KONYA'nın Taşkent İlçesinde 2008 yılında belde olduğu dönemde Balcılar’da, LPG tankından sızan gazın patlaması sonucu ruhsatsız 3 katlı kız Kuran kursu binasının çökerek, 17 öğrenci ile 1 eğitmenin ölmesi, 29 kişinin de yaralanmasıyla ilgili dava, 6 yıldır sürüyor. Bilirkişi raporunun gelmemesi üzerine yine ertelenen davada, 11 sanık 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek' suçundan yargılanıyor.
Balcılar Mahallesi'nde Balcılar Kasabası Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği’ne ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nda, 1 Ağustos 2008 günü saat 04.15’te LPG tankından sızan gaz, sabah namazı için uyanan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patladı. Patlamanın şiddetiyle 3 katlı yurt binası yıkıldı. Olayda, 1 eğitmen ve 17 öğrenci öldü, 29 öğrenci de yaralandı.
Olayın ardından Yurt Müdürü Hüseyin Çömlek, dernek ve yurt temsilcileri Mehmet Semerci ve Mehmet Göktaş, Hadim İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındı. Mehmet Göktaş, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Hüseyin Çömlek ve Mehmet Semerci de kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu.
2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, 2’si kadın eğitmen, 6’sı dernek ve yurt sorumlusu, 3’ü de LPG tankını kuran ve gaz dolumu yapan şirket sorumluları olmak üzere toplam 11 tutuksuz sanık yargılanıyor. Dün görülen 17'nci duruşmada bir üst mahkeme olan Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nden 5 kişiden oluşan heyet tarafından hazırlanacak olan bilirkişi raporunun gelmemesi üzerine, duruşma 6 Kasım tarihine ertelendi.
BİLİRKİŞİ RAPORLARINA SÜREKLİ İTİRAZ EDİLİYOR
Olayda hayatını kaybeden 3 öğrenci ile yaralı kurtulan 2 çocuğun avukatı ve aynı zamanda Çocuk Hakları Koruma Derneği Başkanı avukat Hakkı Ünalmış, sanıklar tarafından, mahkemeye gelen bilirkişi raporlarına, sürekli itirazlar edildiğini ve farklı raporlar istendiğini bu nedenle de 6 yıldır davada kararın açıklanmadığını söyledi.
Olayın olduğu ilk dönemde basının konu üzerinde durduğunu ancak şu an unutulduğunu ifade eden Ünalmış, ''İlk yıllarında basın üzerinde durdu, ancak şimdi 18 can ve yaralılar toplum tarafından unutuldu. Bu olayın davası Konya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmektedir. Fakat bir türlü bir sonuca bağlanamamakta. Zira bilhassa sanık avukatlarının bilirkişi raporlarına devamlı itiraz etmeleri, bir bilirkişiden öbürüne gönderilmesi sonucu bugüne kadar süregelmiştir'' dedi.
''ÖLEN ÇOCUKLAR ANNE VE BABALARINI CENNETE GÖTÜRECEK DEDİKODUSU''
Olayla ilgili çoğu ailelerin çocuklarının cennete gittiğini, anne ve babalarını da cennete götürecekleri yönünde söylentileri üzerine şikayetçi olmadıklarını iddia eden Hakkı Ünalmış, şunları söyledi:
''Toplumda ve bilhassa kazada kurban verilen çocukların, yaralanan çocukların anne ve babalarının acılarının giderilememesi bende büyük bir üzüntü yaratmaktadır. İlk başlarda çocukların ölümünü kadere bağlayanlar ve onların cennetlik olduğunu, anne ve babalarını da cennete götüreceklerini iddia edenler vardı. Bunun neye dayandığını bilememekle birlikte o günlerde yine benim müdafiliğini yapmış olduğum anne ve babaların bana anlattıklarına göre çeşitli kurumların yetkililerinin gelerek ailelere susma payı olarak para ödedikleri ve bu nedenle şikayetçi olmadıkları iddia edilmektedir.''
''SUÇTA TAKSİR DEĞİL, KASIT VAR''
Patlamadaki sorumluların, 'öngörülebilir kast' suçundan yargılanmalarının gerektiğini savunan Hakkı Ünalmış şöyle konuştu:
''İddianamede 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmaktan' dava açılmışsa da benim kanaatime göre de bu suçta kasıt vardır. Öngörülebilen bir kast var ortada. Zira bu gaz tesisatının ihmal götürmeyecek bir tesisat olduğunu, eğer bunun zamanında kontrolü yapılmaz, gerekli tedbirler alınmazsa, bu kazanın mutlaka olabileceğinin herkes tarafından bilinmesi gerekir. O bilirkişiden bu bilirkişiye gönderilen bu davanın artık bir sonuca varması beklentisi içerisindeyiz.''
TAKSİRLE ÖLDÜRME
TCK'nın 85'inci Maddesinin 2'nci fıkrasına göre, ''Fiil, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmuş ise, kişi iki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.''
KAST
TCK'nın 21'inci maddesinin 2'nci fıkrasına göre, ''Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde olası kast vardır. Bu hâlde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.'' 

FOTOĞRAFLI