Tutuklanan Astsubay Açıkgöz'ün Eşi: Suçsuz İnsanlar İçeride Kalmamalı
Darbe girişiminin yapıldığı15 Temmuz gecesi,Malatya'dan Ankara'yı bombalamak için getirilen 3 helikopterden birinde bulunan Astsubay Mutlu Açıkgöz'ün eşi Yeliz Açıkgöz, "Emirleri reddedip mühimmat yüklemesi yapmamış. Yüklese, belki de Ankara çok daha kötü bombalanacaktı. 3-5 hain bunu yaptı diye bizim askerlerimiz bunları yaşamamalı" diyerek Cumhurbaşkanı ve Başbakan'dan mağduriyetlerine el atmalarını istedi.
"HELİKOPTERİ TESLİM ALMAK İÇİN GELMİŞTİK"

Darbe girişiminin yapılacağı gün Malatya'daki 2'nci Kara Havacılık Alayı'ndan 3 helikopterle Ankara'ya getirilen Helikopter Teknisyeni Astsubay Üstçavuş Mutlu Açıkgöz verdiği ifadesinde başkente 'Resmi görevli' olarak geldiklerini anlatırken, "Gelme sebebimiz; 2 Atak helikopterinin Ankara'ya teslim edilmesi ve Ankara'da bakım için bulunan 1 Atak helikopterinin de geri teslim alınması içindi. Biz bu amaçla geldik. Ancak, daha sonradan bunun tamamen bir plan olduğu, amacın burada bombardımanda kullanılan helikopterlerin sayısını çoğaltmak olduğunu öğrendik" dedi.
"EMİRLERE HİÇBİR ŞEKİLDE UYMUYOR"
Açıkgöz'ün Avukatı Muazzez Zaifoğlu da müvekkilinin olay gününde olanlarla ilgili bildiklerini anlatmak için gittiğinde gözaltına alındığını, ardından tutuklanarak SincanCezaevi'ne konulduğunu belirterek şunları söyledi: "Bu süreçte savcılarımızın büyük özen ve titizlikle çalıştıklarını biliyoruz. Ama Türk ordusunda gerçekten vatanına, bayrağına aşık askerlerle şeytan görünümlü bir imama ruhunu, şerefini satan askerlerin bir an önce ayrılmasını ve bu ailelerin mağduriyetinin giderilmesini temenni ediyoruz. MüvekkilimMalatya'dan Ankara'ya 'Görev' adı altında getirilirken havada olaylarla ilgili bir şeylerden şüphelendiğini, Ankara'ya indiğinde olayın vahametini anlayıp kendisine emir verilmesine rağmen hiçbir şekilde helikoptere silah yüklemediğini beyan etti. Eğer ki müvekkilim bu silah, mühimmatı yüklese, külliye, meclis ve emniyet bombalanmaya devam edilecekti. Emirlere hiçbir şekilde uymuyor. Ailesi ve kendisi şu anda çok büyük bir mağduriyet içinde."

"EŞİ GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI"
Açıkgöz'ün eşi Yeliz Açıkgöz, gözyaşı dökerek, eşinin vatanı için her an şehit olmaya hazır olduğunu söylediğini anlattı. Açıkgöz, bu aşamada yapabilecekleri hiçbir şeyin olmadığının belirtildiğini kaydederek şöyle konuştu: "Yapabileceğimiz mutlaka bir şeyin olduğuna inanıyorum. Eşim gibi tutuklu birçok asker, kahraman insanlar vardır, bunu biliyorum. Cumhurbaşkanı, başbakanımızdan bu konuya el atmalarını istiyorum. Suçsuz insanlar bu kadar fazla içeride kalmamalı. Sonuçta ordumuz da askerimiz de yıpranıyor. Eşim bu ülke için canını vermeye hazırken, bunları yaşamayı hak etmedi. 3 yaşında bir çocuğumuz var, geceleri ağlayarak uyanıp babasının nerede olduğunu soruyor. Yardım bekliyoruz, dava süreçlerinin hızlı yürütülmesini, eşimin bir an önce evine dönmesini istiyorum."

Açıkgöz, eşinin olayı fark ettiği andan itibaren darbeye engel olmaya çalıştığını öne sürürken, "Emirleri kabul etmeyerek mühimmat yüklemesi yapmamış. Yüklese, belki deAnkara çok daha kötü bombalanacaktı" dedi.

