ADANA, () - ADANA'da aralarında hakim ve savcıların da olduğu kişilerin cep telefonlarının yasadışı dinlendiği iddiasıyla yürütülen soruşturmada 9 polis hakkında hazırlanan iddianamenin kabul edilmesinin ardından, soruşturmayla ilgili detaylar da ortaya çıkmaya başladı. İddianamede, hakim ve savcıların dinlenmesi için istihbaratçı polisler tarafından hazırlanması gereken ön rapor, ihbar veya duyumla ilgili tutanak bulunmadığı vurgulandı.
Bir ulusal gazetenin geçen 18 Mart tarihli sayısında yayınlanan yasa dışı dinleme iddialarınının ardından Adana Cumhuriyet Savcısı Şükrü Uçkan, kendisinin 'Fırat Yalçıntekin' kimliğiyle Adana 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan, Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Köse ise 'Tunahan İnan' kimliğiyle Adana 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nden alınan dinleme kararıyla cep telefonlarının yasa dışı dinlendiğini iddia ederek şikayetçi olmuştu. Soruşturmasını tamamlayan Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Doğan tarafından hazırlanan ve 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede tutuksuz sanıklar olay tarihinde İstihbarat Şube Müdürü olan İsmail Bilgin, Şube Müdür Yardımcıları Ertuğrul Yetkin ve Aytaç Akyol ile polis memurları Fevzi Mert, Ramazan Kasap, Abdullah Karaca, Ahmet Şenal, Hasan Serçe, Mehtap Avcu hakkında 47'şer yıl hapis cezası istendi.
5 gün tutuklu kaldıktan sonra bir üst mahkemeye yapılan itiraz üzerine tahliye edilen 9 polis, haklarındaki suçlamaları kabul etmeyip, dinleme yaptıkları kişilerin hakim veya savcı olduğunu bilmediklerini savundu.
İddianamede, 'Cebir, tehdit kullanarak zorla haraç almak, silahla adam yaralamak, çek senet tahsilatı yapmak gibi haksız ekonomik çıkar sağlamak üzere örgüt kurduğu ve yönettiği' iddiasıyla mahkeme kararıyla yapılan telefonlarının dinlendiği ileri sürülen Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Köse, olayla ilgili ifadesinde 6 ay süreyle cep telefonunun dinlendiğini belirtirken, dinlemenin bilerek kötü niyetle yapıldığını söyledi.
ŞANTAJ İÇİN DİNLEMİŞ OLABİLİRLER
Hakim Süleyman Köse, iddianamede geçen ifadesinde, "İsnat edilen suçlarla alakamızın olması imkansız iken bu kişilerin bu dinlemeyi yapmasının amacı özel hayatımızla ilgili bilgileri elde edip muhtemel şantaj amaçlı kullanma amacıyla hareket edilmiş olabileceğini düşünüyorum. Bu işin örgütlü ve organize olduğunu düşünüyorum" dedi.
HAKİM- SAVCI HİTABI
İddianamenin bir bölümünde, şüpheli polisleri sorgulayan Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ali Doğan, şüphelilerden Komiser Yardımcısı Fevzi Mert'e, hakim ve savcıyı uzun süre dinlediği iddia edilen polis memurları Abdullah Karaca, Hasan Serçe ve Ahmet Şanal'ın, dinlemeye başladıkları andan itibaren konuşmalarda, 'Hakim, Savcı' hitabı pek çok kez geçeceği için, bu hususta amir olarak kendine bilgi verilip verilmediği diyaloğuna da yer veriliyor. Komiser Yardımcısı Fevzi Mert ise bu soruyu, "Bana böyle bir bilgi verilmedi. Dinlenenlerin kamu görevlisi olduğunu bilmiyordum" diye yanıtladı.
Polis memurları da ifadelerinde dinleme yaptıkları kişilerin hakim ve savcı olduğunu bilmediğini, dinleme kayıtlarında savcı ve hakim olduklarına dair bir konuşma duymadıklarını ileri sürdü.
ODALARA PARMAK İZİYLE GİRİLİYOR
Şüphelilerden polis memuru Mehtap Avcu ise dinlemelerle bir ilgisinin olmadığını, görevinin istihbarat şubede evrak yazımı ve büro işleri olduğunu, içerik hakkında bilgi sahibi olmadığını savundu.
Avcu, kendi telefonunun imei numarasının verilip evrak hazırlanması istenmesi halinde bile kendi telefonu olduğunu fark etmeyeceğini belirterek, dinleme yapılan odalara parmak iziyle girildiğini görevli haricinde kimsenin giremediğini, girmesi halinde bile bilgisayarlarda dinleme yapan kişilerin özel şifreleri olduğunu ileri sürdü.
RAPOR, İHBAR YOK
Ayrıca iddianamede, hakim ve savcının dinlenmesi için istihbarat yapan polis memurlarının ön raporu, duyumu ya da ihbar tutanağı olmadığı, uydurma iddiaların yer aldığı talep formuyla tamamen sahte içerikli evrakla dinleme talep edildiği de vurgulandı.
DİNLEME NASIL YAPILIYOR
Şüphelilerden Komiser Yardımcısı Fevzi Mert ise dinlemenin nasıl yapıldığını şöyle anlattı:
"Önleme dinlemesinde bir kişinin suça karıştığı yönünde duyum yada ihbar varsa bunu duyan ya da kendisine böyle bir bilgi gelen istihbaratta görevli polis memuru bir rapor hazırlar ve paraf atar. Bu raporu, büroda hiyerarşik zincir Şube Müdürü, Şube Müdür Yardımcısı, Büro Amiri, varsa Büro Amir Yardımcısı ve en altta o istihbaratta görevli polis memurları bulunur. Büro Amirine rapor sonulunca Büro Amiri de raporu Şube Müdürü'ne sunar. Şube Müdürü de teknik izleme yada dinleme kararı alınsın diye olur verir. Bunun üzerine teknik büro mahkemeden karar almak sürecini başlatır. Bilgisayardan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na talep gönderir ve karar takip projesinden uygunluk sorulur. Uygunluk, başka kurumların dinlemesiyle çakışıp çakışmadığını inceler uygunluk verir. Uyun ise uygunluk verilen numaralarla ilgili mahkemeden karar istenir. Karar alınınca sistem üzerinden yine Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na gönderilir. O karar TİB'e gönderilir. TİB'den bilgisayar ortamında sesler bize gönderilir. Bu dinlemeye aidiyet numarası verilen polis memurları yapar. Sistem bu şekilde işler."

BK(OA/SS) (FOTOĞRAFLI)