Yeni maddeye göre, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilecek.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onaylaması halinde yürürlüğe girecek internet düzenlemesi şu şekilde olacak;

*Anahtar kelimelerle "uygunsuz içerik" belirlenip sayfa kaldırılabilecek.

*Erişim engelleme, URL adresi tabanlı yapılabilecek.

*Yer sağlayıcı yurt dışındaysa bile erişim engellenebilecek. DNS değiştirerek bir siteye girilemeyecek.

*Hâkimler, 24 saat içinde sansür kararı verebilecek. "Zararlı" içerik çıkarılmazsa, 500-1.000 TL arasında günlük para cezası kesilecek.

*TİB başkanına internet sitesi erişim engelleme yetkisi verilecek. 

*Birliğe gönderilecek olan "erişimin engellenmesi kararı" 4 saat içinde uygulanmak zorunda olacak.

*İnternetteki içerikler genel anlamda değil. sayfa bazında da engellenebilecek. Yani bir siteyi komple kapatma yerine şikayete konu olan sayfası kapatılabilecek.

TİB BAŞKANINDAN ELEŞTİRİLERE YANIT

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) bağlı olduğu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun başkanı Tayfun Acarer, yasanın bu haliyle hayata geçmesi halinde örnek olaylarla uygulama detaylarını açıkladı.
Yasanın bu haliyle hayata geçmesi halinde örnek olaylarla uygulama detaylarını açıklayan Acarer, kamuoyundaki bazı eleştirilere de yanıt verdi.

-Düzenlemede, "kişilik haklarının ihlali" ve "özel hayatın gizliliği" olarak 2 kritik ifade var. 

-Amaç, kişilerin mağduriyetinin önlenmesi. Bu kişilerin illa internet kullanıcısı olması da gerekmez. Sokaktaki herhangi bir kişi de olabilir. Kişilik haklarını ihlali, hakaret, suçlama, itham olarak düşünebilirsiniz. 

-Böyle bir sorunu olan vatandaş, bu içeriği çıkartamıyor. Mevcut durumda önce "yer sağlayıcıya" gideceksiniz. Ama bunların yüzde 95'ten fazlası yurtdışında. 

-Facebook, Twitter, Youtube... 2 gün bekliyorsunuz çoğunlukla cevap alamıyorsunuz. Çünkü bu tür büyük uluslararası yer sağlayıcılar, evrensel suçlara bakıyorlar... 

-Bizim vatandaş, yanıt alamayınca mahkemeye gitmek zorunda. Diyelim mahkeme sana yapılan bu suçlama yersiz, haksız dedi. "Haklısın" kağıdını da verdi. 

-Mahkeme kararını elinize alıp TİB'e, BTK'ya, Bakanlığa başvuruyorsunuz. ‘Elimde mahkeme kararı var, niye uygulamıyorsun?' diyeceksiniz tabii olarak. Peki neyi uygulayacağım ben? İçeriğin çıkartılmasını... E nasıl çıkartacağım? Yer sağlayıcı yurt dışında. Mahkemenin sözü geçmiyor ki ona, benim sözüm geçsin. Söylense de sonuç alınamıyor.


-İnternette sansür endişeleri yaratan yeni yasal düzenlemeler ne getiriyor?
-"Kişilik haklarına müdahalenin" tanımı ne?
-Örneğin bir eleştiri yazısı hakaret sayılacak mı?
-Bir siyasetçinin malvarlığıyla ilgili bir yazı, fotoğraf özel hayata müdahale midir?

Düzenleme 17 Aralık sürecinin hemen ardından neden hazırlandı? gibi merak edilen soruları yanıtladı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer kamuoyunda "internete sansür geliyor" endişelerine neden olan yasal düzenlemenin ayrıntılarını VATAN'a anlattı...

İnternette sansür endişeleri yaratan yeni yasal düzenlemenin TBMM'de görüşüldüğü saatlerde, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) bağlı olduğu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun başkanı Tayfun Acarer, VATAN'a konuştu. Yasanın bu haliyle hayata geçmesi halinde örnek olaylarla uygulama detaylarını açıklayan Acarer, kamuoyundaki en sert eleştirilere de yanıt verdi.

Facebook'a benim sözüm geçmiyor ki

- Yeni düzenlemeler ne getiriyor?

