'BEN KÖTÜ BİR ANNE DEĞİLİM'
Almanya'nın Geretsried kentinden çocuklarına kavuşmak umuduyla geldiği Mersin'de, bir kez daha hüsrana uğrayan 37 yaşındaki Katrin Schlink, kaldığı otelde gözyaşlarına boğuldu. Çocuklarının kendisini istememesi karşısında şoke olduğunu dile getiren Katrin Schlink, "Sizi çok seviyorum, ne olur bana dönün" diyerek çocuklarına seslendi.
Mersinli Volkan Murat Karakuş'un 4 yıl önce boşandığı Alman eşinin mahkeme kararı ile almak istediği ve yaklaşık bir aydır aranan çocuklarının, "Babamızla kalmak istiyoruz" demesi anne Katrin Schlink'ı sarstı.
'MAHKEME KARARININ UYGULANMASI GEREKİYOR'
Çocuklarının yaşadıkları sorunlar nedeniyle sağlıklı düşünemediğini anlatan Schlink, "Ben öncesinde çocuklarım bulunduğu için çok mutluydum. Devamında ise çocuklarımı niye alamayacağımı anlayamadım. Bunun için çok mutsuzum. Çocuklar oradayken çok mutluydu. Almanya'da 9 yıl yaşadılar. Orada arkadaşları okulları vardı. Düzenli olarak gittikleri spor kulüpleri vardı. Ben çocuklarımla hiçbir sorun yaşamadım. Çok mutlulardı. Fakat ne zaman Türkiye getirildiler, şu an beni istemiyorlar. Buna bir türlü anlam veremiyorum. Eski eşim Volkan'ın benimle ilgili yaptığı açıklamalar doğrudur. Çocukları dövdüğümle ilgili suç duyurusunda bulundu. Bunlarla ilgili olarak Alman mahkemeleri tarafından aklandım. Hatta dolandırıcılıkla ilgili suçlamada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. Çocuklarımın bana verilmesi konusunda Almanya'da kesinleşmiş karar var. Türkiye'de de verilmiş kesin bir karar var. Artık bunun uygulanması gerekiyor."
'ÇOCUKLARIMIN BASKI ALTINDA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM'
Çocuklarının kendisi ile birlikte yaşadıkları sırada son derece mutlu olduklarını söyleyen Alman Katrin Schlink, şöyle devam etti:
"Hatta mahkemeye sunduğumuz bir çok fotoğraf var. Kayak yaparken, gezilere katılırken, futbol oynarken bir çok delili mahkemeye verdik. Benim çocuklarım çok mutlu çocuklardı. Şu anda neden bu şekilde konuştuklarını bende anlamış değilim. Çocuklarımın baskı altında olduğunu düşünüyorum. Madem öyle neden 9 yıl boyunca mutsuzluklarını dile getirmediler. Mersin'deki dava süresince Almanya'daki öğretmenler ve sosyal çalışmacılardan alınan raporların tasdikli tercümelerini sunduk. Çocukların bakımlarının doğru yapıldığı, temiz giydirildiği, düzenli banyo yaptırıldığı belli. Bunlar raporlarla sunulmuşken, yeniden gündeme gelmesine anlam veremiyorum. Beni böyle iddialarla kötü bir anne olarak göstermeye çalışıyorlar. Ben kesinlikle kötü bir anne değilim. Almanya'daki velayet davasında çocuklara kiminle kalmak istedikleri sorulduğunda, çocuklar benimle kalmak istediklerini söylediler. Mahkemede bende kalmalarına karar verdi. Bunun yanında 4 sosyal çalışmacı da çocukların benimle kalması yönünde rapor verdi. Kaldı ki, bu konuda Almanya'da verilen kararlar kesin kararlardı. Çocuklarımın psikolojik olarak baskı altında olduğunu düşünüyorum. Çünkü Almanya'dayken çocuklarım kesinlikle bir mutsuzluktan bahsetmediler."
'BABALARI İLE GÖRÜŞMESİNE İZİN VERECEĞİM'
Çocuklarını halen göremeyen Katrin Schlink şöyle devam etti:
"Babalarının Almanya'ya gelip çocukları ile görüşmesi yönünde her hangi bir çekincem yok. Çocuklarımı Almanya'ya götürdüğüm de tabi ki babaları ile görüşmelerine izin vereceğim. Sonuçta o da çocuklarımın babasıdır. Olağan olan bu, beni de isteğim budur. Eğer ben babaları ile görüşmelerine izim vermeseydim, Türkiye'deki 3 haftalık ziyarette de izin vermezdim. Zaten benim rızamla Türkiye'ye geldiler. O 3 haftalık ziyaretin dolmasıyla dönmedikleri için ben Türkiye'de dava açmak zorunda kaldım. Almanya'daki mahkemelerde velayet davası 2 yıl devam etti. Bu dava ile ilgili olarak birçok kez sosyal çalışmacılar değişti. Bütün sosyal çalışmacılarda benim lehime rapor ve karar verdi. Bu kararlarda mahkemeye giderek kesinleşti. Şu anda zaten Alman mahkemesinin kesinleşmiş bir de Yargıtay kararı var. Bu kararlar neden tartışılıyor bunu da anlayabilmiş değilim. Almanya'da aile hekimliği var. Hekimler çocukları düzenli olarak kontrol ediyor. Eğer ben çocuklarımı bir kez dahi dövmüş olsaydım, Alman kanunları uyarınca çocuklar derhal elimden alınırdı. Kuruma yerleştirilirdi bende hapse girerdim. Çünkü Almanya'daki kanunlar bu şekilde düzenlenmiş. Çocuklarım düzenli doktora gittiklerine göre, eğer ben dövmüş olsaydım vücutlarında her hangi bir darp izi olurdu. Doktor bu durumda şüphelenir ve polise haber verirdi. Kaldı ki, doktorlar orada çocuklarla birebir görüşüyor. 9 yıldır böyle bir durum yokken, şimdi böyle bir şeyin ortaya çıkmasını çok samimi bulmuyorum. Ki ben Alman mahkemeleri tarafından aklandım. Eski eşim bir çok şikayette bulundu, hepsi sonuçsuz kaldı. Şu an neden Türk insanları bana inanmıyor. Ben bunu anlayabilmiş değilim. Ben çocuklarımı çok özledim. Almanya'da onları özleyen başkaları da var. Büyük annesi, büyük babası, arkadaşları, öğretmenleri var."
'PSİKOLOJİK OLARAK HAZIR HALE GELMELERİ GEREKİYOR'
Alman anne Katrin Schlink'in avukatı Sahra Düzgün Tucel gelişmelerle yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
"Uluslararası sözleşmeler gereğince çocukların psikolojik olarak mutat meskene iadesi için hazır olmaları gerekiyor. Sonuçta 1.5 yıldır yaşadıkları bir ortam var. Çocuklar bu teslime şu an hazır değiller. Bu nedenle çocukların teslimi ertelendi. Biz de bu konuda sorun çıkarmadık. Uluslararası sözleşmede bir süre sınırı yok. Bu psikolojik durumun ortadan kaldırılması ön görülmüş. Biz bunu bekleyeceğiz. Çünkü burada önemli olan çocukların sağlığıdır."
Ali Ekber ŞEN - Mustafa ERCAN/MERSİN, ()