Yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki beznerlikler ve farklar konulu yazılara bir yenisini daha ekleyen Vatan yazarı Ruşen Çakır iki isim arasındaki en önemli farkın Gülen Cemaati'ne bakış açısı olduğunu yazdı.
Erdoğan ile Davutoğlu'nun cemaate bakışı konusunda bir farklılık olduğunu savunan Ruşen Çakır, Davutoğlu'nun cemaat için "paralel yapı" yerine "iç ve dış vesayet odakları" ifadesini kullandığını vurguladı. Mümtazer Türköne ve Utku Çakırözer'in de bu ayrıma dikkat çeken yazılarına vurgu yapan Çakır, Davutoğlu'nun Suriye konulu Dışişleri toplantısının sızdırılamsına kadar cemaat ile uyum içinde olduğunu hatırlattı.

İşte Çakır'ın ilgili yazısı:

DAVUTOĞLU'NUN CEMAAT KONUŞMASINDAKİ İNCE ÇİZGİ!

Geçtiğimiz Cuma günü, Mümtaz’er Türköne, Zaman Gazetesi’ndeki köşesinde R. Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu’nun AKP 1. Olağanüstü Kongresi’nde yaptıkları konuşmaları karşılaştırdı. Türköne’nin AKP’nin yeni genel başkanı ve yeni başbakanı tercih ettiğini yazının her satırından anlamak mümkün. Türköne’nin “Erdoğan “camdan”, Davutoğlu “candan” konuşuyor” demesine bakıp sadece bir üslup farkından söz ettiği sanılmasın. Ona göre halef ve selef arasında, özellikle Fethullah Gülen cemaatine bakışta ciddi farklar var. Örneğin şöyle yazıyor: “Davutoğlu’nun Erdoğan gibi geniş yer ayırdığı ‘paralel yapı’dan anladığı bir hayli farklı. (...) ‘İster paralel yapı ister başka bir güç’ diyerek, Erdoğan’ın koyduğu nokta hedefi dağıtmasının tesadüf olmadığı anlaşıldı. Davutoğlu ‘paralel yapı’ ile bürokrasi özellikle de yargı içinde hükümet politikalarına etki etmeye çalışan bir kliği kast ediyor. ‘Bürokrasiyi ele geçirip siyasî otoriteye şantaj yapma’ sözünün, Erdoğan’ın ‘ajanlar’, ‘casuslar’, ‘hainler’, ‘haşhaşîler’le bağlantısını kurmak çok zor.” 

DAVUTOĞLU "PARALEL YAPI" DEMEMEYE ÖZEN GÖSTERİYOR

Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer’in dünkü yazısından şu satırlar da Türköne’nin tespitleriyle bir bakıma örtüşüyor: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her fırsatta dile getirdiği Gülen Cemaati’ne yönelik ‘paralel yapı’ ifadesini Davutoğlu kullanmamaya özen gösteriyor. Başbakan onun yerine hem grup konuşmasında hem de Genel Kurul’da hükümet programını okurken ‘iç ve dış vesayet odakları’ demeyi tercih etti.”

DAVUTOĞLU İLE FETHULLAH GÜLEN ARASINDAKİ FARK!

Ama bütün bunlardan hareketle “Eğer Erdoğan’ın ısrarı olmasa Başbakan Davutoğlu Cemaat’e karşı daha ılımlı davranır” demek de çok doğru olmayacaktır. Şurası muhakkak: 17 ve 25 Aralık soruşturmaları bakanları, yakın arkadaşları ve aile fertleri üzerinden de olsa aslında Erdoğan’ı hedef alıyordu. Yani Erdoğan Cemaat ile aynı zamanda kendi kişisel kavgasını da yürüttü ve yürütmeye devam ediyor.

SURİYE TOPLANTISIYLA DURUM DEĞİŞTİ

Buna karşılık Davutoğlu’nun yolsuzluk/rüşvet iddialarıyla en ufak bir ilgisi bile yoktu. Fakat son olarak yayınlanan Suriye üzerine Davutoğlu’nun makamında yapılan ve onun da bulunduğu stratejik toplantının ortam dinleme kayıtları, hedefin aslında sadece Erdoğan olmadığını net bir şekilde ortaya çıkardı. Sanıyorum, birçok bakanın aksine Davutoğlu’nun son dönemde Cemaat’e karşı sert bir pozisyon almasında bu olayın etkisi büyük oldu. Bu vesileyle, parti ve hükümette bazı kişiler Erdoğan’ın gözünden düşerken Davutoğlu’nun itibarı iyice arttı.

BİRBİRLERİNE YAKINLAŞTILAR

Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığı döneminde Fethullah Gülen ve Cemaat’e karşı tutumunun genellikle pozitif olduğunu biliyoruz. Örneğin diplomatik temsilcilikler yurtdışındaki Cemaat okullarıyla pek bir sorun yaşamadılar, hatta büyük ölçüde koordinasyon içinde oldular. Öte yandan olayları küresel ölçekte okuma, anlama ve mümkünse müdahale etme noktasında Davutoğlu ile Gülen’in birbirleriyle yakınlaştıkları söylenebilir.

GÜLEN VE CEMAATİNE "İSLAMCI" DEMEK KOLAY DEĞİL

Fakat ortada çok ciddi bir fark var: Gülen (ve cemaati) sırtını Batı’ya verip İslam dünyasında var olan yapılara meydan okur. Onun gözünde İslam dünyasındaki sorunların kökeninde Müslümanların kendileri vardır. Bunun değiştirilmesi gerekir. Değiştirilmesi için de Batı’dan faydalanmak gerekir. Bu yüzden Gülen ve cemaatine “İslamcı” demek kolay değildir.

DAVUTOĞLU'NUN TEMEL PERSPEKTİFİ GÜLEN'İN TAM ZIDDI!

Her ne kadar küresel anlamda akla ilk gelen İslamcı şahsiyetlere pek benzemese de Davutoğlu’nun temel perspektifi Gülen’inkinin tam zıddıdır: yani sırtını dindarlara yaslayıp Batı ile mücadele etmek. Onun gözünde İslam dünyasının sorunları esas olarak Batı’dan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle İslam dünyası kendi içinde güçlü bir şekilde ayağa kalkıp Batı’ya meydan okumalıdır.