Ezgi ÇAPA - Cemal KÖYÜK - Enver ALAS / İstanbul, () 22 Temmuz Operasyonu'nda gözaltına alınan ve mahkeme sorguları devam eden şüphelilerin avukatları, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nın önünde basın açıklaması yaptı.



Şüpheli 16 emniyet mensubunun avukatlığını yapan avukat Ömer Turanlı, mahkemede ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade ederek, "Taleplerimiz dinleniyor gibi yapılarak, zapta dahi alınmadı. Biz de İstanbul Barosu'ndan yardım talep ettik. Baro talebimizi olumlu karşılayarak, Baro adına İstanbul Barosu Avukat Aktarım Merkezi Başkan Yardımcısı avukat Ömer Kavili duruşmaya refakat etti" diye konuştu.



Avukat Turanlı, "Dün itibariyle gözaltı süresinin bittiğini sorgu hakimliğine ifade ettik. Bundan dolayı gözaltılar kalktığı için, tutuksuz yargılama talep ettik. Bizim haklı taleplerimiz sebepsiz olarak reddedilmiştir. Biz bunu reddi tutanak altına aldık" dedi.







"HAKİM BEY ŞAİBELİDİR"



"Ayrıca hakim beyin şaibeli olduğunu iddia ediyoruz. Kendisinin subjektif karar vereceğini düşünüyoruz. Hakim beyin daha önce verdiği kararlar şaibelidir" diyen Turanlı, konuşmasına şöyle devam etti:



"Kamuoyunda çokça tartışılmıştır. Biz hakim beyin kendisine, 'Bütün taleplerimizi gerekçesiz olarak reddediyorsunuz, biz sizin objektif karar vereceğinizi düşünmüyoruz' dedik. Biz hakim beye Facebook'ta bir takım paylaşımlar yaptığını söyledik. Hakim de bize, 'O paylaşımları ben yapmadım' dedi. Biz bu ifadeyi zapta geçirdik. Dün gece saat 02.30 itibariyle savcılığın işi bitmiş, 49 kişi mahkemeye sevk edilmiştir. Şu an saat, 4 civarında. Aradan geçen zamana rağmen bu 49 kişiden bir kişinin bile sorgusu alınmadı. Zulmü ve işkenceyi görün. Burada oruçlu insanlar süründürülüyor. Eğer böyle giderse, bu 49 kişinin ifadesi en az bir hafta ya da 10 gün sürecektir. Bu da tarihte görülmemiş bir vakadır. Yargı tarihine kara bir leke olarak geçecektir."

BARO AVUKATI KONUŞTU



İstanbul Barosu Avukat Aktarım Merkezi Başkan Yardımcısı avukat Ömer Kavili ise şöyle konuştu:



"Duruşma salonuna girdiğimde gördüğüm manzara şudur: Yargıç kürsüde, fakat avukat meslektaşların konuşmalarını zabıt katibi tutanağa yazmamaktadır. Baro yetkilisi olarak geldiğimizi belirttik. Nitekim onları zapta geçirdikten sonra, yasadaki zorunluluk nedeniyle meslektaşların kabulü çerçevesinde şüpheli müdafisi sıfatıyla duruşmaya girdim. Duruşmada gördüm ki, hukuk kuralları birçok noktada çiğnenmektedir. Dün sosyalistlere, devrimcilere, yoksul insanlara, aykırı muhalif insanlara içerideki adliye mekanizması nasıl bir düşmanlık yapıyor, nasıl bir hukuk kurallarını çiğniyorsa, bugünkü sorguda da aynı şekilde insanların haksız yere lekelendiğini, isnat altında bırakıldığını, usül kurallarının çiğnendiğini gördüm. Mahkemenin yargıcı, ki geçen hafta atanmış olan bir yargıç, duruşmada çok kötü, olumsuz tavırlar takınması nedeniyle, savunma avukatları olarak bir karar verilsin diye dışarı çıktık. 5 dakika sonra içeriye girdiğimizde, mahkeme yargıcı duruşmanın yapıldığı salonun kapısını kilitlemiş. İçeriye sadece zabıt katibini almış, avukatları asla içeriye almamış, 'kendi çalmış kendi oynamış' deyimine yakışır biçimde tek başına işlem yapmış. Kanun açık; tutuklama istekli sorgularda avukat bulunması zorunludur. Takdir filan yoktur. Kanunun izin vermediği, tam tersine kanunun yasakladığını, yargıç cübbesi giydiği için çiğneyebileceğini sanan bir kamu görevlisi, kanunu çiğneyerek bir karar vermiştir. Bu karar korkunçtur, dehşettir. Bugün sorguyu yapan, İslam Çiçek adında bir yargıçtır. Kendisi yargıçlık meslek ilkelerini çiğnemiştir. Kürsüde verdiği kararını okuyamamıştır. Bu yargıç hiçbir delili şüphelilere ve şüpheli müdafilerine göstermeden eğer ki sorgu yaptım diyecek olursa, buna adalet denir mi? Adaletinizle bin yaşayın. Şu anda duruşmaya ara verildi. Eğer yargıç İslam Çiçek, verdiği kararların arkasında duracak olursa, biz avukatları çevik kuvvet polisine coplatarak duruşma salonundan çıkartacak, kendi güvenliğini sağlayacak. Hukuk tanımazlara, kanunun açık maddesiyle söyledik, ancak madde dahi söyleyemediler."

 

(FOTOĞRAFLI)