Düzenlemede, "kişilik haklarının ihlali" ve "özel hayatın gizliliği" olarak 2 kritik ifade var. Amaç, kişilerin mağduriyetinin önlenmesi. Bu kişilerin illa internet kullanıcısı olması da gerekmez. Sokaktaki herhangi bir kişi de olabilir. Kişilik haklarını ihlali, hakaret, suçlama, itham olarak düşünebilirsiniz. Böyle bir sorunu olan vatandaş, bu içeriği çıkartamıyor. Mevcut durumda önce "yer sağlayıcıya" gideceksiniz. Ama bunların yüzde 95'ten fazlası yurtdışında. Facebook, Twitter, Youtube... 2 gün bekliyorsunuz çoğunlukla cevap alamıyorsunuz. Çünkü bu tür büyük uluslararası yer sağlayıcılar, evrensel suçlara bakıyorlar... Bizim vatandaş, yanıt alamayınca mahkemeye gitmek zorunda. Diyelim mahkeme sana yapılan bu suçlama yersiz, haksız dedi. "Haklısın" kağıdını da verdi. Mahkeme kararını elinize alıp TİB'e, BTK'ya, Bakanlığa başvuruyorsunuz. ‘Elimde mahkeme kararı var, niye uygulamıyorsun?' diyeceksiniz tabii olarak. Peki neyi uygulayacağım ben? İçeriğin çıkartılmasını... E nasıl çıkartacağım? Yer sağlayıcı yurt dışında. Mahkemenin sözü geçmiyor ki ona, benim sözüm geçsin. Söylense de sonuç alınamıyor.

Önce TİB'e gidilecek sonra mahkemeye

- Şimdi nasıl yapacaksınız?

Şimdi daha gerçekçi bir süreç izleniyor. Türkiye'de tüm servis sağlayıcılardan erişimi engelleyerek, mağduriyeti ortadan kaldırıyoruz. Mahkeme kararıyla o vidoya, resme, yazıya erişemeyeceksiniz. 2 yöntem var 2 farklı olayda. Birincisi, kişilik haklarının ihlalinde, yani hakaret, suçlama... Vatandaş doğrudan kendisi Sulh Ceza Mahkemesi'ne gidecek. Mahkeme, başvuran vatandaşın durumuyla ilgili karar verecek. Mahkeme eğer haklı olarak gördüyse, erişimin engellenmesi kararını verecek. Bu kararı, yeni kurulacak Erişim Sağlayıcılar Birliği'ne gönderecek. Örneğin saat 12.00'de müracaat ettiniz. En geç ertesi gün 12.00'ye kadar mahkemenin bir karar vermesi gerek. Bu karar da hemen Birliğe gönderilecek. Birlik de en geç 4 saat içinde mahkeme kararını uygulayacak... İkincisi, özel hayatın gizliliğine karşı eylemlerde süreç tersten çalışıyor. Örneğin kendisiyle ilgili bir fotoğraf, videonun engellenmesini isteyen vatandaş önce TİB aracılığıyla Birlik'e gidecek. TİB ve Birlik konuyla ilgili bir yorum yapmayacak. Bunların tek kontrol ettikleri şey, şikayet eden kişi, gerçek mi? Mesela vatandaş internet üzerinden TİB ve onun üzerinden Birlik'e başvurdu, ‘Şu video, şu resim beni mağdur ediyor' dedi.

Mahkeme 48 saatte karar verecek

Bunların tek baktığı şey, bu kişi gerçekten o kişi mi? Bu ispat edildiği anda, o sayfaya erişim engellenecek. Vatandaş bu kararı aldırıp, sayfaya erişimi engelletti. Ardından 24 saat içinde Sulh Ceza Mahkemesi'ne gidecek. Mahkeme 48 saat içinde karar verecek. ‘Haksızsın' derse, engelleme kalkacak. Ama mahkeme ‘Haklısın', derse engelleme devam edecek. Burada Birliğin engellemek için 4 saati var ama ben bunun birkaç dakikada halledileceğini tahmin ediyorum.

- "Kişilik haklarına müdahalenin" tanımı ne? Örneğin bir eleştiri yazısı hakaret sayılacak mı?

Burada "kişilik haklarına müdahale" veya "özel hayata müdahale" açısından temel kıstas "kişinin kendi rızası". Yani bir video gerçek de, sahte de olabilir, ama kişinin rızası dışında kendisine ilişkin bir videonun, resmin yayınlanması özel hayata müdahaledir. TİB burada yorum, değerlendirme yapmayacak. Müdahale mi değil mi, buna vatandaş karar verecek. O resimde yer alan kişi, "bu benim özel hayatım" diyorsa, ona saygı duymak gerek. Aynı fotoğraf için bir kişi itiraz etmez, diğeri itiraz eder. Rahatsız olan müracaat eder, diğeri etmez. Birlik ya da TİB yorum yapmaz. Uygular, onun özel hayata müdahale olup olmadığına mahkeme karar verir.

Site kapanmayacak sayfa engellenecek

- Bir siyasetçinin malvarlığıyla ilgili bir yazı, fotoğraf özel hayata müdahale midir? Ya da kamuoyuna mal olmuş kişilerle ilgili...

