Ceyhun ÖZER/CEYHAN (Adana), () - ADANA'nın Ceyhan İlçesi'nde 52 yaşındaki Fadıl Dağ, geçen yıl Irak ve Şam İslam Devleti (IŞID) terör örgütüne katılan oğlu 28 yaşındaki Orhan Dağ'ın Suriye'de çıkan bir çatışmada öldüğünü söyledi. Dağ, kaçak yollarla gittiği Suriye'de görüştüğü IŞID üyelerinin oğlunun cenazesini defnettiğini ve talep etmesine rağmen kendine teslim etmediklerini öne sürdü.
Ceyhan İlçesi'ndeki İnönü Mahallesi'nde oturan 5 çocuk babası inşaat işçisi Fadıl Dağ, evinde gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlu Orhan Dağ'ın, Suriye'deki çatışmalarda öldürüldüğü söyledi. Oğlunun geçen yıl balıkçılık yaptığı İzmir'de kandırıldığını ve Suriye'ye çatışmaya gittiğini belirten Fadıl Dağ, şöyle konuştu:
"Geçen şubat ayında yaralı olarak döndü. 3 hafta süren tedavi ardından tekrar Suriye'ye gitti. Yolda yakaladım yalvardım, polise ihbar ettim ama gidişine engel olamadık. Geçen hafta Suriye'deki çatışmalarda öldüğü bildirildi. Kaçak yollarla Suriye'ye gittim, orada IŞID üyeleriyle görüştüm, bana bir mezar gösterip oğlumun mezarı olduğunu söylediler. 'Oğlun şehit oldu, biz de şehit olacağız. Sen de buraya gelmişken bize katıl birlikte savaşalım' dediler. Ben de oğlumun cenazesini istedim ama alamayacağım söylendi. Orada kesik insan başları gördüm, başından ayrılmış gövdeler gördüm. 24 saat Suriye'de kaldım ömrümden bir ömür daha geçti. Ancak cenazemi alamadan eli boş döndü. Devlet yetkililerinden oğlumun cenazesinin getirilmesini istiyorum."
"PKK BASKI YAPTI"
Ceyhan'a döndükten sonra evinin önünde taziye çadırı kurduğunu belirten ve kendisinin de Kürt olduğunu söyleyen Fadıl Dağ, oğlunun IŞID adına çatışması nedeniyle PKK'lılar tarafından tehdit edildiğini ileri sürdü. Polisin de devreye girmesiyle taziye çadırını kaldırmak zorunda kaldığını anlatan Dağ şöyle konuştu:
"Kendi vatanımız, toprağımız, insanımız, namusumuz için ölürse evlatlarımız, başımız üstüne. Fakat başka ülkelerin, peşkeşçilerin himayesi altında ölmeleri içimizde büyük bir yara açıyor. Bir de burada PKK'lılar ve bazı mahalleliler tarafından tehdit edildik. Sanki ben oğlumu gönüllü olarak IŞID'a gönderdim. Sanki biz ailece IŞID üyesiyiz. PKK'nın içinden biri vurulduğunda, askerimizin biri vurulduğunda bizim içimiz kan ağlıyor. Onlarda bizim evlatlarımız. Beyni yıkanıp gitmişse de bizim evlatlarımız atamayız. Onun için daha duyarlı olunması gerek. Eğer ben de inat edim çadırı kaldırmasaydım bize saldıracaklardı, gençlerimiz zaten acılı çok büyük facia ve katliam olacaktı. Allah korusun, ben herkesi tüm aileleri duyarlı olmaya davet ediyorum."

FOTOĞRAFLI