Diyarbakır Dicle Üniversitesi kakpusünde 2010 yılırda düzenlenen YÖK protestosuna katıldığı ve polise taş attığı gerekçesiyle hakkında 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verilen Mehmet Güzel'e ilişkin gerekçeli karar açıklandı. Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi, elinde taşla gösteriye katılmanın, kanaat açıklama yöntemi olamayacağını vurguladı.
Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi, 2010 yılında Dicle Üniversitesi'nde yapılan YÖK protestosuna katıldığı ve polise taş attığı gerekçesiyle Biyoloji Öğretmenliği 3'üncü sınıfı öğrencisi Mehmet Güzel'e 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. 'Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçundan cezalandırılan sanık Güzel'e ilişkin gerekçeli karar açıklandı.
'TAŞ ATARKEN NET FOTOĞRAFLARI VAR'
Cezalandırılan sanık Mehmet Güzel'in terör örgütünün gençlik yapılanması olan Devrimci Yurtsever Gençlik Meclisi öncülüğünde düzenlenen gösterilere katıldığı belirtilen kararda, sanığın güvenlik güçlerine taşlı saldırıda bulunduğu vurgulandı. Sanığın göstericiler arasında çekilen fotoğrafının net olduğunu vurgulayan mahkeme, "Sanığın elinin taş atar halde ve iyice gergin olarak görüntülendiği tespit edilmiştir. Aynı anda çevresindeki göstericilerin de taş attığı göz önüne alındığında sanığın kendini suçtan ve cezadan kurtarmaya yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir" ifadelerini kullandı.
CEZALARIN CAYDIRICILIĞI İLE TERÖR EYLEMLERİNE KATILINMAMASI AMAÇLANMIŞTIR
Gerekçeli kararda PKK'nın gelişimini anlatan mahkeme heyeti, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yapılan yasal düzenlemelerle terör örgütleriyle etkin mücadelenin amaçlandığını belirtti. 5237 sayılı TCK'nın terörle etkin mücadele kapsamında önceki yasadan farklı olarak düzenlendiği vurgulanan kararda, "Düzenlemelerdeki amaç, terör örgütlerinin tamamen etkisiz hale getirilmesidir. Cezaların caydırıcılığı ile terör örgütlerinin eylem ve faaliyetlerine hiç kimsenin katılmaması ve hiç kimsenin terör örgütlerine yardım etmek istememesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçunun ön şartı örgüt çağrısı bulunması değildir. Önemli olan herhangi bir terör örgütüyle bağ kurulup, eylemin yapılıp, yapılmadığıdır. Terör örgütleriyle bağlantının kişi ile örgüt arasında organik bir ilişki kurulması şeklinde olması gerekmez. Zaten organik ilişki kurulması ayrıca örgüt üyeliği suçunu oluşturmuş olur" denildi.
'ÖRGÜTSEL ÇAĞRI SUÇUN UNSURU DEĞİLDİR'
Her somut olay kendi içinde değerlendirildiğinde, kişilerin örgütsel çağrı olmadan örgüt adına suç işleyebileceklerini belirten Diyarbakır 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararı şöyle devam etti:
"Örgütten herhangi bir çağrı olmadan da örgütle aynı fikirleri paylaşarak, örgütün menfaatleri doğrultusunda eylemde bulunabilirler. Her somut eylem kendi içinde değerlendirilerek, suçun örgüt adına işlenip işlenmediği mahkemelerce değerlendirilecektir. Örgütsel çağrı suçun unsuru değildir. Mahkemeler eylemlerin örgüt adına suç işlemek suçunu oluşturup oluşturmadığını değerlendirirken, örgütsel çağrı olup olmadığı hususunu da eylemin diğer özellikleri ile biraber değerlendirirler. Örgütsel çağrı değerlendirme kıstaslarından biri olabilir. Her somut olay kendi içinde değerlendirilerek, örgüt adına suç işlenip işlenmediğine karar vermek gerekir. Örgütsel çağrı örgüte ait televizyon, internet siteleri ve diğer iletişim vasıtaları ile devamlı olarak olayların tırmandırılması ve halkın itaatsizliğe teşvik edilmesiyle devamlı olarak yapılmaktadır. Terör örgütü PKK yandaşlarının televizyon ekranlarına yansıyan eylem görüntüleri, adeta bir genel çağrı niteliğindedir."
'GÖSTERİYE ELİNDE TAŞLA KATILMAK HİÇ BİR DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMAZ'
Dava konusu olayın üniversite bahçesinde gerçekleştiğinin belirtildiği gerekçeli kararda, taşınan dövizlerin içerikleri, pankartlardaki yazılar, atılan sloganlar ve halay çekilmek için kullanılan müzik ve marşların, gösterinin örgüt tarafından organize edilip, yönlendirildiği sonucunu açıkça ortaya koyduğunu belirtti. "2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa atıf yapılan kararda, şu ifadeler yer aldı:
"2911 sayılı kanunun 33/1'nci maddesi 'Yürüyüşlere silah veya benzeri araçları taşıyarak katılanlar 6 aydan, 3 yıla kadar hapisle cezalandırır' şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Sanık, terör örgütü çağrısıyla korsan gösteriye dönüşen izinsiz gösteriye elinde taş ile katılmıştır. Bir kişinin bir gösteride eline taş alıp her an atmaya hazır olmasının -ki sonra atıyor- hiç bir şekilde 6352 sayılı kanunun geçici 1'nci maddesindeki sair düşünce, kanaat açıklama yöntemi olamayacağı, gösteriye elinde taşla katılmanın hiç bir düşünceyi açıklamadığı ve eyleminin sübuta erdiği anlaşılmakla, cezalandırılması cihetine gidilmiştir."

FB(GG/SS)