Üst düzey güvenlik yetkilileri, 'Türkiye, Rakka için özel bir görev kuvveti oluşturacak. Bu öneri ABD’ye yapıldı. Ancak Rakka operasyonuna Türkiye’nin katılması, YPG-PYD’nin bu operasyonunun hiçbir yerinde olmaması şartına bağlı' bilgisini verdi.
Türkiye ile ABD arasında süren ‘Rakka operasyonu’ görüşmeleri ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile CIA direktörü Mike Pompeo’nun Türkiye ziyareti ile yeni bir boyut kazandı. 
Türkiye Gazetesinin güvenlik birimlerinden edindiği bilgilere göre, El-Bab’ın DEAŞ’tan temizlenmesinden sonra Türkiye’nin Suriye’ye ilişkin yol haritası ABD’li yetkililere aktarıldı.
Suriye’de Türkiye tarafından eğitilmiş 10 bin ÖSO mensubunun olduğu, bunların 7 bininin cephede kullanılacak nitelikte, 3 binin ise cephe gerisinde lojistik destekte bulunabileceği bilgisi verildi. 
Türkiye’nin Rakka operasyonu konusunda ABD ile anlaşması durumunda TSK’nın 3-4 bin personelle operasyona destek vereceği belirtildi. Üst düzey güvenlik yetkilileri “Türkiye Rakka için özel bir görev kuvveti oluşturacak. Bu öneri ABD’ye yapıldı.
Ancak Rakka operasyonuna Türkiye’nin katılması, YPG-PYD’nin bu operasyonunun hiçbir yerinde olmaması şartına bağlı. YPG-PYD bulunduğu yerlerde stabil kalacak. Türkiye’nin planı bu. 
Bazı yerlerde YPG unsurlarının 8 kilometreye kadar Rakka’ya yaklaştığı biliniyor. ABD ile birlikte Türkiye ve ÖSO’nun katılımı ile Rakka’ya yapılacak operasyonun biraz zaman alacağı tahmin ediliyor. 
Zorlukları var ama El-Bab’da ciddi tecrübe kazanıldı. Öncelik Menbiç’te değil, Rakka’da olacak. Türkiye’nin ABD ile birlikte Rakka operasyonunu gerçekleştirmesi halinde ABD, YPG’nin Menbiç’i terk etmesini ve Fırat’ın doğusuna çekilmesini sağlayacak” bilgisini verdi.


PENTAGON FORMÜL ARIYOR
Bu arada ABD Başkanı Donal Trump’ın Savunma Bakanı James Mattis ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’a DAEŞ’le mücadele planı oluşturması için verdiği süre bu ayın sonunda doluyor. 
Washington'un bir yandan YPG’ye verdiği desteği sürdürürken bir yanda da Türkiye’yi rahatsız etmeyecek bir plan üzerinde çalıştığı belirtiliyor. 
Washington’dan, hem YPG’nin kısmen dâhil edileceği hem Türkiye’yi rahatsız etmeyecek bir plan oluşturmaya çalışıldığı sinyalleri geliyor.
Planın sunulmasına günler kala Pentagon, ABD’nin en çok okunan gazetelerinden New York Times, Washington Post ve siyasi dergi Foreign Policy muhabirlerini, ABD’li askeri uzmanların Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) eğitim verdiği kampa götürdü. Muhabirlere eğitimin Rakka operasyonu ve Menbic’in korunması için verildiği anlatıldı.
Pentagon'un "YPG'nin DAEŞ'le mücadele için etkili aktör olduğu" mesajını verdiği bu üç yayın organı da, Trump'a yönelik eleştirel haberleriyle biliniyor. 
SDG’nin omurgasını YPG oluşturuyor. Kamp, YPG’nin kontrolündeki Münbiç bölgesinde, Münbiç merkeziyle Kobani arasında. ABD’li asklerin verdiği bilgiye göre Suriye’de dört adet eğitim kampında yüzlerce SDG’li eğitiliyor. Bu kamplarda 500’ün üzerinde ABD askeri uzmanı bulunuyor.


