Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ),  mensuplarını 1'likler "sempatizan, kazanılabilinir", 3'lükler "toplantılara  katılanlar ancak bilgi paylaşılmayacaklar" ve 5'likler "verilen görevleri yerine  getirenler, bizden" olarak sınıflandırdığı tespit edildi. 
 
 AA muhabirinin güvenlik ve istihbarat yetkililerinden aldığı bilgiye  göre, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünün ardından başlatılan  operasyonlarda gözaltına alınan bazı şüphelilerin ifadeleri ile tutanağa  geçmemesi şartıyla paylaştıkları bilgiler, örgüt yapılanmasının deşifre olmasında  önemli rol oynuyor.
 
 İşleyişi itibarıyla "hücre tipi" yapılanmanın hakim olduğu örgütte,  temel amaç "devletin kılcal damarlarına sızmak" olduğu için bazen kurumlar bazen  de sektörler için görevlendirilen gruplar birbirinden habersiz olarak faaliyet  gösteriyor. Her grubun başında bulunan "ağabey"ler haftalık toplantılarda bir  araya gelerek, "imam"ların üst akıldan aldıkları talimatlar doğrultusunda bilgi  ve görev paylaşımı yapıyor. Bu toplantılarda "öğrenci" olarak adlandırılan yeni  üyelerin gelişimi, karakteri, örgüt için ileride nerede faydalı olabileceği  değerlendirilerek planlamalar yapılıyor.
 
Söz konusu toplantılarda kimin örgüte yardım ettiği, kimin etmediği,  himmet adı altında toplanan paraların değerlendirilmesi, ev toplantılarının  organizasyonu ve katılacakların belirlenmesi, örgüte zararlı olabilecek kişilere  karşı alınması gereken önlemler gibi konular görüşülerek karara bağlanıyor.
 
 "Altın" çocukları "BİM" seçiyor
 
FETÖ'nün insan kaynağı seçiminin temelinde "Bölge İlköğretim  Mesulleri" (BİM) yer alıyor. BİM'ler tarafından ilköğretim öğrencileri arasında  başarılı ve zeki olanlar seçilerek ailelerinden izin alınıyor. İyi bir gelecek  vaadiyle kandırılan ve çoğunlukla maddi sıkıntılar yaşayan ailelerin çocukları,  örgütün "ev"lerine alınıyor. Burada her türlü ihtiyacı karşılananlar arasından,  ordu ya da emniyet bünyesinde faydalı olacağı düşünülen genç üyelere, "ders  çalıştırma" adı altında çalınan sorular verilerek girdikleri sınavlarda yüksek  puan almaları sağlanıyor.
 
  Hedeflenen kuruma giren genç FETÖ üyeleri, sonrasında da kurum  içerisindeki yapı tarafından yalnız bırakılmıyor. Kalacağı yerden evleneceği  kişiye kadar "seçme şansı" tanınmayan kişiler, iyi bir iş ve aile kurmasının  diyetini her ay maaşının yüzde 20'sini örgüte vererek ödüyor. Evlendiği kişi de  örgüt tarafından bir işe yerleştirilmişse bu bedel ayrı ayrı yüzde 10 olarak  belirleniyor.
 
Aralarında başarılı ve "açgözlü" olanlar örgüt tarafından daha kritik  görevlere getirilirken, makam ve mevki sahibi olan üyelerden, bulundukları  yerdeki kişiler hakkında bilgi ve şantaj malzemesi toplamaktan ihalelere fesat  karıştırmaya kadar birçok talepte bulunuluyor.
 
