Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İnovasyon ve Girişimcilik Haftası programında konuştu. ABD'nin Kudüs kararını değerlendiren Erdoğan, "ABD Başkanı Trump'ın yaptığı talihsiz açıklama bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. Karar ne vicdan, ne uluslararası hukukla asla bağdaşmıyor. Bu açıklama en büyük darbeyi BM Güvenlik Konseyi'ne vurmuştur. Tarihi geleceğe taşımak çok önemli. ABD'nin de altında imzası olduğu BM Güvenlik Konseyi'nin kararını ABD yok saymıştır" dedi. Erdoğan, "İsrail bir işgal devletidir" dedi.
Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları...
ABD'YE TARİHİ CEVAPLAR: Son dönemde hız kazanan ekonomimize yönelik olumsuz algı oluşturma çabalarına karşı dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Türkiye yatırımcıları cezbeden bir ülke olma özelliğini güçlendiriyor. 16 Eylül 1922 tarihli bir Amerikan gazetesinde İstanbul Muhammedi inanışın merkezi, Mustafa Kemal de büyük politik dini imparatorluk kurmayı planlayan yeni lider olarak anılıyor. Bir başka gazete Mustafa Kemal'in yeni bir İslami imparatorluk planladığını söylüyor. 10 Ekim 1922 tarihli gazete Mustafa Kemal'i korkunç Türklerin en korkuncu olarak nitelendiriyor. Bir diğer gazete Mustafa Kemal'i bir terör sembolü olarak gösteriyor. Dün aynısını yaptılar bugün de değişen bir şey yok. Ne zaman bu millet ayağa kalkmaya çalışsa terörist ve korkunç olmakla suçlanıyor. Bugün de benzer ithamların şahsım ve günümüz Türkiye'si için yapıldığına şahit olursunuz. Biz millet olarak doğru yoldayız. 
ÇELME TAKMAYA KALKANLAR YALANLARININ ALTINDA EZİLECEKLER: Dün ülkemiz aleyhine oluşturulan algı yeni devleti kurmamıza engel olmamıştı. Bugün de 2023 hedeflerine ulaşmamıza engel olamayacaktır. Girişimcilerimizi bu tür kirli propaganda çalışmalarına aldırmadan ülkemize güvenmelerini davet ediyorum. Küresel ekonomide rakiplerimiz ve dostlarımız elbette olacaktır. Algı operasyonlarıyla çelme takmaya çalışanlar yalanlarının altında ezilip kalacaktır.

''ÜLKEMİZİN ZAYIFLAMASI KUDÜS'ÜN PARÇALANMASI DEMEKTİR'': İki gündür Yunanistan'daydım. 150 bine yakın soydaşımızın olduğu Gümülcine'deki annelerin gözyaşlarını bizzat yerinde tespit ettim. Umut neresi, Türkiye. Türkiye'nin sendelemesi demek gözlerini bize kilitlemiş kardeşlerimizin de sendelemesi demek. Celal Bayar adına bir okul yapılmış, onun ismini kazımışlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bu tahammülsüzlük niye? İskeçe'de adeta okul yok. Yunan yönetimine söyledim. Restorasyonsa restorasyon. Düşüncesine inanan düşünce inancından korkmaz. Ülkemizin zayıflaması demek, Filistin, Irak, Küdüs'ün parçalanması demektir.
''ABD YOK SAYMIŞTIR'': ABD Başkanı Trump'ın yaptığı talihsiz açıklama bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. ABD'nin aldığı Kudüs kararı ne uluslararası hukukla ne adaletle ne de bölgenin gerçekleriyle asla bağdaşmıyor. ABD'nin altında imzası olan BMGK'nin kararını son açıklamayla ABD yok saymıştır. Böyle bir şey olabilir mi. Böylesi hassas bir meselede hoyratça davranamaz.
''İSRAİL İŞGAL DEVLETİDİR'': İsrail bir işgal devletidir. Şu anda polisiyle bütün oradaki gençleri, çocukları adeta terör estirerek vuruyorlar, F16'larıyla Gazze'ye saldırıyorlar. Bir taraftan Filistin'e saldırıyorlar. Niye? Ben güçlüyüm.
''BİZİM NEZDİMİZDE GEÇERLİLİĞİ YOKTUR'': Dünya beşten büyüktür dememizin sebebi bu orman kanunu düzenine rıza göstermememizdir. Güçlü olanın borusunun öttüğü bir yapının barış üretmesi mümkün değildir. Asıl sorun sistemin kendisidir. Bizim itirazlarımızın tepki çekmesinin yegane sebebi budur. ABD'nin Kudüs'le ilgili kararının bizim nezdimizde hiçbir geçerliliği yoktur. Kudüs senelerdir Filistinlilere devlet terörü uygulayan bir ülkenin insafına terk edilemez. Kudüs'ün kaderi 1967'den beri hiçbir hukuk ahlak tanımadan Filistinlilerin topraklarını gasbeden işgalci bir devlete bırakılamaz. Kudüs bizim gözbebeğimizdir. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Bizim için bir kırmızı çizgidir. Alınan karar tam anlamıyla bir provokasyondur. Bu provokasyonun arkasında evangelistler var. Bunu bizzat zaten sayın başkandan dinlemiş birisiyim. Müslümanlar gibi hristiyanların da Kudüs üzerindeki haklarını ayaklar altına alınan bu karara asla rıza göstermeyeceğiz. Hukuk ve meşruiyet mücadelesini sürdüreceğiz. Hukuki süreci yine aynı şekilde dikkatlice takip edeceğiz. Müslümanlar haklı oldukları bir meselede kışkırtmalara gelerek işgalcilere malzeme vermemelidir. Tepkimizi gösterirken demokrasiden ayrılmamalıyız. Biz asla ırkçı değiliz, olamayız.