Kampa muhabirlerle birlikte CENTCOM (Merkez Kuvvetler komutanlığı) Komutanı General Joseph Votel (Üstte)  ve ABD’nin Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı yürüttüğü operasyonların komutanı General Stephen Townsend de girdi.
Townsend muhabirlere SDG’nin elinde şimdilik hafif silahlar olduğunu, Rakka’da savaşabilmek ağır silahların verilmesi gerektiğini söylüyor.
Yaklaşık 15 bin kişinin operasyona katılacağı savaşta, Townsend’e göre ‘savaş deneyimi daha fazla olan ve daha etkili olacak Kürtlerin de yer alması’ gerekiyor. 
Rakka’ya girecek SDG güçlerinin yüzde 50-80 arasında Araplardan oluşabileceği, ancak YPG’lilerin de muhakkak yer alması gerektiğine dair ifadeler hem New York Times hem Washington Post'un haberinde yer alıyor.
Washington, Ocak ayı sonunda SDG’ye ‘Rakka operasyonunda kullanılması için’ zırhlı araç göndermişti. Açıklamada sayı verilmemişti. 22 Şubat’ta da Reuters, SDG’ye yeni zırhlı araçların ve tanksavar füzelerinin gönderildiğini duyurmuş, sevkiyatın fotoğraflarını paylaşmıştı.
New York Times'a göre Townsend Menbic’deki kampa giren Amerikalı gazetecilere “Türkiye, SDG ile operasyon yürütmemize kızmıyor, içinde YPG unsurları yer aldığı için kızıyor” açıklaması yapıyor. YPG’lilerin “Biz Türkiye’ye yönelik bir tehdit oluşturmuyoruz” dediğini anlatan Townsend “Onlara inanıyorum” diyor.
Gazete, SDG’nin Suriye’de toplam 50 bin kişiden oluştuğu bilgisini paylaşıyor. Bölgedeki Amerikan askerine dayandırılan bilgilere göre bunun 27 bini YPG’lilerden, 23 bini de yerel Arap savaşçılardan oluşuyor.
ABD’nin Ekim 2015’te sınırlı sayıda Arap, Süryani ve Türkmen gücü YPG’ye katarak oluşturduğu SDG konusunda yaptığı “çoğunluğunu Arap güçler oluşturuyor” açıklamalarını Ankara inandırıcı bulmuyor. Çünkü SDG’nin komutasını yine YPG oluşturuyor.
Savunma Bakanı Fikri Işık, 1 Ekim’de Meclis açılış resepsiyonunda gazetecilerin konuyla ilgili sorusunu “SDG gibi aldatmacalara itibar etmiyoruz” diye yanıtlamıştı.


'KİM KULLANACAK?'
Yine New York Times'a göre Townsend, ABD ile Türkiye’nin NATO müttefiki olduğunu da hatırlatıyor. Bu sebeple Suriye’nin kuzeyinde büyük bir bölgeyi kontrol altında tutan YPG’yle işbirliği yapılırken Türkiye’nin çıkarlarının önemsediğini söylüyor:
“SDG üzerinde biri etkili olacaksa, Ankara bunun kim olmasını ister? Rusya mı, İran mı, rejim mi yoksa ABD mi?”
Townsend’in ve Votel’ın sözlerinden YPG’nin PKK’yla bağını kabul ettikleri, diğer ülkelerin bu bağı kullanabileceğini imâ ettikleri anlaşılıyor. Pentagon, YPG’nin Suriye’de aktif rolünü bir şekilde sürdüreceği, bu sırada ABD’nin kontrolünde olursa Türkiye için daha güvenilir olacağı görüşünde.
Aynı görüş, Obama döneminin Başkan Yardımcısı Biden tarafından da dillendirilmişti. Ocak 2016’da İstanbul’a yaptığı ziyarette hem dönemin başbakanı Davutoğlu’na, hem Erdoğan’a “YPG’nin Rusya’yla yaptığı işbirliğinden rahatsız olduklarını” söylemişti. Biden, YPG’nin ABD ile işbirliğinin bitmesi halinde Rusya kontrolüne girebileceğini ve Türkiye için bunun daha tehlikeli olduğunu dile getirmişti.
Biden’ın ziyaretinin üzerinden birkaç ay geçmeden YPG Münbiç’e girdi. Ankara’ya verilen ‘geri çekilecekler’ sözüne rağmen YPG hâlâ orada.
Rakka için de Pentagon aynı öneriyi yapıyor: SDG içindeki Araplar ve YPG’liler Rakka operasyonuna katılsın, sonrasında kontrol yerel Arap savaşçılara bırakılsın. Ancak Türk diplomatik kaynakların Al Jazeera’ye verdiği bilgiye göre Ankara, Menbic sonrası Pentagon’a güvenini kaybettiği için bu öneriye sıcak bakmıyor.


Türkiye’nin talebi YPG’nin hem Rakka’ya girmemesi, hem de yine ABD’nin desteğiyle ele geçirdiği Münbiç'ten çekilmesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, El Bâb operasyonunun bitmesiyle birlikte yeni hedefin Münbiç’i YPG’den temizlemek, ardından da ABD’nin liderliğindeki koalisyonla birlikte Rakka’dan DAEŞ'i temizlemek olduğunu defalarca dile getirdi.
Trump’ın Ankara’nın hassasiyetlerini dikkate alarak yeni bir plan oluşturmaya karar vermesi SDG’yi endişelendirdi. SDG’nin siyasi kanadı olan Suriye Demokratik Konseyi Eş Başkanı İlham Ahmed, Şubat ayı başında Washington’a giderek YPG’ye verilen desteğin sürmesi için görüşmeler yaptı. Ahmed görüşmelerinin ardından, Türkiye’nin Rakka’ya ilerlemesi durumda 'Türk ordusuyla savaşmaya hazır olduklarını' söyledi.
PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’nin silahlı kanadı olan YPG’ye verilen destek Türkiye’nin tepkisine sebep oluyor. Önceki ABD Başkanı Barack Obama yönetimiyle Türkiye arasında IŞİD'le mücadelede YPG'ye verilen destek sık sık karşılıklı sert açıklamalarla ilerledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Marie Harf, Ekim 2014’te PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini açıklamış, Washington yönetimi Eylül 2015’te PYD'nin silahlı kanadı YPG'yi de terör örgütü olarak görmediğini ilân etmişti.