İşte Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

"BU SİLAHLARIN YARIN BANA DÖNMEYECEĞİNİ KİM GARANTİ EDEBİLİR"

Suriye'de DEAŞ terör örgütü var fakat Suriye'nin kuzeyinde de bir başka terör örgütü var. Bu terör örgütü de Türkiye'deki malum PKK terör örgütünün bir yan kuruluşu. PYD/YPG terör örgütü şu anda Amerika'nın Rakkaoperasyonunda DEAŞ terör örgütüne karşı birlikte mücadele verdiği bir başka terör örgütü. Demokrasiye inanmış bir ülkenin, bir terör örgütüyle iş birliği yaparak, bir başka terör örgütünü yok etmesini ben anlayamıyorum.

Irak'tan, Suriye'deki bu terör örgütlerine gelen destek 3 bin tırı aşmıştır. Burada tanklar var, toplar var, ağır zırhlı araçlar var, mühimmat var, 3 bin tırın üzerinde. Şimdi ben Türkiye olarak düşünüyorum, Kuzey Suriye'ye gelen tüm bu ağır silahların, yarın bana karşı kullanılmayacağını kim garanti edebilir?

Sayın Bush döneminde aynı durumu yaşadık. O zaman da bize aynı şeyler söylendi. Dendi ki, "Verilen destek ve seri numaralar elimizdedir. Biz buradaki mücadeleden sonra buradan çekilip o silahları alacağız." Ancak biz daha sonra Kuzey Irak'taki peşmergelerin elinde gördük bu silahları.

"İSRAİL'İN DIŞINDA KİMSE BARZANİ'NİN YANINDA DEĞİL"

Irak asla parçalanmamalı dedik. Bugün biz aynı noktadayız. Irak'ın toprak bütünlüğünden yanayız.

Hedef şudur. Bir defa kesinlikle Irak'ta böyle bir bağımsız devlet ilanına biz taraf değiliz, asla olamayız. Orada Türkmenler var, Araplar var. O birlikteliği bozmaya kimsenin hakkı yok. "16 yaşından beri benim hayalimdi" Benim 16 yaşındaki siyasi anlayışımla 63 yaşımdaki siyasi hayalim aynı değil, aynı olamaz.

Barzani Kendini yalnızlığa doğru itmiştir. İsrail'den başka yanında kimse yok. Tüm dünya ülkeleri bu teze, bu anlayışa karşıdır. Temenni ederim ki ayın 25'ine kadar sayın Barzani ve ekibi bu yanlış karardan vazgeçerler ve Kuzey Irak yönetimi çalışmasına devam eder.

"BARZANİ'YE ÖZEL TEMSİLCİMİ GÖNDERDİM"

Özel temsilcilerimi ben Sayın Barzani'ye gönderdim, dedim ki 'Sakın böyle bir yanlışın içerisine girme, biz darda kaldığınız zamanlarda size her türlü desteği vermiş bir ülkeyiz. 350 kilometre sınırımız olan bir komşumuzsunuz, komşunuz durumundayız. Bizde akrabalarınız var, aynı şekilde bizimkilerin sizde akrabaları var. Bakın böyle bir yanlış yapmayın.' Ne yazık ki bu yanlışı şu anda yapmış durumdalar. Ayın 27'sinde benim Milli Güvenlik Kurulu toplantım vardı. Birleşmiş Milletler gündemi sebebiyle bu toplantıyı biz 22'sine aldık. Döner dönmez cuma günü, Ankara'da Milli Güvenlik Kurulumuzu topluyoruz. Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda ne gibi yaptırımlar uygularız, bunun kararını alacağız.

OPERASYON KONUSU MGK'DA GÖRÜŞÜLECEK

(Referandum yapılırsa askeri operasyon düzenler misiniz" sorusu üzerine) Burada ifade edersem doğru olmaz. MGK'da bunu görüşeceğiz, hükümetimizle konuşacağız ve kararımızı orada alacağız.

GEREKİRSE BAŞIMIZIN ÇARESİNE BAKARIZ

NATO ülkeleri içerisinde bıraklın S-400, nükleer silaha sahip olan ülkeler bile var. NATO üyesi olmayan üülkelere NATO, bırakın o silahları diyor mu. Yanı başımda Suriye varken bizim S-400'e hatta S-500'e S-600'e sahip olma ihtiyacımız var. NATO ülkelerinden alamıyorsak , biz başımızın çaresine bakacağız. Terör örgütlerine bu silahları veriyorlar.

"PAZARTESİ PUTİN'LE GÖRÜŞECEĞİM"

25 Eylül Pazartesi günü Rusya lideri Putin ile görüşeceğim. Görüşmede Suriye ve S-400 füzeleri konusunu görüşeceğiz.