PYD ve ona bağlı silahlı güç YPG, terör örgütü PKK’nın Suriye uzantısı. Aslında Suriye’den ziyade daha çok Türkiye’yi hedef alan bir terör oluşumu var ortada.

Geçen yıl bunlarla kendileri gibi terör örgütü olan DAEŞ arasında Kobani çatışmaları meydana gelmişti. Dünya işi gücü bırakıp bir tek sivilin bile olmadığı Kobani’deki o çatışmalara odaklanırken, Türkiye, bölgedeki tüm sivillere kapılarını açmış, sonrasındaki olaylarda ise Türkiye hedef alınmıştı.

Geçtiğimiz Haziran’da benzer durum Tel Abyad’da meydana geldi. PKK uzantıları Tel Abyad’da DAEŞ ile çatışmaya girdi, oradaki olaylar bizim sınırımızı tehdit eder hale geldi, neticesinde Tel Abyad’da yaşayan Türkmenlerle Araplar, PYD ve PKK tarafından sürgün edildi.

PKK uzantısı PYD, Türkiye sınırında etnik temizlik yaptı. Hatta DAEŞ’e karşı birlikte savaştıkları Özgür Suriye Ordusunu bile kendi çizdikleri sınırların dışına çıkardı.

Şimdi hedeflerinde Cerablus ve Rasulayn kentleri var. Tıpkı Kobani ve Tel Abyad’da olduğu gibi bu kez DAEŞ’le yapmayı planladıkları çatışmanın adresi Cerablus ile Rasulayn olacak.

Bölgede ciddi bir Arap nüfus var ve olası çatışmada onları büyük bir tehlike bekliyor.

Provokasyon planında İngiliz medyası başrolde. Bu gelişmeler Independent gazetesinde hemen yayınlandı. PYD’nin bu iki bölgeyi DAEŞ’ten ele geçirmesi halinde bundan en çok Türkiye’nin rahatsız olacağı vurgulandı.

Yani Türkiye’nin karşısına yine “ya DAEŞ ya PKK” dayatmasını sunuyorlar.

PKK’ya veya PYD’ye ses edersen o zaman “sen DAEŞ yanlısısın” diyecekler. Yok ses etmezsen “ben zaten DAEŞ’e karşı mücadele ediyorum” dersen o zaman “bunlar da DAEŞ’e karşı mücadele ediyor” diyecekler.

Tıpkı Kobani’de dedikleri ve yaptıkları gibi.

Bu kez Türkiye’nin seçim sürecini hedef alıyorlar, seçim öncesi böyle bir provokasyonun hazırlığı içerisindeler.

Tam bu noktada Amerika’dan yapılan açıklamalar da manidar. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü “PYD bizim için terörist değildir, onlar DAEŞ’le mücadele ediyor” dedi.

Yani ABD için öncelikli olan her hangi bir terör örgütünün DAEŞ ile mücadele ediyor olması, “işin içinde DAEŞ’le mücadele varsa, bunu yapan, terör örgütü değildir”, diyor Amerika.

İşte bu nedenle DAEŞ’i ortaya çıkarıp, sonra da onunla mücadeleyi bahane ederek, karşısına çıkardıkları tüm örgütler, şebekeler, çeteler, rejimler direk aklanmış oluyor.

Nasıl DAEŞ bahanesiyle katil Esed rejimini meşrulaştırmaya çalışıyorlarsa, DAEŞ bahanesiyle İran’a ömründe göremeyeceği sahaları açıyorlarsa, DAEŞ’le mücadele bahanesiyle PKK gibi terör örgütlerini de pürü pak ilan etmiş oluyorlar.

DAEŞ de DAEŞ’le mücadale de işin hikayesi. DAEŞ’i bizzat Amerikalıların himaye ettiği bilinirken Amerikalılar hangi mücadeleden bahsediyor?

DAEŞ’le mücadeleyi bölgede gerçek anlamıyla yapan bir ülke ile bir direniş hareketi var, onlar da Türkiye ile Özgür Suriye Ordusu.

Çünkü DAEŞ bahanesinden en büyük zararı biz gördük ve Suriyeli muhalifler gördü.

Amerikalıların bahsettiği mücadaleye gelince, eğer ortada birileriyle mücadale varsa, o da olsa olsa Türkiye ile mücadeledir.