İZMİR 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 38'i muvazzaf asker, 59'u tutuklu 357 sanığın yargılandığı davanın duruşmalarına üçüncü günde devam edildi. Duruşmayı CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da izledi. Duruşmaya ara verildiği sırada tutuklu sanıklarla konuşan Balbay, onlara, "Buradan nasıl çıkacağınızı değil, önce hayatta kalmayı öğrenin" tavsiyesinde bulundu. Adliyeden ayrılırken de açıklama yapan Balbay, bu davada ara kararla tahliye beklediğini dile getirdi. Balbay, "Bizi çok şükür terörist ilan etmişler, bu davadaki insanları sokağa çıkamaz hale getirmek istiyorlar" dedi. Dava dosyasının eklerinde İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da adının geçtiğini kaydeden Balbay, davanın bu şekilde devam etmesi durumunda, ilerleyen dönemde sanık konumuna gelebileceğini ileri sürdü.
Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 10. maddesiyle görevli İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen gizli bilgi ve belge bulundurma davasının, peşpeşe devam eden üçüncü gündeki duruşmasına, tutuklu sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı. Duruşmayı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ülkümen Rodoplu ile Türkiye Gazeteciler Feredasyonu ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel de izledi.
'HUKUKİ DAYANAĞI YOK'
Duruşmada ifade veren tutuksuz sanıklardan Albay Celalettin Adil Beşorak, hiç kimseye ya da örgüte belge temin etmediğini, tarafından hazırlandığı ve örgüte kazandırıldığı öne sürülen belgelerin hukuki dayanağı ve geçerliliğinin de bulunmadığını belirterek, "Hiçbir yasadışı örgütsel yapı içinde yer almadım, kimseye rızamla ya da şantaj veya tehditle bilgi veya belge sağlamadım. Gizli bilgi ve belge bulundurma suçlamasını kabul etmiyorum. Tarafıma maddi sorular sorulmadan, maddi kanıtlar gösterilmeden, yargılanmamı adil bulmuyorum. Yargılama sonunda mahkemenizin masum olduğum sonucuna ulaşacağına eminim. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
Mahkeme Başkanı Atilla Rahman’ın, ceza verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep edip etmediğini sorması üzerine Beşoylar, "Masum olacağım zaten ortaya çıkacağından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemiyorum" karşılığını verdi.
'KELLEMİ KESSELER HİÇBİR ŞEY VERMEM'
Tutuksuz sanıklardan Deniz Yarbay Mahmut Cem Aksular da Gökova Fırkateyni’nde görev yaptığını, irtibatının olduğu ileri sürülen kişileri tanımadığını, görmediğini, hayatının hiçbir döneminde o şahıslarla telefon konuşmasının dahi olmadığını söyledi. İddianamede temin ettiği öne sürülen belgelerin kayıt tarihinde kendisinin izinde olduğunu, belgelerin kendisiyle uzaktan yakından ilgisinin bulunmadığını ifade eden Aksular, "Suçsuzum. Kimsenin kişisel verilerini kaydetmedim, belge temin etmedim. Benim kellemi kesseniz hiçbir şey vermem. Suçsuz olduğum için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemiyorum" dedi.
Sanıklardan Fatih Taymaz da iddianamede 4 belge temin ettiğinin ileri sürüldüğünü, fakat kimseye belge vermediği gibi bunun için tehdit de edilmediğini söyledi.
2 YIL İLE MÜEBBET ARASINDA CEZALAR İSTENİYOR
Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 kişi hakkında açılan davada sanıkların 2 yıl ile müebbet hapis arasında değişen cezalara çarptırılması isteniyor. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek' suçlarından müebbet ve 9'ar yıl hapis cezası talep ediliyor. 2013 yılı Nisan ayında görülmeye başlanan davada bugüne kadar 20 tutuklu i tahliye edilmişti.
BALBAY TUTUKULARA TAVSİYEDE BULUNDU
Ergenekon davasından tutuklu yargılanırken geçen ay tahliye olan ve bugünkü duruşmayı izmeyen CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, ara verildiği sırada tutuklu sanıkların olduğu bölüme doğru geçti. Balbay burada, "Mecliste sesimizi duyurun" denilerek karşılandı. Bir süre yakın sanıklarla sohbet eden Balbay, onları dinledi. Sanıklar uğradıklarını öne sürdükleri adaletsizliklerden yakındı. Balbay, tutuklu sanıklara "Özgürlükler en kısa sürede gelecek. Ülkemizin önceliği özgürlükler. Bu davaların hata olduğu yetkili tüm kişiler tarafından dile getiriliyor" dedi. Balbay, tutuklu sanıklara, Başbakan'ın, "Bu davalar ayarlanmış mahkemelerde görülen davalardır" sözünü anımsatarak, "İçeride kendinizi yalnız hissetmeyin. Özgürlüklerin gelmesi için var gücümüzle çalışıyoruz ve sizlerin yanınızdayız. Buradan nasıl çıkacağınızı değil, önce hayatta kalmayı öğrenin. Ben de cezaevinde bu şekilde hayata tutundum" dedi.
