PKK ve KCK tarafından verilen talimatlarşıu şekilde; 1* Örgüt mensupları bölgelerinde insiyafit kullanacak, 2* Güçlü olunan yerlerde alanlar tutulacak, 3* Örgüt mensubunun ölümüne karşılık 10 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi hedeflenecek. 4* Alan hakimiyeti kurulan yerlerde ayaklanma girişimleri başlatılacak. 5* Vatandaşlar kapatmaya zorlanacak. 
 
İşte Milliyet'ten Tolga Şardan'ın köşesine taşıdığı "PKK'nın yeni dönem talimatları" başlıklı o yazısı;
 
Suruç ve Ceylanpınar olaylarından sonra terörle mücadele konusundaki konsept değişikliği ve yansımaları malum.
 
Bu kapsamda, 24 Temmuz’da tüm birimlerine özel genelge gönderen Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), ''terör örgütlerinin muhtemel eylemlerine karşı istihbari çalışmalara ağırlık verilerek elde edilen bilgiler doğrultusunda zaman kaybetmeksizin operasyonel faaliyetlerin başlatılması'' talimatını verdi.
 
Aynı talimat yazısında EGM; bina, araç ve personele yönelik muhtemel istihbarat faliyetlerine karşı İstihbarata Karşı Koyma (İKK) çalışmalarına ağırlık verilmesini istedi.
 
PKK’nın pusu-vur-kaç eylem tarzına yönelik olarak polis birimlerine gelen ihbarların doğrulanmasını isteyen EGM, ihbarın doğruluğunun anlaşılmasının ardından özel harekat unsurlarından da destek alınarak olay yerine ekiplerin sevk edilmesi emrini verdi.
 
Bölgede düzenlenen operasyonlardaki en önemli hedef, Çözüm Süreci’ni “kadrolarını takviye ve güçlendirme süreci” olarak değerlendiren PKK’nın, özellikle Doğu ve Güneyoğu’daki kırsal kadrolarının şehirlere inmesini engellemek oldu.
 
Kırsalla şehirin birbirine çok yakın olduğu Hakkari, Şırnak, Van, Bingöl gibi kentler ile Cizre, Silopi, Nusaybin, Yüksekova, Şemdinli, Varto gibi ilçelerde neredeyse her gün göğüs göğüse çatışmalar yaşanmaya başladı.
 
Bu süreçte PKK’nın mümkün olduğunda çatışmaya girmeden, pusu ve feda tipi bombalı saldırılara ağırlık verdiği görülüyor.
 
Ayrıca, üç hafta içinde eylemlerde kullanılan ya da yakalanan patlayıcı miktarına bakıldığında; örgütün, kamuoyuna yansıyan Oslo görüşmelerinde konuşulduğu biçimiyle tonlarca patlayıcıyı yurtiçinde depoladığı anlaşılıyor. Örgüt, hemen her yerde bombalı araçlarla eylem gerçekleştiriyor.

PKK/KCK yönetiminin kendi kadrolarına verdiği talimatlara bakıldığında, önümüzdeki sürecin hiç de kolay olmayacağını görebiliriz.
 
Örgüt yönetimi kadrolara verdiği mesajlarda ''Çözüm Süreci'nin sonlandığı ve 24 Temmuz 2015 günü itibariyle yeni bir sürecin başladığını'' duyurdu.
 
PKK üst yönetimi; kadrolarına şu talimatları da verdi:
 
1 * Sorumlu seviyede faaliyet gösteren örgüt mensuplarının bölgelerinden bilgili olarak faaliyetlerinde inisiyatif kullanmaları,
 
2 * PKK’yla bağlantılı kitlelerin, örgütle birlikte disiplinli hareket ederek tüm alanların tutulması ve gençlik birimlerinin güvenliği sağlamasının gerektiği,
 
3 * Olası örgüt mensubu ölümlerinde; her bir örgüt mensubu için 10 güvenlik görevlisinin şehit edilmesi gerektiği,
 
4 * Belirtilen esaslara uyularak halk ayaklanmasının başlaması gerektiği,
 
5 * Vatandaşları kepenk kapatmaya ve iş bırakma eylemlerine zorlayarak bölgenin hakimiyetinin kendilerinde olduğu izlenimini yaratmaya çalışacakları.
 
PKK’nın Çözüm Süreci’nin ardından yürüttüğü silahlı ve siyasi hareketin ipuçlarını bu talimatlarda görüyoruz.
 
Batman, Silvan ve Yükseova’da önceki gün gerçekleştirilen “özerklik” hamlesi de bu sürecin daha ilk aşamasıdır.