"ASTSUBAY AÇIKGÖZ'ÜN İFADESİ"
Ankara'yı bombalamak için Malatya'dan 'Helikopter değişimi görevi' için gönderilen 3 helikopterden birinde olan Astsubay Açıkgöz'ün ifadesi, bazı bilinmeyenleri ortaya çıkardı. Açıkgöz, şunları anlattı: "Malatya'da birliğimde görev yaparken 15 Temmuz günü öğleden sonra saat 14.30 sıralarında iki Atak ve bir UH-1 helikopterinin Ankara 1'inci Kara Havacılık Alayına Alayı'na teslim edilmek üzere götürüleceği, yerine de orada bakımda bulunan bir Atak helikopterin geri alınacağı şeklinde haber geldi.Benim bulunduğum helikopterde teknisyen olan Başçavuş Ömer Sezen, Üsteğmen Emin Türen, Üsteğmen Cem Ersuz, yolcu olarak Üsteğmen Volkan Kerimoğlu ve Teğmen Burak Subaşıbulunuyordu. Atak Helikopterlerinin birinde Yarbay Hakan Erol emrinde Üsteğmen İrfan Kantarcı, diğerinde ise Yüzbaşı Memduh Karagöl emrinde Üsteğmen yiğit Özdamar ile birlikte 2 Atak ve bir UH-1 helikopteriyle saat 16.30'da havalandık. Saat 18.30 sıralarında ikmal için Kayseri'ye iniş yaptık. Bir üsteğmen, Güvercinlik Meydanı'nın kapalı olduğunu söyledi, buna komutanlarıma ilettim. Saat 19.30 sıralarında havalandık. Havadayken Memduh Yüzbaşı, radar ile temasa geçti, radarın 'APT' şeklinde kapalı bir talimatında 'Kayseri'ye dönün' talimatı olduğunu öğrendik. Memduh Yüzbaşı birkaç kez Hakan Yarbaya 'Dönelim' diye ısrar etmesine rağmen, Hakan Yarbay 'Kara Havacılık Komutanlığı'ndan gelen mesajın Temelli Meydanı'na gitmemiz şeklinde olduğunu' söylemesi üzerine Memduh Yüzbaşı tekrar radar ile irtibata geçerek 'Temelliye geçeceğimizi' söyledi, radar da 'Tamam Temelli'ye geçin' anonsunu yaptı."
"HELİKOPTERİ YAKIP, SİLAH PARÇASINI SÖKÜP ALDILAR"
Astsubay Açıkgöz, saat 21.30 sıralarında Temelli'ye iniş yaptıklarını, helikopterler motorlarını durdurarak ikmal yaptıklarını ve beklemeye başladıklarını anlatırken, şöyle devam etti: "Yemek yemeye başladığımızda Hakan Yarbay yanımıza gelerek acil olarak kalkış yapıp Akıncılar veya Güvercinlik'e gideceğimizi söyledi. Hızlı bir şekilde hazırlık yaptık ve helikopteri çalıştırırken Atak helikopterlerin birinde yangın çıktı. Ömer Başçavuş yangını söndürdü. Temelli de yolcu olarak gelen Üsteğmen Volkan Kerimoğlu ve Teğmen Burak Subaşı buradan ayrıldı. Bir süre sonra Ömer Başçavuş yanıma gelerek Hakan Yarbayın yanan helikopterin Feederin (Silahın Parçası) sökmemizi istediğini söyledi. Söktüğümüz, bu parçayı UH-1 helikopterine koyduk ve acele bir şekilde Hakan Yarbay bozulan helikopteri Temelli de bırakıp Atak helikopterine bindi ve Güvercinlik Üssü'ne gitmek için kalkış yaptık."

Astsubay Mutlu Açıkgöz, havada oldukları sırada telsiz konuşmalarından helikopterin kodları belirtilerek 'Sen Meclise', 'Sen emniyete', 'Sen Külliye'ye' diye anonslar duyduğunu ne olup bittiğini anlayamadığını ifade ederken, Üsteğmen Emin Türen ve Üsteğmen Cem Ersuz'la birlikte 'Bizi de vuracaklar' diye korkmaya başladıklarını söyledi. Açıkgöz ifadesinde, 'Önümüzdeki Atak helikopterinde bulunan Hakan Yarbay anons ile sıkıntı olmadığını, kedisini takip etmemizi söyledi. Anonslardan kimin olduğunu bilmediğim kişi 'Genelkurmay'ın önündeki, emniyet kuvvetlerinin tamamını vurun' diye talimat veriyordu. Saat 00.15 sıralarında Güvercinlik Üssü'ne iniş yaptık. Ben daha helikopterden iner inmez üste bulunan Eyüp Ünal Yarbay ile Binbaşı Erdal Baştar Atak Helikopterine geçti" dedi.