Özkaynak da, "O tarihte cezaevinde tutukluydum" karşılığını verdi. Daha sonra, sanıkların ve avukatlarının savunmalarının alınmasına devam edildi. Bu hafta ve önümüzdeki hafta savunmaların tamamlanması beklenen davada, 3 ve 4 Temmuz günlerinde ise taleplere geçilecek.
Bu arada duruşmayı gazeteci Uğur Dündar da izledi, notlar alıp bazı sanıklarla konuştu.

FOTOĞRAFLI