İZMİR’in Dikili İlçesi’nde, lise öğrencisi 15 yaşındaki E.A.’ya tecavüz ettikleri ileri sürülen fırıncı 55 yaşındaki A.K. ve Din Kültürü Ahlak Bilgisi öğretmeni 52 yaşındaki R.K. ile eşine yardımcı olduğu iddia edilen E.K.’nin 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Eğitim-Sen Dikili, Kınık ve Bergama Temsilcilikleri, Dikili Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi ile Dikili Kadın Platformu üyesi yaklaşık 50 kişi de duruşmaya gelerek E.A'ya destek verdi.
Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nde, bugün görülen davaya, TCK’nın 103’üncü maddesini içeren çocuğa cinsel tevacüz suçundan yargılanan tutuksuz sanıklar A.K., E.K. ve R.K. ile mağdur E.A., müşteki baba S.A. ve müşteki vekilleri avukat Nuri Gündüz, Hakan Yıldırım Demir ile bilirkişiler Sait Atacan ve Zühtü Yıldız katıldı.
“FOTOĞRAFI ŞAKA YAPMAK İÇİN ÇEKMİŞTİK”
Duruşmada ifadesine başvurulan dört çocuk babası sanık A.K., kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyip, “Mağdur E.A.’yı arkadaşımın kızı olduğu için tanırım. Kendisine karşı bir eylemde bulunmadım. Kendisi kızımın da arkadaşı olduğu için sık sık evimize gelip, giderdi. Eşime ait telefondaki birlikte yer aldığımız fotoğraf ağabeyime şaka yapmak için şu an soyadını hatırlayamadığım Diyarbakırlı Ramazan isimli bir arkadaşım tarafından çekilmişti. Kendi telefonumdan fotoğraf gönderemediğim için eşimin telefonuyla çekmiştik. Fotoğrafta E.A. ile öpüşüyor gibi yaptık. Ancak fiilen temas etmiş değilim” dedi.
Sanık E.K. de, telefonunda eşinin E.A. ile çekilen fotoğrafını görüp, eşine sorduğunu belirtip, “Ağabeyine şaka yapmak için çektiklerini söyledi. Daha sonra E.A.’ya durumu sordum. O da şaka yapmak için çektiklerini söyledi. Ancak, fotoğrafımı silmeyeceğimi belirtip, kendisini bir daha eşimin yanında görürsem, babasına bu fotoğrafı göndereceğimi söyledim” dedi.
“BATTANİYENİN VERİLİRKEN YIKANMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Soruşturma sürerken Konya’ya tayin olan Dikili Çok Programlı Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni R.K. de suçlamayı kabul etmeyip, “E.A.’ya tecavüz ettiği ileri sürülen işadamları derneğinde eğitm danışmanı olarak görev yapıyordum. Kendisiyle hiç buraya gitmedim. Ancak, bu dernekte kadın ve erkekli toplantılar düzenlenmekteydi. Bu topantılara katıldığı için içerdeki eşyaların konumunu ifadesinde tarif etmiş olabilir. Dernek binasının anahtarı da bende yok. DNA uzmanlık raporlarında dernekte bulunan battaniyeler üzerinde menim ve DNA profilim, başka bir battaniyede de mağdureden başka bir bayanın DNA profili bulunmuş ise de ben buna başta anlam veremedim. Daha sonra olayı araştırınca, Dikili’ye taşındığımda evimdeki kullanmadığım iki battaniyeyi bir öğrenci yurduna bağışlanması için dernek binasına bırakmıştım. Ancak, dernek görevlileri bu battaniyeleri yurda göndermeyip, kendileri kullanmış. 9 yıl çocuğum olmadığı için tedavi gördüm, daha sonra çocuğum oldu. Bu nedenle korunmuyordum. Bu battaniyenin de verilirken yıkanmadığını düşünüyorum” dedi.
GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Mağdur E.A. ise ifadesinde A.K.’yle okula gidip gelirken, kendisiyle simit vermesiyle tanıştığını belirtip, çocuklarıyla arkadaşlığı olmadığını söyledi. E.A.’nın bu sırada ağlamaya başlaması, kısık sesle konuşması ve tekrarlatıldığında olayı birbirinden farklı şekilde anlatması üzerine ifadesi daha sonra tutanağa geçirilmek üzere kamerayla kayıt edildi. Bilirkişi Zühtü Yıldız, E.A.’nın dışarda kendisiyle yaptıkları görüşmeyle duruşmadaki ifadelerinde kısmi farklılıklar bulunduğunu ancak, bunların önem taşımadığını vurgulayıp, “Kendisinin içinde bulunduğu duygusal sorunlar nedeniyle zorlandığını düşünüyoruz” dedi.
TUTUKLAMA TALEBİ REDDEDİLDİ
İfadelerin alınmasının ardından savcı Fethi Ahmet Tosun, sanıkların tutuklanmasını talip etti. Ancak, mahkeme mevcut delil durumu, yargılamanın içinde bulunduğu aşama nedeniyle sanıkların tutuklanması talebini reddedip, E.A.’nın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Bölümü’nden akıl sağlığı ilgili rapor alınması için müzekkere yazılması ve İstanbul Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Dairesi’nden de rapor alınması için randevu istenmesine karar verip, duruşmayı erteledi.
E.A.’ya Eğitim-Sen Dikili, Kınık ve Bergama Temsilcilikleri, Dikili Belediyesi Kadın Dayanışma Merkezi ile Dikili Kadın Platformu üyesi yaklaşık 50 kişi de duruşmaya gelerek destek verdi. Duruşma çıkışında bir açıklama yapan Eğitim-Sen İzmir 2 nolu Şube sekreteri Ebru Dinçer, sanıklar için hiç gözaltı işlemi yapılmadığına dikkati çekip, “Endişeliyiz, öğretmenler olarak, tecavüzcülerin ellerini kollarını sallayarak gezdiğini görmekten endişeliyiz” dedi.


