Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘15 Temmuz’un ‘hükümetin bilgisi dahilinde kontrollü darbe girişimi’ olduğu ve AK Parti içinde FETÖ’nün 180 ByLock kullanıcısı olduğu’ yönündeki iddialarını değerlendiren hukukçu, siyaset bilimci ve tarihçiler, Kılıçdaroğlu’nun suç işlediğini söyledi. 
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Elimde bu konuda dosya var’ sözlerine dikkat çeken uzmanlar, “Elinde belge var savcılara sunmuyorsa, yargıya değil suçluya yardım suçu işliyor demektir. Yok, elinde belge yok da, konuşuyorsa o zaman elinde belge olmadığı halde siyasi şantaj yaptığı için suç işliyor demektir” dedi.  
‘DOSYASI’ VARMIŞ
CHP lideri Kılıçdaroğlu, sandık sürecince takınmaya çalıştığı ‘uzlaşmacı’ görüntüyü bir kenara bırakarak, yeniden asılsız iddialar manipülasyonuna yöneldi. 
TV genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldiği toplantıda “15 Temmuz kontrollü darbe girişimidir” diyen Kılıçdaroğlu, “Hangi ifadeler bu kanınızı güçlendirdi?” sorusuna da “Onunla ilgili özel bir dosya hazırladım. Daha sonra bu özel dosyaları aktarabileceğim bir toplantı yapabilirim. Biz ayrıntılı olarak referandum konuşalım” yanıtını verdi. 
Kılıçdaroğlu, iddialarını “AK Parti içinde 120-180 kadar FETÖ’yle bağlantılı ya da ByLockçu milletvekili var” şeklinde sürdürdü. 
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalarının açıkça, ‘Elimde bir suça dair bilgi ve belge var’ anlamına geldiğine dikkat çeken Hukukçu Doç. Dr. İsmail Gündoğdu, Kılıçdaroğlu’nun elindeki belgelerle savcıya gitmediği halde suç işlemiş olacağına dikkat çekti. 
Doç. Gündoğdu, şunları söyledi: 
“Eğer 15 Temmuz’un kontrollü darbe girişimi olduğuna, ya da AK Parti içinde 180 tane, FETÖ’nün haberleşme sistemi ByLock kullanıcı milletvekili bulunduğuna dair bilgi varsa, bu bilgi ve belgeleri derhal savcılıklar ile paylaşması lazım. Elindeki belgeyi savcılığa verip hukuka yardımcı olmazsa, yaptığı şey suçluya yardım ve delil karartmaktır. 
Yok eğer elinde bu konulara dair bir belge veya bilgi yoksa, o zaman da iftira ve siyasi iftira suçu işliyor demektir. Neresinden bakarsanız, ortada bir hukuksuzluk, bir suç var.”
CHP ZİHNİYETİ BU
Prof. Dr. Mustafa Sıtkı Bilgin “Elinde bir belge varsa yargıya gitmemesi veya belge yoksa manipülasyon yapması, klasik CHP ve İttihat ve Terakki yöntemi. Sultan Abdülaziz’den beri, sahte iddialarla yönetimi ele geçirdikleri Bab-ı Ali Baskını’ndan beri bu yöntemi kullanıyorlar” diye konuştu.
Prof. Ebubekir Sofuoğlu ise, “Kılıçdaroğlu’nun bu yöntemi, toplumdaki FETÖ temizliği beklentisinin manipüle edilmesidir. Elinde belge yoksa, bu referandumun manipüle edilmesidir” dedi.
Suç uydurdu, suçluyu sakladı
Hukukçular, Kılıçdaroğlu’nun elinde belge olduğu halde yargıdan saklaması veya elinde belge olmadığı halde yargıyı etkileme ve siyasilere iftira suçunda bulunması durumunda, başlıca üc suçtan yargılanabileceğini söyledi: 
“TCK 271’nci maddedeki ‘Suç uydurma’ düzenlemesine göre 3 yıla kadar hapis, TCK 288’deki adil yargılamayı etkileme maddesine göre adli para cezası ve TCK 283 ve Terörle Mücadele Yasası’na göre ‘Suçu ve suçluyu saklama’ düzenlemesine göre de 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanabilir.”
O maili FETÖ mü gönderdi?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun asılsız iddialarının arkasındaki ‘bilgi kaynaklarına’ dikkat çeken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şunları söyledi: 
“Türk milleti önünde Sayın Kılıçdaroğlu’na soruyorum. Size Adil Öksüz ile ilgili, Amerika’dan bir mail geldi mi gelmedi mi? Veya partisinden bir milletvekiline bir mail geldi mi, gelmedi mi? Siz gelen bu mail ile ilgili ne yaptınız? Bu açıklamaları bu mail üzerine mi yaptınız? Bu maili gönderenleri siz tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz? Aranızdaki bağ ve irtibat nedir?”
Dışişleri Bakanı Mevlüt  Çavuşoğlu da, şunları kaydetti: “Referandum öncesi Kılıçdaroğlu saçmalıyor. Varsa 
elinde bir bilgi ve belge bunu paylaşsın. Son günlerde milleti paniğe sürüklemek için bazı şeyler yayılıyor, 
Kılıçdaroğlu da her halde bu projenin bir parçası. 
Yoksa elinde bilgi ve belge olmadan böyle saçma sapan açıklamalar yapmaz.”      
Şarkısını vermedi hakarete uğradı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sanatçılarla bir ara ya geldi. “Baba bir masal anlat bana” şarkısını kullanmak istediklerini ancak şarkının bestecisinin buna izin vermediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “O şarkıyı kullanmak istedik. Korktular, vermediler. O nedenle şarkıyı besteleyeni de sahibini de kınadım. Asla onlara da sanatçı demiyorum. Kimse kusura bakmasın” ifadelerini kullandı. 
Nazım Hikmet ve Sebahattin Ali’nin CHP’li tek parti yıllarında gördüğü işkenceleri de unutan Kılıçdaroğlu, “Sabahattin Ali’yi düşünün. O da aynı şekilde bedel ödeyen birisi. Daha böyle çok var, bedel ödeyenler” dedi.
DERS VERDİ
Kılıçdaroğlu’nun bu ifadelerle hedef aldığı “Baba bir masal anlat bana” şarkısının bestecisi müzisyen Cengiz Onural’dan cevap gecikmedi. Onural, twitter’dan verdiği yanıttta, “Şarkılarımın politik farklılıklar dışında kalmasını tercih ederim. Kimin sanatçı olduğuna tarih karar veriyor” dedi. 
‘SİZDENİM’ DİYORUM
“Halka inmeyen bir parti...” şeklinde klasik bir eleştirinin geldiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 
“Şundan emin olmanızı isterim, hiçbir partinin gitmediği yerlere gidiyoruz. Halkla rahatlıkla diyalog kurabiliyoruz, ama ‘belli algıları bugünden yarına ben değiştireceğim’ dersek onda doğru söylememiş oluruz. 
Bu algılar zaman içinde değişecektir. Onlarla oturup konuştuğumuz zaman, bizim onlardan farklı birisi olmadığımızı görüyorlar. Kendi ailemi, kendi geçmişimi, babamı, annemi, çocukluğumu, kardeşlerimi örnek gösteriyorum ‘sizden birisiyim’ diyorum. Ne enteli?"