Tarhan, adaylık sorusu üzerine "Partimizin ve ülkemizin geleceği için arkadaşlarımla  değerlendirmeler yapmaya devam ediyorum. Bu olağanüstü koşullarda akıl ve sağduyu  öne çıksın istiyorum. Bu değerlendirmeler sonrasında kamuoyuna açıklama  yapacağım" dedi.
 
Tarhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, "başkanlık  sistemi" adı altında bir rejim değişikliği endişesi yaşadığını savunarak, bu  süreçte, muhalefetin buna karşı çıkacak bir gücünün olmadığını söyledi. Muhalefetin bir politikasının olmadığını iddia eden Tarhan,  cumhurbaşkanı seçim sürecinde yaşanan hezimetin, geleceğe dair umutları  azalttığını belirtti. "CHP'nin, yeniden güç toparlaması, rota çizmesi, daha güçlü bir  mücadele sergilemesi ve iktidar alternatifi olması için yenilenmesi gerekiyor.  Yeni bir kadroyla hareket etmesi ve zihniyetini değiştirmesi gerekiyor" diyen  Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kurultay kararının, 15 günlük sürece sıkıştırılmış olması  umutlarımızı köreltmiyor değil. Neden? Çünkü, 'küçük olsun benim olsun' anlayışı  her zaman eleştirilen bir anlayış. Tasfiye tehditleri, çok dar bir zamandaki  kurultay hesapları ve delege pazarlıkları ne yazık ki geleceğe dair umutlarımızı  köreltiyor. CHP açısından, birlik, beraberlik, dostluk ve yeni bir anlayışla  iktidar umudunu riske atıyor bu anlayış.
 
 "Derdim koltuklarla, kişilerle değil, zihniyet sorunu var"
 
CHP'nin bu yönetim anlayışının değişmesi gerektiğini öne süren Tarhan,  şunları kaydetti:  "Benim derdim kesinlikle koltuklarla, kişilerle değil. Bir zihniyet  sorunu var partide. Çünkü bir bilinç erozyonu  yaşandığını hissediyorum, ilkelerden, değerlerden ve gelecek vizyonundan bir  kopuş olduğunu görüyorum. Ben kurultaya,  yönetim gölgesi düşmemesi için Sayın Genel Başkan'ın makamı terk ederek bir  kurultay kararı alması gerektiğini söylemiştim ancak onun gerçekleşmediğini de  üzüntüyle izliyorum."
 
"Bu çok incitici"
 
Adaylığı konusunda, parti kamuoyunun yoğun talebinin bulunduğunu dile  getiren Tarhan, özellikle kadınlardan ve gençlerden çok büyük destek aldığını  söyledi. Tarhan, genel başkanlığa aday olup olmayacağı konusunda, "Partimizin  ve ülkemizin geleceği için arkadaşlarımla değerlendirmeler yapmaya devam  ediyorum. Bu olağanüstü koşullarda akıl ve sağduyu öne çıksın istiyorum. Bu  değerlendirmeler sonrasında kamuoyuna açıklama yapacağım" dedi.
 
 "Benim gibi, ilke, değerler uğruna mücadele eden, iktidar alternatifi  olmak için halka samimiyet hissettirilmesi gerektiğini düşünen insanlara 'AKP'ye  çalışıyor' dediler" ifadesini kullanan Tarhan, şöyle devam etti: "Bu çok incitici. Özellikle partide omuz omuza çalıştığımız parti  yöneticilerinden bu tür suçlamaların gelmesini çok incitici buluyorum.
 
  -"Asıl AKP'ye çalışanlar..."
 
"Asıl AKP'ye çalışanlar kimler biliyor musunuz? Lüks restoranlarda  ahkam kesen ve halkı bu şekilde ikna ettiğini zanneden insanlar, yöneticiler"  diyen Tarhan, "Gezi olayları sırasında, sokaklarda gençleri korumak için bizler  gaza boğulup, o mücadelenin bir parçası olurken, yönetim odalarında çay, kahve  içip solculuk yapmaya çalışan insanların, bize solculuk yada CHP'liliği öğretmeye  çalışmasını şaşkınlıkla izliyorum" değerlendirmesinde bulundu.
İkna etmeyi, seçim çalışması yapmak, otobüs gezdirmek olarak algılayan  anlayışın, iktidara çalıştığını düşündüğünü belirten Tarhan, şunları kaydetti:
"Bizim çalışmadığımızı söyleyen bazı insanlar, yöneticiler... Meclis  basıp, kadın gazetecilere şiddet uygulayanlar var, şampanya patlatanlar var. Asıl  AKP'ye çalışanların bu tür yöneticiler olduğunu düşünüyorum. Bizim kendimizi  ispat etme zorunluğumuz yok. Cumhurbaşkanlığı sürecinde beni aday gösteren ve  destek veren, bu dönemde de beni Mustafa Kemal'in koltuğuna layık gören her  kesimden insana çok teşekkür ediyorum."
 
"Tıpış, tıpış onur kırıcıydı"
 
  Tarhan, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olarak  gösterildiği gün, partinin zihinsel olarak bölündüğünü, insanların isteksiz  sandığa gittiğini ileri sürdü. "Tıpış, tıpış sandığa gideceksiniz" ifadesinin onur kırıcı olduğunu  savunan Tarhan, "Çünkü herkes heyecanla sandığa gitmek ister, bizim parti  emekçilerimiz, seçmenlerimiz her zaman o duyarlılığı göstermiştir. Sadakatle  sandığa gitmişlerdir" diye konuştu. Tarhan, "Bu başarısızlığın, hezimetin nedenini kendilerinde arayıp  sorgulamak yerine, birkaç milletvekili çalışmadı demek doğru değildir. Hepsi  görevlendirilmişti, Meclis Genel Kurulu'nda görevliydiler. Bunun bir kolaycılık  ve hedef saptırma olduğunu düşünüyorum. Belki de bir sonraki tasfiye sürecinin  işaretleri" dedi.
 
  "Tasfiye edilme tehdidi"
 
CHP'den tasfiye edilme tehdidiyle karşılaştıklarını belirten Tarhan,  şunları ifade etti: "Ben, CHP'nin hiç kimseye ait olmadığını, bir direnci, devrim ruhunu  ve vizyonu temsil ettiğini düşünüyorum. Bu kurultayın çok sorunları da olsa...  Çok büyük sorunları var çünkü, hem süreç, hem anlayış, hem delege pazarlığı  açısından. Türkiye'nin geleceğinin bunlarla karartılmasından endişe ediyorum. Bu  açıdan sorunludur ancak ben her halükarda CHP'nin bu süreçten birlikte, büyümeyle  ve iktidar hedefiyle çıkmasını istiyorum. Tarhan, kendisi aday olmaması durumunda, başka bir adayı destekleyip  desteklemeyeceği konusunda, "Görüşmelerimiz sürüyor, bu zihniyeti çözmek adına  gerekli değerlendirmeleri yapmaya devam edeceğiz" dedi.