Erdoğan, "Başkonsolosumuzla da bir görüşmem oldu. Biz şimdi tereyağından kıl çeker gibi bu işi başarabilir miyiz onun gayreti içindeyiz. Diyoruz ki, 'geç olsun ama inşallah hayırlı olsun'. Onun için sabırla, diplomatik yollarla bu işi yürütmenin gayreti içindeyiz" dedi.

Geceyi geçirdiği Güneysu İlçesi'ndeki villasından saat 11.30 sıralarında ayrılan Başbakan Erdoğan, Güneysu Belediyesi'ni ziyaret etti. Daha sonra kent merkezine giderek Sahil Camisi'nde cuma namazını kılan, Rize Belediyesi'ni ziyaret eden Başbakan Erdoğan, Valilik binası önündeki toplu açılış törenine katıldı. 

Alana gelişinde eşi Emine Erdoğan'la birlikte vatandaşları selamlayan Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra törene Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da katıldı. Tören alanında daha önce Başbakan Erdoğan'la çekilmiş fotoğrafının yer aldığı gazete sayfasını çerçeveleten küçük bir kız dikkat çekti. Aşırı sıcak nedeniyle bayılanlara da sağlık görevlileri müdahale etti. Protokol sıralarında yan yana oturan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ile THY Genel Müdürü Temel Kotil ise hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen hemşerilerinin ısrarını kırmayarak birlikte poz verdi.

YAKIŞANI YAPTINIZ

Protokol konuşmalarının ardından kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, 30 Mart seçimlerinde Rize'nin üzerine düşeni yaptığını ve belirtti ve teşekkür etti. Erdoğan, şunları söyledi:

"Bir kez daha sizlerle iftihar ettim. Rizeli olmaktan bir kez daha gurur duydum. Rize'de belediye başkanlığını alacağımızdan zaten şüphem yoktu. Ama Rize bize sadece belediye başkanlığını değil, aynı zamanda Türkiye rekorunu verdi. Yüzde 68 oy oranıyla Rize 81 vilayet içinde en yüksek oranda oy veren il oldu. Bu iftiharı, gururu bize yaşattığınız için size sonsuz şükranlarımı sunuyorum. İnşallah bundan sonra da Rize'ye mahcup olmayacağız. Eserlerimizle, yatırımlarımızla daha da büyütmeye güzelleştirmeye devam edeceğiz. Bugün 123 milyon lira tutarında 18 eser ve hizmetin açılışını yapıyoruz."

"KONSOLOSUMUZLA GÖRÜŞTÜM"

Başbakan Erdoğan, "Gündemdeki önemli bir konuya değineceğim" diyerek Musul Başkonsolosluğu'na yapılan baskınla ilgili şunları söyledi:

"Irak'ın Musul kentine IŞİD tarafından saldırı düzenlendi ve Musul'un önemli bir bölümü bu örgüt tarafından işgal edildi. Türkiye'nin Musul'da bir başkonsolosluğu vardı. Başka hiçbir ülkenin Musul'da başkonsolosluğu yok. Irak'taki güvenlik sorunları nedeniyle IŞİD unsurları başkonsolosluğumuzu işgal etti. Personelimizi alarak şehrin başka bölgesine götürdü. Binada 49 personelimiz ve bazı aile fertleri bulunuyordu. Orada TIR taşımacılığı yapan şoförlerimiz var. Fabrikalarda çalışan vatandaşlarımız var. Bütün bunları şahsım, Dışişleri, MİT, TSK birebir her an takip ediyoruz. Bu arada yine şahsen başta kendim olmak üzere başkonsolosumuzla da görüşmem oldu. Bu personelimizin ve aile fertlerimizin geri dönmeleri için her imkanı seferber ettik. Irak hükümeti nezdinde girişimlerimiz devam ediyor. Büyükelçimiz konuyu takip ediyor. BM, NATO gibi kuruluşlar nezdinde uluslararası hukuk altyapısını da oluşturuyoruz. Sadece başkonsolosluğumuz personeli ve aileleri için değil, Musul'un bir ilçesinde rehin alınan 31 vatandaşımız için de çok yoğun temaslar kuruyoruz. Vatandaşlarımızı sağ salim emniyet içinde evlerine ulaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Musul'daki gelişmeleri an be an dikkatle takip ediyoruz. İnşallah hayırlı neticeyi buradan alacağız."