Buna mahkeme karar verir. Diyelim ki engelletti. Mahkeme ‘Hayır bu bir haberdir. Kamuoyunun haber alma hakkıdır' dedi. O zaman engelleme kaldırılır. Buradaki amaç mağduriyetleri önlemek. Burada URL, yani sayfa engellenecek. Site kapatılmıyor. Mevcut sistemde tek bir haber, fotoğraf nedeniyle koskoca bir site engelleniyor. Örneğin tek bir video nedeniyle koskoca bir arama motoru engellendi bu ülkede. Hem de 2 sene. O zaman da eleştiriliyordu, çözüm bulun diye. Şimdi çözüm bulundu, yine eleştiriliyor. O zaman da diyorum ki başka ne çözüm var bununla ilgili söyleyin. Varsa başka bir yolu çıksın söylesin.

Niçin 17 Aralık'tan sonra...

- Bu sorunlar sürüyordu ama düzenleme 17 Aralık sürecinin hemen ardından hazırlandı. Neden?

Bununla ilgili süreç tam 2.5 yıl önce başladı. İnternet Geliştirme Kurulu başlattı. 40'ın üzerinde kuruluştan görüş aldı. 2013 Nisan ayında Meclis'e gönderildi. Meclis'te sıraya girdi. Alt Komisyon'da görüşülecekken Meclis tatile girdi. Yeni dönemde bekleyen tüm düzenlemeler bu torbaya konuldu. Bu da konuldu.

- Girilen sitelerin, sayfaların arşivlenmesi de tedirgin edici bulunuyor...

Geçmişe dönük bir olayın araştırılması için. Burada da mahkeme kararıyla olacak. Örneğin MİT, Emniyet, Jandarma'dan biri, ‘geçen sene Ağustos- Ekim arasında şu kişiye ilişkin trafik bilgilerini istiyorum' dedi. Mahkeme de uygun buldu. Talep TİB'e geldi. TİB, ‘Şu gün, şu saatlerde, şu SİM, bu SİM'i aramış, şu kadar süre görüşmüş' diyor. Bu internette de olacak. İçerikle ilgili bir şey yok. Diyelim vatandaş bir tarifeye abone. 50 lira ödeyecek. 2 ay 50 TL geldi. 3. ay 150 lira geldi. Bakın bize her ay 9 bin lira civarında şikayet geliyor. Bunun yüzde 96'sı fatura şikayeti. Geçmişe dönüyorsunuz bilgisayardan döküyorsunuz. İtiraz ettiğiniz faturayı çıkarıyor, koyuyor önünüze. İşte trafik bilgisi bu işe yarıyor. Güvenli internete geçerken büyük tepkiler olmuştu. Oysa tamamen bir tüketici tercihiydi. Şu anda internette abone sayısı 33 milyon. Güvenli internet abonesi sayısı 2 milyon. Demek ki 31 milyon istemedi. Kimse bir şeye zorluyor mu? Bu da aynı şey.

Şişmansan şikayet et

- Ama bu bir yasa, tercih değil...

Kamuoyuna yansıtıldığı gibi tehdit yok. Burada da yargının vereceği karar var ama bunun çerçevesi kişilik hakkı ve özel hayatın gizliliği. O kişi diyorsa ben hoşlanmadım, bu kadar. O görüntü ya da yazı, gerçek de olabilir, sahte de. Diyebilir ki o fotoğrafta kendimi çirkin buluyorum rahatsız şişman görünüyorum. Bu sizin hakkınız değil mi?

- Diyelim 3 kişinin göründüğü bir fotoğraf var. Biri itiraz ediyor. Diğer 2 kişi kalsın istiyor?

İtiraz eden tek kişi bile olsa, o kişinin talebi mahkemece uygun görünürse, fotoğraf kalkar. Diğer 2 kişi yayınlansın istiyorsa itiraz edenin olmadığı bir fotoğraf koyar ya da onu buzlar, görünmez kılar öyle fotoğrafı yayınlarlar.

‘Şu anda dinleniyor olabiliriz'

Acarer konuşurken bir an durdu ve "Şu anda bile dinleniyor olabiliriz. Saksının, sehpanın altında dinleme aleti olabilir. Ben bundan sıkıntı duymuyorum da, konuşmamdan iki cümleyi çekip çarpıtırlarsa... İşte bunun önlenmesi çok zor" dedi. Acarer, TİB'in dinleme yetkisi olmadığına da vurgu yaptı: "İnsanları TİB dinlemiyor. 3 kurumun dinleme yetkisi var; Emniyet, MİT, jandarma. Onlar da mahkeme kararlarıyla ve kendi görev alanlarıyla ilgili. Mahkeme kararı TİB'e geliyor. TİB irtibat temin edip kendisi aradan çıkıyor."