---------- KUTU ------

Savcılıktaki ifadesinde ne demişti

Dikili Çok Programlı Lisesi 1’nci sınıf öğrencisi E.A. (15), 8 Mart 2012 tarihindeki olayın ardından Dikili Cumhuriyet Savcılığı’da psikolog eşliğinde alınan ifadesinde, A.K.’yi babasıyla daha önce aynı fırında çalışmaları nedeniyle tanıdığını belirtip, “Daha sonra eşi E.K. ile tanıştık. Evlerine gidip-gelmeye başladım. Birgün E.K., bana kocasının benimle birlikte olmak istediğini söyledi. Kabul etmedim. Olay günü A.K.’nin çalıştığı çarşıdaki fırına gitmiştim. A.K. ve eşi E.K. vardı. E.K., beni fırının arkasındaki soyunma kabini olarak kullanılan bölüme götürdü. Daha sonra yanımıza eşi A.K. de geldi. Bir süre sonra E.K., bizi yalnız bırakıp, çıktı. A.K., okul üniformamı ve eteğimi çıkarıp, beni yere yatırıp, tecavüz etti. Kendisini üzerimden ittim. Cinsel ilişki sırasında bağırmadım, çünkü sesimin çıkmayacağını düşündüm. Daha sonra E.K., yanıma geldi. beni tuvalete soktu. Birlikte cinsel organıma baktık. Kanama yoktu. Buna ben de şaşırdım. Çünkü ilk kez zorla da olsa birlikte oluyordum. Yaşadıklarımı okul arkadaşım A.T.’ye anlattım. A.T., A.K. ile görüşmeye devam etmemi aksi takdirde olanları herkese anlatacağını söyledi. E.K. de eşini kıskandığını söyleyip, bir daha benimle görüşmemesini istedi. Aksi takdirde, elindeki eşiyle öpüşürken çekilmiş fotoğrafımı aileme vermekle beni tehdit etti” demişti. E.A., olaydan iki ay sonra olayı anlatıp, yardım istediği Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni R.K.’nin de kendisine tecavüz ettiğini öne sürmüştü.