"MUHALEFET KURU SIKI ATIYOR"

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu, bu büyüklüğe yakışır biçimde davranarak soğukkanlı adımlar atacağını da vurguladı ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu an birinci önceliğimiz Musul'daki vatandaşlarımızın can güvenliğidir. Bu yüzden biz muhalefet gibi davranamayız. Onların sırtında yük küfesi yok. Onlar rahatlar. Kuru sıkı atıyorlar. Dışişleri bakanımı bilgilendirmek için onlara yolluyorum. Söylediği laf, 'bunun bir siyasi sorumluluğu vardır'. Neymiş siyasi sorumluluğu? Cevap yok. Bir defa o siyasi sorumluluğun cevabını 30 Mart'ta milletim sana verdi zaten. 30 Mart'ta milletim, 'Öyle kuru sıkıya pabuç bırakmayız. İktidarımızdan memnunuz. Durmak yok, yola devam' dedi. Yüzde 45.5. Dışişleri Bakanıma böyle söylüyor işte. Ya nezaket denen bir şey var. Bir şey daha söylüyor, 'Biz sizin Ortadoğu'daki siyasetinizi kabul etmiyoruz' diyor. Bunu zaten bekleyemeyiz ki. Sen Beşer Esed'le el elesin, biz ise karşı karşıyayız. Aramızdaki fark bu. Sen katillerle el tutuyorsun, biz ise katillerle karşı karşıya duruyoruz, farkımız bu. Biz mazlumların, mağdurların yanındayız. Bahçeli de 'hemen asker müdahale etmeli' diyor. Ya Bahçeli senin dünyadan haber yok galiba. Orada 100'e yakın vatandaşım bunların elinde. Onların başına bir şey geldiği zaman, bunu neyle izah edeceksin? Biz şimdi tereyağından kıl çeker gibi bunu başarabilir miyiz, bunun gayreti içindeyiz. Diyoruz ki, 'geç olsun ama inşallah hayırlı olsun'. Onun için sabırla, diplomatik yollarla bu işi yürütmenin gayreti içindeyiz. Biz sabırlıyız. Bahçeliye sorarsan, Türk bayrağını indiren için de 'alnının çatalından vurup indireceksin' dedi. Ondan sonra ne olacak? Orada başka yapılabilecek şeyler vardı. Onların yapılması gerekirdi. Bunların derdi problemi çözmek değil, büyütmek. Biz ise aklıselim ile hareket etmek suretiyle bu süreci işleteceğiz."

"ELLERİNE DİKEN BATSA HÜKÜMET SUÇLU"

Muhalefetin artık dengeyi tamamen yitirdiğini de vurgulayan Başbakan Erdoğan,

"Dünyanın neresinde olumsuz gelişme varsa, iktidarımızdan sorumlu tutar hale geldi. Yağmur, kar yağmazsa hükümet sorumlu. Çok yağsa yine biz suçluyuz. Ölçüyü tamamen kaçırdılar. Ellerine diken batsa hükümet suçlu. Türkiye ve kardeşliğimiz büyürken muhalefet büyüyemedi, yerinde saydı, hatta geriye gitti" dedi.

Musul'daki personeli sağlık içinde evlerine ulaştırmanın gayreti içinde olduklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"CHP genel müdürü de bundan rant devşirebilme gayreti içinde. İşte bu kadar küçük hesaplar içindeler. Dünyaları, ufukları,vizyonları bu kadar küçük. Bu muhalefet 12 yıl boyunca hep bunu yaptı. İş üretemediler. Yapıcı olmadılar. Sürekli tahrip etmenin, engellemenin, yıkmanın, yavaşlatmanın peşinde oldular. Biz 12 yılda bunlara rağmen Türkiye'yi büyüttük. Bunlara rağmen dünya ülkesi konumuna yükselttik. Ben Dışişleri Bakanımı bunların zatı şahanelerine gönderdim, gitsin bilgilendirsin diye. Ama bunların derdi IŞİD unsurlarını tahrik etmek. Tahrik ederek ne yaparsın? Orada zarar istihsal edersin. Biz tahrikten yana değil, problemden yanayız. Her alanda bunlar bunu yaptılar."

