ZONGULDAK'ta yanlış tanı konulup 6 saatlik gecikmeyle Ankara'ya sevk edildiği iddiasıyla, 12 yaşındaki İrem Yağcı'nın yolda ölümüyle ilgili 2'si doktor 6 sağlık personelinin yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, doğru tanı ile ameliyat edildiğinde İrem'in kurtulabileceğini belirten Yüksek Sağlık Şurası raporu ile gecikme olmadan yapılacak erken müdahalede de kurtulamayabileceği görüşünü savunan bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu üst kuruluna gönderilmesini kararlaştırdı.
Hatice ve Ahmet Yağcı çiftinin, 30 Kasım 2009'da Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdüğü kızları İrem Yağcı'ya, Dr. Pınar Menderes Turhan tarafından, 'mantar zehirlenmesi' tanısı konuldu. İrem Yağcı, çeşitli ihmaller sonucu sevk kararından yaklaşık 6 saat sonra ambuansla Ankara'ya gönderilirken Bolu'nun Gerede İlçesi yakınlarında fenalaşarak götürüldüğü Gerede Devlet Hastanesi'nde öldü. Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsisinde 'mantar zehirlenmesi' bulgusuna rastlanmayan İrem'in, 'beyincik içi kanaması' sonucu öldüğü saptandı.
Ailenin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonunda olayda ihmalleri olduğu iddia edilen acil serviste görevli Dr. Pınar Menderes Turhan ile nakilde görevli dönemin 112 Komuta Merkezi Başhekimi Dr. Kemal Koban, sağlık memurları Orhan Altındağ, Dursun Basançelebi ve acil tıp teknisyenleri Mehtap Açıkgöz ve Kısmet Kaya hakkında, 'Taksirle ölüme neden olmak' suçlamasıyla 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya sanıklar katılmazken, ölen İrem Yağcı'nın babası emekli maden işçisi Ahmet Yağcı ve avukatlar hazır bulundu. Ahmet Yağcı'nın avukatı Buğra Ertem, "Kanama tanısı doğru konulmuş olsa; beyin ve sinir cerrahisi tarafından ameliyat edilebilir, kurtulma ihtimali olabilirdi" şeklindeki Yüksek Sağlık Şurası raporunun aksine, İrem'in Ankara'ya daha erken dönemde nakil edilip erken müdahale edilmesi durumunda da akıbetinin değişmeyebileceği görüşünü savunan bilirkişi ve Adli Tıp Kurumu 1'inci İhtisas Kurulu raporlarına itiraz etti. 
Mahkeme de söz konusu raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu üst kuruluna gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.