Başbakan Ahmet Davutoğlu, cemaatle ilgili olarak alarmın 17 Aralık değil 7 Şubat'ta MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılmasıyla verildiğini söyledi. O gün Erdoğan ile birlikte olduklarını söyleyen Davutoğlu, ifadeye çağrılan ismin Fidan olmadığını Başbakan'ın hedef alındığını söyledi.


Ahmet Davutoğlu, TRT'de katıldığı programda "paralel yapıyla" ilgili mücadelenin devam edeceğini, bunun AK Parti'nin ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişisel meselesi olmadığını söyledi. Devletin, bürokrasi içerisinde yargı ile emniyet arasında bir örgütlenmeye müsade etmeyeceğinin altını çizen Davutoğlu, cemaatla ilgili alarmın 17 Aralık'tan önce 7 Şubat'ta verildiğini söyledi. Davutoğlu şöyle konuştu:

"Sayın Hakan Fidan ifadeye çağırıldığında, Sayın Başbakan ile birlikteydik. Haber geldiğinde ilk istişarede, "Bugün eğer başbakanlık makamına bağlı olarak çalışan ve siyasi iradenin talimatıyla hareket eden MİT Müsteşarı gidip bir savcının önünde hesap vermek zorunda bırakılırsa bir daha siyasi gücü kullanamayız"dedik. O gün ifadeye çağrılan MİT Müsteşarı değildir. O gün ifadeye çağrılan başbakandır. O gün öyle bir yapı kurulmuştu ki bu 17 ve 25 Aralık süreçlerine kadar uzandı.

"SAMİMİ İNSANLARLA SAVAŞ DEĞİL BU"

Bizim meselemiz kesinikle cemaat, camiya, hizmet ne derseniz deyin böyle bir yapıyla meselemiz yok. Orada samimi insanlarla bir savaş değil bu! Bu mesele halktan, belki o kitlenin de oylarıyla iktidara gelmiş bir otoriteye karşı, yargı ve emniyet etkileşimi üzerinden demokrasinin kılıcını bu otoriteye karşı kullanmak isteyenlerledir. Bir daha kimse o veya bu gerekçeyle insanların mahremlerine giremeyecek. Korku tüneli oluşturulmasına izin vermeyeceğiz.

PENSİLVANYA'YA KORKU TURLARI

Neredeyse geçtiğimiz yıllarda Pensilvanya'ya turlar düzenleniyordu. Çok mu sevdiklerinden? Şimdi anlıyoruz ki hakkımızda bir dosya mı var, acaba hakkımda dosya mı var ya da bir polis tarafından hazırlanmış dosya yargıya intikal eder korkusuyla gitmişler. Bir daha bu ülkede kendisini teminat altına almak isteyenler yurt dışına gitmeyecekler.

"YA DEVLET YA DA ÇETE..."

Bir ülke kendi ulusal çıkarları için aldıkları kararları uygulamak isterken dışarıdan aldıkları talimatla bunun karşısında dururlarsa, ya devlet ayakta kalır ya da çeteler ayakta kalır.İkisinin iç içe yaşaması mümkün değil. Bunu kongrede söylerken şahsi bir meseleyi takip ediyor değiliz. Ya da öfkeyle hareket ediyor değiliz. Ya siyasi iktidar ayakta kalır ya da bürokrasiyi ele geçirmeye çalışanlar ayakta kalır. Buna izin vermeyeceğiz.