  Bütün bu yapılanma, üyelerin örgüt içerisinde rütbelerine göre  şekilleniyor. FETÖ içerisinde 1'lik'ler "sempatizan", 3'lükler ise "dini  vecibelerini yerine getirip toplantılara katılanlar" olarak sınıflandırılıyor.  1'lik ve 3'lükleri "güvenilir" bulmayan terör örgütü, bu kişilerle hiçbir surette  bilgi paylaşılmamasını ve bu sınıftakilere "hizmet" adı altındaki örgütsel  faaliyetlerden bahsedilmemesini istiyor. Zaman içerisinde örgütün verdiği  görevleri harfiyen yerine getirip güven telkin edenler 5'lik rütbesine  yükseltiliyor. Örgüt içerisinde "bizden" olarak görülen 5'liklerin üzerinde ise  5'lik A ve 5'lik AV olarak adlandırılan "ağabey"ler yer alıyor.
 
Rütbelilere sivil imamlar emir veriyor
 
Amaçlarını 2013'te açık açık ortaya koyan örgüt üyelerine 17-25 Aralık  darbe girişimi üzerine düzenlenen operasyonların ardından tekrar "yer altına"  çekilen FETÖ'nün, daha önce her kurum içinde bir kişiyi "imam" olarak  görevlendirirken, bu dönemden sonra ise kritik kurumların başına sivil imamlar  getirdiği belirlendi.
 
15 Temmuz'daki darbe teşebbüsü sırasında gözaltına alındıktan sonra  tutuklanma talebiyle sevk edildiği mahkeme tarafından "delil yetersizliği"  gerekçesiyle serbest bırakılan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim  üyesi Adil Öksüz'ün "Hava Kuvvetleri İmamı" olduğunun tespit edilmesi, örgütün  yeni yapılanmasının bir örneği olarak gösteriliyor.
 
   Haberleşme
 
 Her terör örgütü gibi amaçlarını güvenlik birimlerinden gizlemek için  teknolojiyi yakından takip eden FETÖ, üyelerine talimatları mobil mesaj  uygulamaları üzerinden göndermeye başladı. 17-25 Aralık operasyonları sonrası  WhatsApp, Tango, Viber, Cover Me, Telegram gibi uygulamaları yeterince güvenli  bulmayan Fetullahçı Terör Örgütü, Ar-Ge bünyesindeki yazılım mühendislerine bir  uygulama hazırlama talimatı verdi. Bu sürecin sonunda örgüt üyeleri By Lock  adında 3 katmanlı güvenliğe sahip uygulamayı kullanmaya başladı. 5'lik ve üzeri  rütbedeki "ev ağabeyleri"  tarafından uygun görülen örgüt üyesinin hem android  hem de iOS tabanlı cep telefonuna bilgisayar üzerinden yüklenen uygulama, zaman  içinde TURQUOİSE adı verilen bir ilave program ile hem Türkçeleştirildi hem de  daha güvenli hale getirildi.
 
 İstihbarat birimleri tarafından ele geçirilerek güvenlik katmanları  aşılan uygulamanın en önemli özellikleri ise mesaj geldiğinde uyarı vermemesi,  kullanıcının mail adresi ve şifre girerek açması, mesajın okunduktan belli bir  süre sonra kendiliğinden silinmesi olarak tespit edildi.
 
 By Lock uygulamasının deşifre olmasının ardından FETÖ mensupları,  Eagle adında yeni bir yazılım kullanmaya başladı. Yeni uygulamada, isim yerine  kod adı bulunduğu, ekran sembollerinin ise anlaşılmaması için lisanslı benzer  yazılımlarla aynı olduğu belirlendi. İstihbarat birimlerinin çalışması sonucu her  iki yazılımı kullanan yaklaşık 50 bin örgüt üyesinin kimlik tespitlerinin  yapıldığı belirtildi.
 
 Video ve ses kayıtları "bulut"ta
 
İstihbarat birimlerinin çalışması sonucu, FETÖ'nün, örgüt üyeleri  aracılığıyla şantaj amacıyla toplanan video ve ses kayıtları dahil her türlü  dijital veriyi "bulut" olarak bilinen sanal sunucularda depoladığı tespit edildi.  Yetkililer, örgüt içinde yalnızca tek bir kişinin erişim bilgilerine sahip olduğu  sanal depoya ulaşmak için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.