"KILIÇDAROĞLU, BU MİLLET SENİN YÜZÜNE TÜKÜRÜR"

Türkiye'nin muhalefete rağmen her alanda büyümeye devam ettiğini de vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Salı günü Türkiye ekonomisine ilişkin ilk çeyrek büyüme oranları açıklandı. Avrupa'da ilk çeyrekte en hızlı büyüyen ülke yüzde 4.3 ile Türkiye oldu. Bizim gündemimizde başarılı şekilde büyüyen Türkiye ekonomisi var. Dünyanın en büyük havalimanı, kendi ürettiğimiz ATAK helikopterlerimiz, Marmaray var. Lastikli tüp geçit var. İzmit Körfez köprüsü, Ovit tüneli var. Muhalefetin gündeminde ne var? Onların gündemi farklı. Yatsınlar, kalksınlar Tayyip Erdoğan'a küfretsinler, hakaret etsinler. Utanmadan, sıkılmadan şu Kılıçdaroğlu denilen adam, 'bayrağı Erdoğan indirdi' diyor. Bu millet senin yüzüne tükürür, tükürür. Sen bunu Erdoğan'a nasıl söylersin? Sen Hakkari'ye Türk bayrağıyla giren adam değilsin. Sen Hakkari'ye PKK'nın gölgesinde giren adamsın. Hakkari mitinginde bir tek Türk bayrağı sallandıramadın. Siz Sivas'ın batısında kaldınız. Aldığınız oy belli. Ama Ak Parti 81 vilayette var. Biz Türk bayrağıyla varız. Teşkilatımızla varız. Ama her yerde varız. Sen önce aynaya bak, kedine çeki düzen ver. Kime ne söylediğini bil. Her gittiğim yerde 4 şey söyledim. Ne dedik, 'tek millet, tek bayrak' dedik. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır' dedik. Bunu Diyarbakır'da da, Hakkari'de de, Van'da da söyledim. Sen nerde söyledin? İnsan utanır, utanır. Ama bunlarda o yüz yok. Ancak bunlar kendi yatak odasına girdikleri zaman bunları söyler. Oraya bunların girmesi söz konusu değil. Üçüncüsü tek vatan ve tek devlet dedik. Yani Rabia. 'Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız' dedik. 'Hep birlikte Türkiye olacağız' dedik. İnşallah Türkiye oluyoruz. Onların ufku, vizyonu bizim hayallerimize erişemez. Onlar fırsat, tahrik peşinde koşuyorlar. Mezhepçilik, ayrımcılık yapıyorlar. Ayrıştırmanın mücadelesini veriyorlar. 30 mart öncesinde Pensilvanya örgütüyle ittifak yaptılar. Halen o ittifakın peşinde kendilerini bataklığa sürüklüyorlar. Varsın devam etsinler. 12 yıl boyunca bunlara takılıp gereksiz tartışmalarla hem kendimizi hem Türkiye'yi oyalamadık. Şimdi de bu gerilim siyasetine aldanmayacağız. Türkiye için hayallerimiz, hedeflerimiz var. Lütfen bu muhalefetin tahriklerine karşı son derece dikkatli olun. Zira artık ateşle oynamaya başladılar. En kutsal değerlerimizi dahi siyasi istismar malzemesi yapmaya başladılar. En kutsal değerlerimizi kullanarak, nefreti, öfkeyi, kutuplaşmayı körüklemeye başladılar."

"TEMELİ OLMAYAN BİNANIN ÇATISI OLUR MU?"

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili muhalefetin çatı aday arayışını da eleştiren Başbakan Erdoğan şunları söyledi:

