İzmir’de, nüfus cüzdanındaki din hanesine ’Alevi’ yazılmasını isteyerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) açtığı dava lehine sonuçlanan, 4 yıl geçmesine rağmen herhangi bir düzenleme olmayınca Anayasa Mahkemesi’ne başvuran Sinan Işık, yılbaşından itibaren dağıtılacak yeni kimliklerde talebine yönelik uygulamadan bahsedilmemesine tepki gösterdi.

Işık, "Yeni kimliklerde ’din’ hanesi olacak mı, olmayacak mı? Bu belli değil. Sadece beni değil tüm toplumu ilgilendiren bu konuda açıklama yapılmalı, AİHM kararına uyulup uyulmayacağı belirtilmeli" dedi.

Kentte yaşayan, belediyede işçi 51 yaşındaki Sinan Işık, nüfus cüzdanındaki din bölümüne, ’İslam’ yerine ’Alevi’ yazılmasını talep ederek mahkemenin yolunu tutmuştu. İzmir 11’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda, Diyanet’ten de alınan görüş doğrultusunda, Aleviliğin müstakil bir din olmadığı kanaatiyle dava reddedildi. Yargıtay’dan da aynı sonuç çıkınca Işık, 2005 yılında AİHM’de dava açarak, Türkiye’nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alan 9’uncu, adil yargılama hakkını düzenleyen 6’ncı ve ayrımcılığı yasaklayan 14’üncü maddesini ihlal ettiğini savundu. Talebi değerlendiren AİHM, 2010 yılı Şubat ayında, kimlik kartlarında din hanesinin bulunmasının başlı başına insan hakları ihlali olduğuna ve devletin bu konuda tarafsız olması gerektiğine hükmetti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesinin ihlal edildiğini belirtti. Karar, hukukçular tarafından din hanesinin tamamen kaldırılması, aksi durumda kişinin kendi istediği inancın yazılması gerektiği olarak yorumlandı.

Aradan geçen dört yıla rağmen bu konuda herhangi bir adım atılmamasına öfkelenen Işık, Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, AİHM kararını uygulamadığı gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile muhalefet görevini yerine getirmediğini ileri sürdüğü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargılanmasını istedi. Suç duyurusunu değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu, kovuşturmaya yer olmadığını, kusur yüklenemeyeceğini belirterek takipsizlik kararı verdi. Işık, hukuki mücadelesini bırakmayıp takipsizlik kararıyla ilgili bir üst merci olan Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu. Mahkeme, takipsizlik kararını doğru buldu. Kesin kararı vererek Yargıtay yolunu da kapattı. AİHM kararı olmasına rağmen Türkiye’nin kararı uygulamamasının, sorumluluğu bulunanların da yargılanmamasının şaşırtıcı olduğunu dile getiren Işık, son olarak İzmir 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

Işık, Anayasa Mahkemesi’ndeki hukuki mücadelesini sürdürürken, İçişleri Bakanı Muammer Güler, açıklamasıyla çipli yeni kimliklerin yılbaşından itibaren üç sene içerisinde tüm vatandaşlara dağıtılacağını söyledi. Bakan Güler’in açıklamasını eksik bulan Işık, "Anayasa Mahkemesi’nin araştıracağı bir durum yok. Bizim devletimizi de bağlayan AİHM kararı ortada. Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, AİHM kararlarını takip eden Avrupa Bakanlar Komitesi’ne, yeni kimliklerde din ibaresi olmayacağını belirtmiş. Ancak TBMM’deki soru önergelerinde tam olarak uygulamanın nasıl olacağı belirtilmiyor. Haliyle toplum da bunu bilmiyor. Bu sadece beni değil toplumu ilgilendiren bir konu. Bilerek toplumdan gizli tutuluyor. Yeni kimliklerde ’din’ hanesi olacak mı, olmayacak mı? Bu belli değil. Bu konuda açıklama yapılmalı. AİHM kararına uyulup uyulmayacağı belirtilmeli. Kimliklerde din hanesi olmayacaksa tamam ama olacaksa AİHM’e karşı bir direniş olacak" diye konuştu.