ADLİYE ÇIKIŞINDA AÇIKLAMA YAPTI
İzmir Adliyesi’nden çıkışta da basın mensuplarına açıklama yapan Mustafa Balbay, bugüne kadar yaklaşık 3 bin saat hakim karşısında kaldığını söyledi. Haksız tutuklamayla yüzyüze kaldığını dile getiren Balbay, "Bu dava Nasrettin Hoca’nın kazanına dönmüş. 130 CD girmiş 250 CD çıkmış, yani CD’ler içerde çoğalmış. Bu Nasserttin Hoca’nın kazanının çoğalmasına benziyor. Kazan daha sonra ölür, bu davalar da çok doğurdu, ama şu anda hepiz görüyorsunuz ki ölmekte. Ama bu davalarla birlikte hukuk da ölmekte. Ben dün bütün gün meclisteydim, Ankara’da yargı krizinin hangi boyutlara vardığına birebir meclisin içinde tanık oldum. Herkes ve bu ülkeyi yönetenler, Başbakan ile Adalet Bakanı, 'Hata etmişiz bu davalar yanlış açılmış' diyor. Hatta Başbakan dün şu cümleyi kullandı; 'Ayarlanmış mahkemelerde yürütülmekte olan davalar' dedi. Bbaşbakan, bu davaların ayarlanmış yargıçlarla sürdürüldüğünü söylüyor. O zaman bu durumda ne yapmak gerekiyor, öncelik özgürlüklerdir" dedi.
TAHLİYE BEKLENTİSİ
Davada verilecek ara kararla tahliye beklediğini belirten Balbay, şunları söyledi:
"Mahkemeler yargıçlar halk adına karar verir. Eğer halk adına karar veriyorsa, Türkiye’de olup bitenleri dikkate alıyorsa bu özgürlükleri vermek zorundadır. Bu yargılamalar gerçek bir mahkemeye iade edilmeli, yeniden yargılamadan önce bu deliller delil mi bu suçlamaların alt yapısına bakılmalı. Suçlamaların yüzde 70’i dijital delil. Şu an yüce meclisin çatısı altında, Avrupa Siber Suçlar SÖzleşmesi ile ilgili, anlaşma duruyor, onaylamıyorlar. Bu sözleşme onaylansa, Türkiye buna ayak uydurmak zorunda, çünkü uluslararası sözleşmeler yasaların üzerindedir. 'Bunlar geçerlidir' denilse, bu dijital verilerin hangi durumlarda geçerli olacağı ortada, bu davaların hepsi zaten çökmüş olacak. CHP 3’üncü yargı paketi için Anayasa Mahmekemesi’ne başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi benim tahliye edilmemdeki gibi özgürlüklerden yana koyduğu tavrı devam ettirmelidir. Ben tartışmalara katılanlara soruyorum, 'Sen hiç hapis yattın mı arkadaş, bir gün haksız yere içerde kalmanın ne demek olduğunu biliyor musun?'"
TERÖRİST İLAN EDİLDİĞİNE ŞÜKRETTİ
Askeri bilgi ve belge davasında yargılananların, onurlarının kırılmasından öte, sokağa çıkamaz hale getirilmek istendiğini ileri süren CHP’li Balbay, "Çok şükür bizi terörist ilan etmişler. Burada insanları karalıyorlar, sokağa çıkamaz hale getirmek istiyorlar, bunun için herşeyi yapmışlar" dedi.
Deniz Kuvvetleri’nin çökertilmesi için gerekli her türlü şeyin hazırlandığını iddia eden Balbay, Deniz Kuvvetleri’nin dört bir yanının demir parmaklıklarla çevrili olduğunu ve kurumun yargı önüne konmak istendiğini dile getirdi.
BAKAN ALA’NIN YARGILANABİLECEĞİ İDDİASI
Davayla ilgili de konuşan Balbay, sivil memurların Genelkurmay üzerinde baskı oluşturmak istediğinin öne sürüldüğünü, ancak bunun mantığa ayrırı bir durum olduğunu söyledi. Dava dosyasının eklerinde İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın da adının geçtiğini sözlerine ekleyen Balbay şunları söyledi:
"Burada devlet memurları arasında da ciddi bir korku estirilmek istendiğini görüyoruz. Bu davada adı geçenlerden biri de İçişleri Bakanı Efkan Ala’dır. Eğer bu davaların mantığı sürerse Bakan’ın bile bir gün sanık olabileceği bir tablo var oratada. Bu davanın sürmesi demek burada yargılanan insanların ruhen kan kaybından ölmesine neden olur, buna son verilmeli. Genelkurmay’dan rapor beklendiği söylenmiş, neden beklenir? Eğer bu tutsaklıklar devam ederse, Adalet Sarayı’nı kaldırın Hükümet Sarayı deyin buraya. 'Hükümeti eleştiren herkes yargılanır' deyin."
NARİN KORKMAZ’IN ANNESİ İSYAN ETTİ
Duruşmayı izleyen ve Balbay’ın yanında bulunan, tutuklu sanıklardan Narin Korkmaz’ın annesi, cezaevinde kızının rahatsızlığının ilerlediğini söyledi. Kızıyla ilgili olduğu öne sürülen CD’lerin, kızının konuşmadığı babasının evinde çıktığını kaydetti. Zaman zaman gözyaşı döken talihsiz kadın, kızına ait olduğu söylenen poşetin üzerinde hiç toz bulunmadığına dikkat çekti. Kızının gitmediği bir evde kullanılmayan poşetin tozlanması gerektiğini söyledi. Balbay üzgün olan kadını teselli etmeye çalıştı. Açıklamanın ardından Mustafa Balbay ve beraberindekiler adliyeden ayrıldı.
Öğlende ara verilen duruşmaya sonrasında tekrar başladı.