Suudi Arabistan, ABD Kongresi'ne sunulan ve krallığın 11 Eylül 2001'de gerçekleşen el-Kaide saldırılarından sorumlu tutulduğu yasa tasarısının kabul edilmesi halinde ABD'deki 750 milyar dolarlık varlığını satacağı tehdidinde bulunması, gündeme bomba gibi düştü. Kral Selman'ın bu resti İslâm Zirvesi için geldiği, başkent Ankara'dayken ABD Başkanı Barack Obama'yla yaptığı telefon görüşmesi sırasında çektiği belirtildi. İki ülke arasındaki gerginlik, ABD'nin İran ile yürüttüğü nükleer müzakereler ve anlaşma nedeniyle daha da artmıştı.

KILIÇLAR ÇEKİLİYOR MU?

ABD'nin kaya gazı ve petrolü üretiminde net ihracatçı konumuna gelmesi, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) arzı azaltmayı kabul etmemesi ve Çin'in büyümesindeki yavaşlama petrol fiyatlarını aşağı çekmişti. Rusya ve İran ile vekalet savaşı yürüten Arabistan, petrol üretimini kısmayarak aynı zamanda ABD'ye de meydan okumuştu. Kasımda başkanlık seçimine girecek olan ve ekonomisi 'kırılgan' iyileşme gösteren ABD'ye ikinci rest yine Arabistan'dan geldi. Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) küresel kriz akabinde piyasaya sürdüğü 4 trilyon doları geri çekme kararı alması ve buna paralel faiz artırma çabasına karşın sürecin planlandığı gibi gitmemesi, ABD dolarının değerini gelişmekte olan ülkelerin parası karşısında yüksek oranda artırdı. ABD'de hazine tahvilleri ve başka birçok varlıkta bağlı olan Arabistan'a ait 750 milyar doların çözülmesi ihtimali ise doların değerinin dip yapması ihtimalini gündeme getirdi. Petrol savaşında sonra siyasi odaklı kur savaşları ihtimali ise piyasaları tedirgin etmeye başladı.

SEÇİM ÖNCESİ '9/11' İHALESİ

Başkanlık seçimleri öncesinde Kongre'ye Cumhuriyetçiler tarafından sunulan, demokratlar tarafından da destek gören yasa tasarısı 11 Eylül saldırılarından Arabistan'ı sorumlu tutuyor. Obama'nın engelleme çabalarına karşı demokrat vekiller önergeden desteğini çekmiyor. Obama'nın geçtiğimiz haftalarda Guantanamo'da el-Kaide ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle tutulan 9 Yemenliyi düşük risk ihtimali ile Suudi Arabistan'a geri göndermesi de ülke içinde tepkilere yol açmıştı. 11 Eylül saldırısında yakalanan 19 zanlının 15'i Suudi vatandaşıydı. Bu hafta Riyad'da bir dizi görüşme yapacak Obama'nın gündeminde de 750 milyar dolarlık tahvil satışı olduğu iddia ediliyor. Ortak savunma gibi konuların da konuşulacağı ziyaret ABD kamuoyunda da tepki alıyor. 11 Eylül mağdurlarının aileleri kayıplardan ötürü Arabistan'ı sorumlu tutuyor. Aileler, Obama'yı da halkın değil, Arabistan'ın yanında olmakla suçluyor.

SUUDİ BLÖFÜ MÜ?

Suudi Arabistan'ın petrol üretiminden sağladığı gelirlerin ABD'de belli varlıklara yatırılmış olduğu, ABD'nin bu varlıkların ülke dışına çıkmasından endişeli olduğu yıllardır bilinen bir finans gerçeği. Amerikalı siyasetçiler ve finans uzmanları bu satışın gerçekleşmesi halinde Amerikan ekonomisi kadar Arabistan ekonomisinin de olumsuz etkileneceğinin altını çiziyor ve bu resti gerçekçi bulmuyor. Ancak bu büyük varlığın 100 milyar dolarlık kısmının bile satılmasının doların çakılmasına yetebileceği belirtiliyor. Petrol konusunda oldukça agresif politika izleyen Arabistan'ın aynı politikayı kurlar üzerinde oynaması da piyasa analistlerince çok da gerçek dışı bulunmuyor.

Obama kime bedavacı dedi?

Tha Atlantic Dergisine verdiği röportajda müttefik ülkelerin savunma giderlerinin karşılanması konusunda ellerini taşın altına yeteri kadar koymadığını belirten Obama, 'bedavacıların' kendisini çıldırttığını ifade etmişti. Özellikle İngiltere ve Arap müttefikleri hedef alan bu ifadeye karşı, Washington eski büyükelçisi Prens Türki el-Faysal, Şarkul Avsat gazetesinde bir yazı kaleme alarak “sizin ekonominizi biz ayakta tutuyoruz" mesajı verdi.