TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından oluşturulan Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi, İstanbul Eczacı Odası Galatasaray Kültür Merkezi'nde basın toplantısı düzenlendi. "3.5 MİLYON YURTTAŞIMIZ BU KİMYASALLARLA BOĞULDU"
Toplantıda konuşan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, inisiyatif tarafından 10 gün önce kapsamlı bir sempozyum düzenlediklerini aktararak, sempozyum sonucunda oluşturulan deklarasyonu paylaştı.
Çerkezoğlu, ateşli silah olarak da kullanılan ve gaz etkisiyle de insanların yaşamında ölümcül sonuçlar doğuran kimyasalların birer işkence yöntemi olduğunun kabul edilmesi gerektiğine işaret ederek, "Bu kimyasalları biz, 1988'de Halepçe'den tanıyoruz, 1990'ların Türkiye'sinde Kürt illerindeki uygulanış biçiminden tanıyoruz, 1999'da Hayata Dönüş adı altında onlarca yurttaşımızın tutuklu ve hükümlünün ölümüne yol açan cezaevi operasyonlarından tanıyoruz ve yine bu kimyasalların en yaygın kullanım alanı ve zamanı olarak da 2013 Gezi direnişinden tanıyoruz. Türkiye'nin 80 ilinde polis kayıtlarına göre en az 3.5 milyon yurttaşımızın sokaklarda demokrasi, özgürlük talep ettiği eylemler ne yazık ki, bu kimyasallarla boğuldu" diye konuştu. KAMPANYAYA DESTEK ÇAĞRISI
Ali Çerkezoğlu, konuya ilişkin yürütecekleri kampanyayı da anlatarak, "Ülkemizde insan ve çevre sağlığına açıkça zararlı olan kimyasallar, gaz bombaları, kimyasallı sular, elektroşok aletleri, plastik mermiler gibi araçların kullanılmamasını ve yasaklanmasını, toplumsal olaylarda görevli kolluk gücüne gerçek mermi taşıyan silahlar verilmemesini ve bugüne değin işlenen suçların failleri ve azmettiricilerinin yargılanmasını sağlamak üzere ülkemizdeki tüm demokratik kurum ve kişileri kapsamlı bir kampanyaya katkı vermeye çağırıyoruz" dedi. "KİMYASALLARIN İTHALATI ÖNEMLİ BİR İTHALAT KALEMİ HALİNE DÖNÜŞTÜ"
Konuyla iligili imza kampanyası da başlatacaklarını aktaran Çerkezoğlu, "Bu kimyasalların, popüler adıyla biber gazının ve diğer bütün zor kullanım araçlarının yasaklanmasına dönük çabamızın çok güncel gerekçeleri var. Bu ülkenin çok çok yakın tarihinde, 2013 Haziran'ında Abdullah Cömert biber gazı fişeğiyle öldü, Ahmet Atakan biber gazı fişeğiyle öldü, Serdar Kadakal biber gazının yarattğı etkinin dolayımıyla kalp krizinden öldü ve Çayan Birben Yalova'da, Mustafa Dağ Urfa'da, Mehmet Uzun Cizre'de, Zeynep Eryaşar İstanbul'da ve yine hepimizin çok iyi bildiği Metin Lokumcu Hopa'da biber gazının etkisiyle yaşamını yitirdi. Kapı komşumuz Suriye'de her an kitlesel kıyımların bu kimyasallar eliyle gerçekleştirildiğine tanık oluyoruz. Tarihsel dönem olarak bu kampanyayı çok önemsiyoruz. İnsan ölümlerine yol açmasına rağmen bir alana bile yüzlerce biber gazının aynı anda kullanımı ne yazık ki olağanlaştırıldı. Bu tür kimyasalların stoklarının tükenmesi gazetelerde birer küçük haber haline geldi. Bu kimyasalların ithalatı önemli bir ithalat kalemi haline dönüştü ülkemiz açısından. Oysa hepimiz biliyoruz ki, dünyada da örneği görüldüğü gibi, bu biçimde kullanımına karşı Bahreyn'de bu maddeleri satan Güney Kore ve Brezilya'ya karşı bu satışları yapmaması yönünde bir uluslararası baskı var. Biz de, Türkiye'ye bu kimyasalların satılmasını engellemek üzere kampanyanın bir ayağını bunun üzerine oturtacağız" diye konuştu.