Cenevre'de başlaması planlanan Suriye barış görüşmelerine PYD  krizi damga vurdu. ABD ve Rusya PYD'yi masaya davet etme düşüncesine Türkiye şiddetle karşı çıkıyor.
 
Doktora tezini PKK üzerine yapan Özcan, "PYD, PKK’nın neyi olur?" başlıklı bugünkü yazısında PYD kriziyle tanışan Türkiye'yi hangi risklerin beklediğini ele aldı.
 
SURİYE PKK'NIN "KÜÇÜK GÜNEY" CEPHESİ
 
PKK'nın partiyi 1978, orduyu 1984 ve cepheyi de 1985’de ilan ettiğini hatırlatan yazar, Suriye'nin “Küçük Güney” olarak bu cephenin alt birimlerinden birisi olarak kabul edildiğine dikkat çekti.
 
IŞİD TEHDİDİ VE PKK/PYD'NİN STRATEJİSİ
 
Örgütün Suriye'deki iç savaşa dahil olmadığını öncelikle muhalif Kürtleri ortadan kaldırdığını yazan Özcan, "Merkezi denetimi sıkı ve perde gerisinde tutarken, yerel insan malzemesinin görünürlüğünü öne koyan bir strateji izledi." diye yazdı.
 
Bu stratejinin IŞİD tehdidinin yükselişiyle daha da işe yaradığını belirten yazar, bu sayede Türkiye’nin “PKK, PYD’dir” itirazı kolayca kulak arkası edildiğini belirtti.
 
SAYILARIN 47 BİNİ BULAN PYD'LİYE SİLAH YAĞIYOR
 
Nihat Ali Özcan, yabancı güçlerin Suriye’de PKK’nın yükseliş hikâyesine olan ilgisine ve Türkiye'ye vereceği zararın boyutlarına dikkat çekerek yazısını tamamlıyor:
 
"Bu günlerde, Rusya ve müttefiklerimiz (!) sıkı çalışıyor. Sayıları 47 bini bulan PYD’liye- siz onu PKK okuyun- silah, eğitim ve teçhizat yağdırıyor. Yumuşak harp malzemelerinin bir kısmının da Türkiye üzerinden gittiği biliniyor. Askeri kapasitesi her geçen gün artan PKK’nın, Türkiye’ye siyasi ve askeri maliyetinin ne olacağını ileride göreceğiz. Gerçi bu durumda bile müttefiklerimizin “kitaba uygun ve yeni” hikâyeler uydurmaları zor olmayacaktır."