Kemal ATLAN/ESKİŞEHİR, ()- AFYONKARAHİSAR'da 5 Eylül 2012 tarihinde meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu askeri mühimmat deposundaki patlamayla ilgili davada şehit ailelerinin avukatlığını yapan Altan Ulutaş, "Son yapılan analizlerde toprak numuneleri içinde plastik patlayıcı kimyasalı ve çukur açabilen kimyasal olduğu tespit edildi. Ancak bu tespitin yeterli olmadığını düşünüyoruz" dedi. Ulutaş, "Eğer bağımsız bir uzman bilirkişi gidip hakikaten uzmanlığının gerektirdiği incelemeleri, analizleri yapsalardı, belirli katmanlardan toprak alsalardı orada çok daha farklı belki de patlayıcı kimyasalları bulunabilirdi" diye konuştu.

Eskişehir Barosu avukatlarından Altan Ulutaş, kendilerinin davanın görüldüğü Eskişehir Askeri Mahkeme'den sürekli olarak olay yerinde bağımsız bilirkişilerden oluşan bir heyet tarafından olay yerinde incelemede bulunulması ve toprak analizi yapılması talebinde bulunduklarını söyledi. Mahkemenin her defasında bu taleplerini kabul etmediğini ifade eden Ulutaş, aynı mahkemenin bir süre önce bir ara kararla Afyonkarahisar Emniyet Müdürlüğü'ne yazı yazıp patlama bölgesinden toprak numuneleri istediğini belirtti.  FARKLI PATLAYICI KİMYASALLARI BULUNABİLİRDİ Yapılan analiz sonuçlarında plastik patlayıcı kimyasalı olduğunun tesbit edildiğini açıklayan avukat Altan Ulutaş şöyle konuştu: "Afyon cephanelik patlamasındaki gelişmeler son derece çarpıcı. Biz mahkemeden özellikle yargılanmanın başından beri istediğimiz ve bugüne kadar hiç yapılmayan aradan geçen 18 aya rağmen hiç yapılmayan, patlama yerine uzman ve bağımsız bilirkişilerden oluşan bir heyetle gidip orada keşif yapılması, inceleme yapılması, toprak analizi yapılması şeklindeki talebimiz mahkeme tarafından ısrarla kabul görmedi. Bir ara kararıyla mahkeme kendiliğinden Afyon Emniyetine yazı yazarak buradan toprak örnekleri alınmasını ve incelemeye tabi tutulmasına karar vermiş. Emniyet görevlileri de oradan 15-20 yerden toprak analizi alarak mahkemeye göndermişler. Bunların teknik değerlendirme sonuçları geldi. Ve bizim iddialarımız bir kez daha teyit edildi, doğrulandı. Zira toprak numuneleri içinde plastik patlayıcı kimyasalı ve çukur açabilen kimyasal olduğu tespit edildi. Ancak bu tespitin yeterli olmadığını düşünüyoruz. Neden derseniz oraya eğer bağımsız bir uzman bilirkişi gidip hakikaten uzmanlığının gerektirdiği incelemeleri yapsalardı, analizleri yapsalardı belirli katmanlardan toprak alsalardı orada çok daha farklı belki de patlayıcı kimyasalları bulunabilirdi.   CEPHANELİĞE SAHTE KAMERA  Avukat Ulutaş, Türkiye'nin en büyük cephaneliklerden iri olan patlamanın meydana geldiği Afyonkarahisar'daki cephanelikte sanıkların sahte kameralar koyduklarını söylemelerinin şaşırtıcı olduğunu söyledi. Ulutaş, "Son duruşmadaki tanıklar çarpıcı açıklamalarda bulundular. Tanıklardan birisi patlayan cephanelin olduğu 41'inci Mühimmat Bölüğü'nde kamera sisteminin olduğunu hatta nizamiyede bu kamera sistemlerinin bağlı olduğu bir monitörün bulunduğunu, bunların aktif olduğunu söyledi. Şimdiye kadarki yapılan açıklamalarda sürekli olarak bize denilen tanıklar tarafından ifade edilen ve birlikten gelen yazıda 'Kamera sistemi yoktur', sanıkların ifadesi de 'Kamera vardı ama bunlar sahteydi' şeklindeydi. 'Ve biz bunu kantin gelirinden aldık. Caydırıcı amaçlı olarak cephaneliğe taktık' şeklindeydi. Demek ki orduda yeterli ödenek yok ki ve sanıklar kantin gelirinden buraya sahte kamera almışlar, Türkiye'nin en büyük cephaneliklerden bir tanesine sahte kamera koyma gereği duymuşlar ve bunu bu şekilde açıklıyorlar" dedi.  DAHA ETKİN BİR YARGILAMA YAPILSIN Duruşmada bazı tanıkların ilginç ifadeler verdiklerini anlatan avukat Altan Ulutaş "Tanıklardan biri, patlamadan yaralı kurtulan askerin yanına gelenin basına eğer bir açıklama yaparsa kendisinin cezalandırılacağını bu noktada kendisine beyan vermesini istemiş ve imzasını aldığını söylemiştir. Ve tanıklarımızdan diğeri de cephanelikte patlama olduğu zaman bir saat içinde patlama yerine geldiklerini ve başka personelin de geldiğini, bunların içerisinde sanıkların da bulunduğunu bize anlattı. Halbuki bugüne kadar yapılan açıklamalarda olay yerine çok fazla yangın ve patlayıcı riski nedeniyle girilemediği, olay mahalline ertesi sabah saat yedide girilebildiğini beyan etmişlerdir. Onun da gerçeğe uygun olmadığı açıklandı. Ve bir askerin kayıtlarını değiştirdiği söylendi ve bir tanık, kimsenin mahkemede gerçekleri anlatmadığını ifade etti. Bu gelişmeler oldukça vahimdir. Biz gerçeğin ortaya çıkması noktasında daha etkin yargılama yapılması gerektiğine inanıyoruz" diye konuştu.   KA(EK/SS) (FOTOĞRAFLI)