İstanbul Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Can Tuncay tarafından hazırlanan darbe girişimine ilişkin iddianamede, örgütün 'yargı yapılanmasına' da yer verildi. Örgüt üyelerinin 'paralel yapılanma' için tehlikeli gördükleri kişileri etkisiz hale getirmek amacıyla baskı, tehdit, şantaj, gibi yöntemleri kullandığı anlatıldı.
FİŞLEME MERKEZİ GİBİ
İddianamede, Adalet Akademisi'nin hâkim - savcı adayları yönünden fişleme merkezine dönüştürüldüğü, kendilerinden olmayanların mesleğe kabullerini engellemek amacıyla usulsüz soruşturmalar yapıldığı belirtildi. Hakkında usulsüz soruşturma açılarak disiplin cezası tayin edilen, bu ceza gerekçe gösterilerek mesleğe kabul edilmeyen hâkim adayı Didem Yaylalı'nın da Yarbay Ali Tatar gibi uğradığı haksızlıklara dayanamayarak intihar ettiği belirtildi.

Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 2009'da mezun olan Didem Yaylalı, hâkimlik sınavını geçtikten sonra atanmasına bir hafta kala, 'eksik imzalı belge sunduğu', 'idareye yalan beyanda bulunduğu' iddiasıyla disiplin cezası aldı.
ALKOL VE TAYT SUÇLAMASI
HSYK, Yaylalı'yı mesleğe almadı. Yaylalı, 26 yaşındayken 2013'te Fethiye'de tatil yaptığı otelde intihar etti. Arkadaşları Didem Yaylalı'nın stajını yaptığı dönemde Adalet Akademisi'nde tayt giydiği gerekçesiyle uyarıldığını, ara sıra alkol almasının sorun edildiğini söylemişti.

BABA: KIZIMI BİAT ETTİREMEDİLER
Emekli Astsubay olan baba Yaşar Yaylalı, kızının ölümünden o dönem HSYK'da görev yapanları sorumlu tuttu. Baba Yaşar Yaylalı, kızının ölümüyle ilgili özetle şu açıklamaları yapmıştı:
"HSYK üyeleri bazı kişileri elemek için bu yollara başvuruyormuş. Yavrum, durumu çözmek için İbrahim Okur, Ahmet Hamsici ve Mustafa Arslan ile konuşuyor. Son olarak o dönemin HSYK imamı olarak tabir edilen Hüseyin Yıldırım kızımı odasına çağırarak, 'Bize biat edeceksin' diyor. Tabii ki kızım bunu kabul etmiyor. Onu bıktırıp, kendi isteğiyle ayrılması için çaycıların yanına gönderip küçük düşürüyorlardı."

ÇATI DAVASINA BAŞVURU
Baba Yaylalı Hürriyet'e yaptığı açıklamada da şunları söyledi:
"Ankara'daki çatı davasına müdahil olarak başvuracağız. Kızımın ölümü ardından yaptığım açıklamalar nedeniyle 1.5 yıl kelle koltukta gezdim. Ölüm tehditleri aldım. Telefonlarım dinlendi. Didem çağdaş, hukukçu bir çocuktu. 'Baba ben ölürüm de kimse beni doğruluktan dürüstlükten vazgeçiremez' derdi. Mesleği onların istediği gibi yapmasını istediler. Didem'le birlikte 7 kişinin ataması yapılmadı. Didem'in vefatından sonra Meclis'te yapılan düzenlemeyle bu atanamayan 7 kişinin ataması yapıldı. Keşke yaşasaydı o da şimdi hâkim olacaktı."
O DA İDDİANAMEDE: SÜRÜKLEYEREK ALDILAR
CHP Milletvekili İlhan Cihaner'in, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı olduğu dönemde 'Fetullahçılar'la ilgili soruşturma yürütmesi nedeniyle FETÖ/PDY örgütüne mensup olan savcılar ve emniyet görevlilerince makam odasında sürüklenerek yaka paça gözaltına alındığı belirtildi.