Bir yanda AK Parti'nin 1. Olağanüstü Kongresi diğer yanda ise Merkez Bankası'nın Para Politikaları Kurulu'nun faiz kararı var.
Aynı güne denk gelen iki kritik hem siyasetin hem de ekonominin gündemini belirleyecek. Kongre sonrası kurulacak yeni hükümetin ilk ve belki de en zorlu sınavı ise Merkez Bankası'ndan gelecek karar sonrası yaşanacaklar olacak.

Merkez Bankası'nın faizle ilgili alacağı her karar yeni hükümet için zor günlerin habercisi olacak. Faizin düşürülmesi durumunda uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından gelecek 'not indirimi' baskılarına direnmek zorunda kalacak olan yeni hükümet, faizin düşürülmemesi durumunda ise 'büyümeyi canlandırma' planları sekteye uğrayacak, üretim maliyetlerindeki faiz yüküyle baş etmek zorunda kalacak.

FAİZ DÜŞER Mİ?         

ANKETLER NE DİYOR?
AA Finans'ın 20 ekonomistin katılımıyla gerçekleştirdiği PPK Beklenti Anketine göre 17 ekonomist politika faizinde (bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı) değişiklik beklemezken, 2 ekonomist 25 baz ve 1 ekonomist 50 baz puan indirim olacağını tahmin ediyor. İndirim bekleyen ekonomistlerin beklentilerin medyanı 25 baz puan seviyesinde. 
Ankete katılan ekonomistlerin tamamı piyasa yapıcısı bankalara sağlanan fonlama faiz oranında ve marjinal fonlama oranında değişiklik beklemiyor. Borçlanma faiz oranında 18 ekonomist değişiklik olmayacağı yönünde görüş bildirirken, 2 ekonomist de 50 baz puanlık indirimin olacağını tahmin ediyor.

Hükümetten bir süredir yüksek faizin üretim maliyetlerini arttırdığı gerekçesiyle Merkez Bankası'na faiz indirimi baskısı geliyor. Son iki kararında kısıtlı da olsa faiz indirimine giden Merkez Bankası'nın bu kez işi zor görünüyor. Geçen ay yapılan PPK toplantısında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, indirim sinyali verse de 1 ayda ekonomik göstergeler ciddi değişiklikler meydana geldi. ABD Merkez Bankası-FED'in 'faiz arttırımı' sinyali, cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının 'siyasi risk' uyarıları dikkate alındığında PPK'nın indirim kararı vermesi rasyonel algılanmıyor.

HÜKÜMET BASKISINA DAYANAMAZSA!

Uzmanlara göre, AK Parti Kongresi'nden bir gün sonra Cumhurbaşkanlığı görevine başlayacak Erdoğan'ın ve kurulacak yeni kabine öncesi belirsizlikler Merkez Bankası'nın sınırlı da olsa faiz indirimine gideceği görünüşünde. 

Peki ekonomik göstergelere rağmen faiz indirimi yapılırsa neler olur? 

Uzmanlara göre Merkez Bankası faiz indirimine gitmemeli ancak siyasi durum bunun tersi hareketi getirecek. İşte uzmanların görüşleri:

Bilkent Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı Doç. Dr. Selin Sayek Böke: Öncelikle enflasyon üzerinde artan bir baskı yaratacaktır. Bu kendi başına çok maliyetli ve riskli bir durum, zira enflasyon zaten hedeften gittikçe uzaklaşan bir eğilim sergiliyor.

Kısa vadeli sermaye akımlarının yavaşlamasına yol açarak döviz üzerinde bir baskı oluşturacaktır. Yıllardır ekmeğini yemiş olduğumuz küresel likiditenin sona ereceği aylar bizi bekliyor, bu zaten döviz üzerinde baskının olacağı bir dönem anlamına geliyor. Bu baskıya bir de faiz indirimi yoluyla ek bir baskı yaratmak çok riskli. Yurtdışı borcu yüksek olan şirketler ve dolayısıyla üretimimiz açısından bu tarz döviz baskılarının maliyeti yüksek.

EN KÖTÜ ŞEY OLUR!

Ekonomist Uğur Gürses: Bu, Merkez Bankası’nın yapacağı en kötü şey olur. Mevcut konjonktürde faizi indirmesi mümkün değil. Şu anki fotoğrafa bakarsak tahvil piyasasında uzun vadeli faizler yükseldi. Bu koşullarda TCMB faizinin geride kalıyor olması bile daha sonra güçlü bir şekilde faizi artıracak beklentisi yaratıyor. 3-5 ay sonra döviz kuru yukarı çıkacak, o zaman Merkez Bankası faizi daha fazla yükseltmek durumunda kalacak.

TÜRKİYE'NİN KREDİ NOTLARI DÜŞEBİLİR!

BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ, yüksek enflasyon ortamına karşın faiz indirimi sürerse Türkiye'nin kredi notunun inebileceği uyarısında bulundu.