Haber 7 yazarı Taha Dağlı, Avrupa ülkelerinin liderlerinin dinlenmesi skandalıyla ortaya çıkan durum ve cemaat medyasının bu işten nasıl fayda sağladığını yazdı.


Utah'taki bir binada faaliyet gösteren bir şirkete 'Kim kimi dinlemek isterse, bastırıyor parayı dinletiyor' diyen Taha Dağlı bu şirketin yasadışı faaliyetlerini ise NSA'nın üstlendiğini yazdı.

İşte Dağlı'nın yazısı;

ışişlerindeki gizli Suriye toplantısını Amerikalılar dinlemiş.

Kim söylüyor bunu, Alman Focus Dergisi.

Amaç ne? paralel örgütü temize çıkarmak “Gülenciler değil Amerika yapmış” demek.

Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı, NSA, gizli dinleme yapmış olabilir, zaten adamlar bütün dünyayı dinliyorlar.

Ama onların dinlediği gizli olan devlet sırrı olan bilgilerin Paralel yapıda ne işi var? Önemli olan burası.

Çünkü 30 Mart 2014 seçimi öncesi patlak veren o olay, birkaç gün önce Paralel yapının elemanları tarafından duyurulmuştu.

Zaten dinleme olayı çıkınca da ilk onlar atlamıştı, “biz demiştik” diye.

Dışişlerinin gizli toplantısının dinlenmesi ve o dinleme kayıtlarının Paralel’e servis edilmiş olduğu gayet açık.

Bu işi paralel örgüt duyurdu mu? Evet duyurdu.

Bu işten paralel örgüt nemalanmaya çalıştı mı? Evet çalıştı, seçim öncesi hükümeti, Suriye’de “false flag” operasyonuyla savaş çıkarma gayretiyle suçladılar.

O zaman NSA dinlemiş ya da başkası dinlemiş ne önemi var ki?

Almanya’nın Başbakanı Merkel’in yanı sıra eski Başbakanları Kohl ve Şıroderi de dinlemişler.

İşte Merkel’in dinlendiğine dair belgeler burada, telefonu dinlenen kişi, dinlenen numara, kayıt sıraları, vs.

Fransa’nın son 3 Cumhurbaşkanını da dinlemişler.

Dinleyip, dinleyip, ne diyorlar? “Avrupa’daki partnerlerimizi daha iyi anlamaya çalışıyoruz” diyorlar.

Bu sebeple Amerikalılar, Avrupalıları dinliyormuş.

Yahu buna kim inanır?

Bu sebepten mi defalarca dinlendiği ortaya çıkan Merkel ya da Hollande, Amerika’ya posta koymuyor.

Alın işte her şeyleri ortada, şeffaf bir şirket!

Dinleme merkezleri Utah’daki bu bina.

Almanlar, Fransızlar, bu kadar acizler mi, bu skandalların üzerine adam gibi gitmiyorlar?

Sadece Berlin’deki ABD büyükelçisini çağırmakla çözülür mü bu iş?

Ya da soruşturma açmakla. Kaldı ki açılan soruşturmaya bakan savcı “yeterli delil yok” demiş.

Yahu ne delili, her şey ortada.

Ama işin aslı bu değil işte. Mesele başka. Alman-ABD veya Fransa-ABD meselesinin ötesinde bir durum.

NSA’nın ulusal güvenlik ajanslığından da öte bir durum.

Uluslararası bir komplo düzeneği gibi duruyor.

NSA dedikleri uluslararası çalışan bir “telefon dinleme şirketi”. Kim kimi dinlemek isterse, bastırıyor parayı dinletiyor.

Sonra bütün suçu bu NSA üstleniyor, “ben dinledim” diyor.

Ama şirketin asıl görevi, dinlediğini satmak ya da servis etmek.

Bunu kimlere servis ediyor, ya da o dinleme işini kimlerden sipariş alıyor, işin bu kısımlarını kimse sorgulamıyor.