"Kılıçdaroğlu, Bahçeli çıkmış sokak sokak dolaşıyorlar. Cumhurbaşkanlığı için çatı aday arıyorlarmış, çatı kuracaklarmış. Temeli olmayan binanın çatısı olur mu? Yani bunlar temelden başlamıyor işe çatıdan başlıyor. Demek ki olacak olan bir şey yok. Hiçbir yerde önce çatı sonra temel olmaz. Yapacakları bir şey yok. Sadece turistik ziyaret yapıyorlar. Bu oyunları inşallah 10 Ağustos'ta hep beraber bozacağınıza inanıyorum. Ak Parti'nin adayı kim olursa olsun bu yürüyüş aynen devam edecektir. Bir hainin Diyarbakır'da yaptığı hareket, bir kendini bilmezin askeri garnizon içindeki bayrağımıza karşı yaptığı bir hareket Türkiye'de bir birliğin, birlikteliğin işaret fişeği olmuştur. İlgili kesimlere söylenmesi gerekenleri söyledik. Emniyet'te ve Silahlı Kuvvetlerde idari soruşturmalar başladı. O hainin de tespiti yapıldı. Çok hassas ve yoğun şekilde araştırıyoruz. Bulup ortaya çıkaracağız. Karşılıksız kalmayacak. Bazı kişiler gözaltında. Ancak bu haince hadise üzerinden çok tehlikeli bir oyun oynanmak isteniyor. Bu tuzağa karşı sizlerden çok dikkatli ve sağduyulu olmanızı, vakarla davranmanızı rica ediyorum. Bunların her türlü istismarcısı var. Bir kısmı bayrağımıza saldırarak istismarını yapar, bazıları ise bayrak üzerinden farklı istismar yollarına gider. Muhalefetin tuzaklarına gelmeyin. CHP, MHP Diyarbakır'da bayrağımıza saldırı olunca, bayrak sevgisi o zaman akıllarına geldi. CHP'ye 2011 seçimlerinde söyledim. BDP ile anlaşarak gitti miting yaptı. Bir tane Türk Bayrağı açamadı. Şimdi TBMM'de bayrak şovu yapıyorlar. Hakkari'de niye yapmadınız? Gezi olaylarında Ankara'da Türk bayrağını yakan hainlere siz kucak açtınız ya. Sizin milletvekiliniz onlarla hareket etti. Bölücü terör örgütü liderinin posteriyle Mustafa Kemal'in posterini yan yana asanlara siz kucak açtınız. Şimdi çıktınız, bayrak üzerinden istismar yapıyorsunuz. 81 vilayetin tamamında kendi parti bayrağını bile dalgalandıramayanlar nasıl oluyor da Türk bayrağını istismara yelteniyorlar. Sivas'ın ötesinde siyaset yapamadılar.Biz nerede bayrağımız dalgalanıyorsa orada Ak Parti olarak varız."

"OYUNA GELMEYECEĞİZ"

Erdoğan, muhalefetin bayrak ve diğer değerler üzerinden yaptığı oyunlara gelmeyeceklerini de vurgulayarak, "Kardeşliğimizin zedelenmesine izin vermeyeceğiz. Biz hiçbir şımarıklığa, kuralsızlığa kanunsuzluğa izin vermeyiz. Bu ülkenin kazanımlarından ilkelerinden asla taviz vermeyiz. Çözüm süreci birilerinin iddia ettiği bir boyun eğme, taviz verme süreci değildir, olmayacaktır, olmamıştır. Bunu böyle zannedenler varsa büyük yanılgı içindedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti kimseye boyun eğmez, taviz vermez. Birliği, dirliği, kardeşliği daha da yüceltmenin peşindeyiz. Huzur ve emniyete kavuşmak için ne yapmak gerekiyorsa onu yaptık. Bunu istismar etmeye çalışanlar karşılarında bizi bulur. Sağduyulu ve vakur olacağız. Büyük devlete, millete yakışan neyse onu yapacağız. Endişeniz olmasın. Bayrağa saldıranlara da, arkalarındaki efendilerine de biz gerekenleri büyük devlet refleksiyle veriyoruz, vereceğiz. Bayrağımıza saldıranlar, ya çocukların ya kadınların arkasına saklanırlar. Bunlar böyle alçaktır" dedi.

"YİNE REKOR OY BEKLİYORUM"

Erdoğan konuşmasını, "Türkiye 10 Ağustos'ta yapılacak önemli seçime böyle hazırlanıyor. İnşallah 10 Ağustos'ta bir kez daha sandığa gidecek, tarihimizde ilk kez cumhurbaşkanını halkın oylarıyla belirleyeceğiz. Siz belirleyeceksiniz. Egemenliğin gerçek sahibi, başkanını seçecek. 10 Ağustos'ta Rize'den bir kez daha rekor oy bekliyorum. Adayımız kim olursa olsun Rize'den 10 Ağustos'ta farklı bir sonuç bekliyorum. Seçilecek cumhurbaşkanı hem Rize'nin hem diğer vilayetlerimizin cumhurbaşkanı olacak. 77 milyonu bir ve beraber olarak kucaklayacak" sözleriyle noktaladı.

Konuşmasının ardından yatırım yapan işadamlarına plaket veren ve kurdeleyi kesen Erdoğan daha sonra partililere Rizespor kaşkolu dağıttı.

CHP'li Haluk Koç, Başbakan Erdoğan'ın Rize'de söylediği "Kılıçdaroğlu denilen adam, ‘bayrağı Erdoğan indirdi’ diyor. Bu millet senin yüzüne tükürür" sözlerine yanıt vererek; "Yüzüne tükürülecek kişinin Erdoğan'dır. Bu kadar yalan söyleyen, bu kadar hakaret eden ve nefret dolu olanlar, yüzlerine tükürülse de, çok şükür yağmur yağıyor diyebilecek kadar edep zaafı içindedirler" dedi. 

VALİLİĞİ ZİYARET ETTİ 

Rize Valiliği önündeki toplu açılış töreninin ardından valiliği ziyaret eden Başbakan Erdoğan, burada basına kapalı olarak çeşitli toplantılara katıldı. Daha sonra İsmail Kahraman Kültür Merkezi’ne geçen ve yine basına kapalı olarak gerçekleştirilen İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, çıkışta kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Başbakan Erdoğan makam aracına yöneldiği sırada aracın ön kaputunda kuş pisliği olduğunu farkeden korumalar harekete geçti. Büyük bir telaşla aracın ön kaputuna su döken ve bezlerle silen korumalar, Başbakan binmeden aracı temizlemeyi başardı. Güneysu ilçesinde yapımı devam eden İmam Hatip Lisesi’nde de incelemelerde bulunan Başbakan Erdoğan daha sonra geceyi geçirmek üzere Merkez Mahallesi’ndeki villasına geçti. 

CHP Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Rize'de söylediği sözleri eleştirdi. Koç, yazılı olarak yaptığı açıklamada Başbakan Erdoğan'ın sözlerini eleştirdi. 

CHP'li Haluk Koç tarafından yapılan açıklama şöyle; "48 saatlik aradan sonra Recep Tayyip Erdoğan, günlük siyaset söylemine dönmüş görünüyor. Irak'ta gerek Musul Konsolosluğu'muzdan kaçırılan, gerekse zorla alıkonulan TIR şoförlerinin akıbeti henüz meçhulken, bu sorunun ciddiyetinden uzak, nefret konuşmalarını sürdürüyor. Yaşadığımız ağır tablonun sorumluluğunu idrak etmekten uzak, hastalıklı bir ruh halinin yansımalarını sergilemekten çekinmiyor. Eğer yaşadıklarımız karşısında yüzü kızarması gerekenlerin yüzü kızarmıyorsa, utanmaları gerekenler, utanmıyorsa, terör örgütleri ile kol kola girenler bu işbirliklerinin sonuçları karşısında hiçbir şey olmamış gibi meydanlarda pişkinlik sergiliyorlarsa, bayrak sevgisinden bahseden kişi, tabelalardan TC'yi indirdiğini unutmuşsa, Türkiye'yi etrafındaki tüm ülkelerle düşman hale getirmişse, yüzüne tükürülecek olanlar bellidir. Gerçi bu kadar yalan söyleyen, bu kadar hakaret eden ve nefret dolu olanlar, yüzlerine tükürülse de, çok şükür yağmur yağıyor diyebilecek kadar edep zaafı içindedirler. Ne kadar bağırırsan bağır, kime küfredersen küfret, Türkiye'nin başına gelen tüm kötülüklerin sorumlusu sensin. IŞİD'in, EL-Nusra'nın destekçisi sensin, Ortadoğu'da akan kanda senin sorumluluğun var, SOMA faciasının doğmasının koşullarını sen hazırladın."

"MİLET'TE, TARİHTE SENİ AFFETMEYECEKTİR"

Diyarbakır'da Türk Bayrağı'nın indirilmesine ilişkin ise şunları söyledi; "Aslında inen direkteki bayrak değil, Recep Erdoğan'ın ilkesiz, rotasız, saygısız, küstah siyaset anlayışı ve politikalarıdır. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili nezaket dışı, normal bir insanın akıl ve mantık süzgecinden geçmeyecek ifadeleri, bu kişinin içine düştüğü ruhsal dengesizliğin bir dışa vurumu olarak değerlendirilmiştir.

Hiçbir zaman unutma!...Tarihteki tüm diktatörler gibi; suçlu iken haklı çıkmak için devlet olanakları ile toplantı düzenleyip, çok bağırarak işlediğin hiçbir suçun takibatından kurtulamayacaksın. Milet'te, tarihte seni affetmeyecektir."